Kadınlar ilkel vakitlerden bugüne dek hep üretimin sembolü olmuşlardır. Hayatın içinde etkin rol alan bayan mağara hayatında göçebe toplumlarda çocuk bakımını üstlenmiştir, yerleşik hayatta ziraî üretimde bulunmuştur, endüstriyel toplumlarda günümüzde ise ekonomik kıymet üreten bir pozisyona kadar gelmiştir. Şimdilerde bayan konutunu finanse eden, iş dünyasında statü sahibi olan, pek çok alanda yeniliklere imza atan, bir sürü projeye öncülük eden durumlarda etkin olarak yer almaktadır. elbette bu etaba gelmek kolay olmamıştır, öncelikle bayanın seçme ve seçilme hakkı elde etmesi, daha sonrasında iş hayatında erkeklerle eşit gelir seviyesine sahip olabilmesi uzunca yıllar almıştır. Bayan, verimlilik, üretkenlik, sevgi, şefkat, merhamet sözlerinde mana bulan içindeki bu hisleri etrafıyla çocuğuyla ailesiyle fazlaca paylaşandır. Yıllarca süregelen hala günümüzde de ses getiren bayana yönelik taciz, şiddet haberleri her kezinde bizleri daha çok üzmekte ve bunun devasını bulmaya itmektedir. Bayan erkek cinsiyetlerinin ortalarındaki farklılıklar dikkat çekmektedir. Toplumun eğitimler aracılığı ile bu farklılıklar konusunda bilinçlenmesi gelecekte daha sağlıklı alakalar kurulmasını sağlayacaktır. Ben bu bağlantılarda ‘Sevgi” kavramının ehemmiyetinden ve fonksiyonundan bahsedeceğim. Bu türlü özel günlerde verdiğimiz pahası göstermek için özel planlar yaparız. Lakin sevgimizi ve bedelimizi göstermek için sırf bu türlü özel günler değil her gün bizler için kıymetlidir. Sevmek ve sevilmek süreklilik arz eden bir durumdur.
İşim gereği çiftlerle çalıştığım için sevgililerde ve eşlerde sevginin söz edilişi ve anlaşılma biçimi ortasındaki farklılıkları gözden geçiririz. Her farklı çift terapisinde sevgi lisanının hayatımızdaki yerini şaşırarak fark ederiz. Nedir bu sevgi lisanı ? Ben burada kısaca değineceğim ancak isteyen Gary Chapman’ın yazdığı ”Beş Sevgi Dili” kitabını satın alıp okuyabilir. Maslow’un Gereksinimler hiyerarşisinden bildiğimiz üzere, insan fizyolojik muhtaçlıklarını temin ettikten sonraki etapta ilişkin olma sevgi ve hürmet muhtaçlığını karşılama ihtiyacı duyar. Evlenirken bireyler ne çok sevildiğini düşünür kendisini bu kadar seven kişi ile hayatını keyifli mesut yaşayacağını hayal eder, bu motivasyonla evlilik kararı alır. Evlendikten sonra hayat stili değişen, birlikte birebir meskeni paylaşan ve farklı sorumluluklar üstlenen bireyler bu duruma ahenk sağlamaya çalışırlar. Evlilik ile birlikte karı-koca sistemi işlemeye başlar. Evliliğinin 4. ayında, 1. yılında terapiye başvuran çiftlerde artış gözlüyorum. Çiftlerin sevildiğini hissetmeme, sevgi tabirlerine yer vermede eksiklik üzere ortak şikayetleri oluyor.Evliliği ayakta tutan en temel hislerden biri sevgidir,sevginin söz edilişi ve algılanışı şahıstan bireye farklılık gösterir. Münasebetiyle çiftlerin eşlerinin sevgi lisanının ne olduğunu fark etmesi gerekir bunun için küçük bir dikkat kâfi olacaktır.Sevginin ne olduğunu ve sevgiyi söz etmeyi küçük yaşlarda çocukluk devrinde ailemizden öğreniriz, bunun için sevgi lisanı kültürden kültüre nazaran değişiklikler gösterebilmektedir. İçinde sevginin ağır olarak hissedildiği bağlantılarda de bağlantı daha sağlıklı daha kaliteli daha doyurucudur. Sevginin dozu arttkça bağlantı artmakta çatışma azalmaktadır. Böylelikle bağlantımıza uzun yıllar sürmektedir.
Sevgi lisanının birincisi Takdir ve Onay cümleleridir. Örneğin; ”Seni Seviyorum” formunda sevginin eşe direkt tabir edilmesidir. Bunun yanı sıra işten gelen eşi güler yüzle karşılamak, yapılan yemeğin lezzetli olduğunu söylemek bunun için teşekkür etmek, eşe güzel bir anne düzgün bir baba olduğunu söylemek, eşimizde gördüğümüz ve hayranlık duyduğumuz güçlü istikametleri olduğunu söylemek, bayanın erkeğe tamir içinde çok mahir olduğunu; erkeğin bayana hoş göründüğünü, elbisesinin yakıştığını söylemesi üzere örnekler ile çoğaltılabilir.
Diğer sevgi lisanı ise Birlikte Vakit Geçirmek; eşimize kendisi ile yürüyüş yapmayı teklif etmek onun tarafından sevgi sözü olarak algılanabilir. Bir akşam yemeğini dışarıda yemeyi , sinemaya gitmeyi, konsere gitmeyi teklif etmek alt metin olarak seninle vakit geçirmek istiyorum benim için kıymetlisin manasını taşır.
Sevgi lisanının bir başkası ise Armağan Almak, konuta giderken bir buket çiçek, bir takı, kıyafet, ikramlık bir eşya alıp vermek sevgimizi tabir edebileceğimiz somut adımlardan bir adedidir. Birtakım bayan danışanlarımın eşleri hakkında, ”Bana her gün seni seviyorum diyor, 15 yıldır evliyiz bir çiçek bile almadı, beni sevdiğini hissetmiyorum.” dediğine şahit olmuşumdur. Bu sevgi lisanına bayanlarda daha sık rastlanmaktadır.
Dördüncü sevgi lisanı olan Hizmet Aksiyonları de erkeklerin daha çok benimsediği sevgi lisanıdır. İşten gelen bir erkeğin meskende eşi tarafından hazırlanmış hoş bir yemek masası onun için en büyük sevgi tabiri olabilmektedir. Hasta olan eşe ilaç ve suyunu vermek, üşüyen eşe hırka getirmek, terliklerini vermek üzere aksiyonlar bu sevgi lisanına örnektir. Bir bayan konut işleri yapan erkeğin ne kadar sevgi dolu olduğunu eşine paha verdiğini söylediğinde o bayanın sevgi lisanının hizmet aksiyonları olduğunu düşünebiliriz.
Son olarak da Tensel Temas olan sevgi lisanı içinde dokunmayı barındırır. Bayanların sevgi lisanları sıralamasında birinci ve ikinci kategori ortasında yarıştığını söyleyebilirim. Eşe sarılmak, elini tutmak, omzuna yaslanmak, kol kola girmek, öpmek üzere aksiyonlar dokunsal yoldan sevginin sözü olarak eşler için ehemmiyet arz etmektedir.
Tüm bu söz biçimleri çiftlerin vakit zaman yer verdiği hareketlerdir lakin bu hareketlerin devamlılığı münasebetin dinamiği için ehemmiyet taşımaktadır. Sevginin hissedildiği ve hissettirildiği bağlantılarda keyifli bayan ve erkekler olmak dileğiyle sevgilerimle,
Bir sonraki ”İletişim’ bahisli yazımda görüşmek üzere..
