Ada Aras
Birinci romanı ‘Yegâne’nin akabinde ikinci romanı ‘Yuva’yı okurla buluşturan müellif ve Kaplumbaa Kitap kurucusu Alsem Charles Roidi, “On dokuz yaşında muharrir olduğumu anladım” diyor. O günden sonra başında romanlar kurmaktan hiç vazgeçmeyen Roidi, 27 yaşında başladığı yazma serüvenine yürek ettikten sonrasında ise daima edebiyatla aktığını söz ediyor.
Alsem Charles Roidi ile Kaplumbaa Kitap tarafından yayımlanan ikinci romanı ‘Yuva’yı ve Kaplumbaa Kitap’ı konuştuk.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Müelliflik serüveniniz nasıl başladı?
Bir menajerlik oyununda beklediğimden erken muvaffakiyet kazanıp CNBC-e dizilerini gece yerine akşam saatinde izlemek durumunda kalmıştım. On yedi yaşındaydım, geceleri geç uyuyordum. Kitaplıktan Hamsun’un ‘Açlık’ kitabını aldım. Karnım tok olmasına karşın karakterin açlığını midemde hissettim. Kitapların bu türlü bir etki edebilmesine şaşırdım. Zoraki olmayan birinci kitap okuyuşum o gündü. Böylelikle okuma maceram başladı. On dokuz yaşında muharrir olduğumu anladım. Yirmi yedi yaşıma kadar başımda roman döndürdüm durdum. 27’de yürek buldum, başladım. O gün bugündür yazıyorum.
‘BİZİM GENÇLİĞİMİZİ ANLATAN BİR SİNEMA YA DA KİTAP YOK’
‘Yuva’, yayımlanan ikinci romanınız. Bize öykünün doğuşunu anlatır mısınız?
Sidar Bayram’la gençliğimizi yad ediyorduk, gençliğimizin Beyoğlu’nu… Benim de başımda roman karakteri olduğunu bilen bir karakter uzun vakittir dönüyordu. Bizim gençliğimizi anlatan bir sinema ya da kitap yok. O Beyoğlu yalnızca bizim hatıramızda kaldı, diye konuştuk. Bir deneyeyim dedim, kıssa böylelikle doğdu.
‘Yuva’, yazım sürecinde size ne kazandırdı?
Hâlâ kullandığım, günde bir word sayfası yazma kuralını bana ‘Yuva’ öğretti. Benim için en büyük kazanım ve anı budur.
‘SEVDİĞİMİZ KİTAPLARI BASIYORUZ’
Kitaplarınız Kaplumbaa Kitap’tan çıkıyor. Yayınevinin de kurucususunuz. Bize biraz da yayınevinden bahseder misiniz? Neler yapıyorsunuz?
Hikâye anlatır üzere anlatılan kurgu dışılar, hoş kurmacalar ve sesi çıkar şairlerin şiir kitaplarını yayımlıyoruz. Yılda on, en çok on beş kitap basacak bir yayıneviyiz. Sevdiğimiz kitapları basıyoruz, diyebiliriz.
Butik bir yayınevi olarak kitap basım süreciniz nasıl ilerliyor?
Para buldukça basıyoruz. Lakin bahardan beri bir nizama girdi, nizamı sürdürecek şartlar oluştu üzere.
‘DÜŞÜNMEM DE YAZIYLA MÜSEMMALAŞTI’
Yazmak sizin için ne söz ediyor?
Aklımdaki fikri forma dökmemi sağlıyor. Düşünmem de yazıyla müsemmalaştı neredeyse. Deniz ve denizci bağı gibi…
‘Yuva’nın tanıtım metninde kitap için şu tabirler yer alıyor: “Yalnızca okunurken ve okundukça var.” Kıssasıyla bağlamı nedir?
Karakterler de romanı ortaya çıkarabilir. Müellif evvelce bir dizaynını karakterle de hemhal edebilir fakat ‘Yuva’da Aykut’un dört başı mahmur bir karakter olarak ortaya çıktığı yerde roman bitiyor. Roman Aykut’a can vermeye bir vesile, o yüzden de yuvası.
“Ben Aykut. Bu bir roman. Geçmişimi aydınlatmak için yapılan bir teşebbüs.” Bu kitap için otobiyografik bir roman diyebilir miyiz?
Anıları büktüğüm olur yazarken, bunda da oldu haliyle lakin birebir yaşadığım bir şey yok romanda. Fakat romanda olan yerler içinde gitmediğim yer de yok. Bu türlü bir hâl…
Yazım şeklinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Değerlendirebilmeye muktedirim üzere gelmiyor ancak ne yaptığımı şöyle anlatabilirim: Fikre form bulma gayem var. Bir cümle ve akabinde bir cümle daha metodunu kullanıyorum.
‘BENİM İÇİN EN KIYMETLİ KİTAP YUSUF ATILGAN’IN ‘AYLAK ADAM’IDIR’
Okuduğunuz, sizi yazmaya iten isimler kimler?
Okuduğum isim çok ve bilinmedik isimlerden oluşan bir liste değil; Tolstoy, Dickens, Yaşar Kemal vs. diye masraf. Lakin okuma tecrübemde benim için hatırlamaya kıymet şeylerden biri otuz yaşına kadar Sait Faik okuyup niçin bu kadar sevildiğini anlamamamdır. Bir defa daha denedim ve bu kere beni de etkisine aldı. Değişik bir tecrübe oldu, sonra da bütün kitaplarını okudum. Daha mühimi ve benim için en kıymetli kitap ise Yusuf Atılgan’ın ‘Aylak Adam’ıdır. Yusuf Atılgan o kitabı yazmasa ‘Aylak Adam’ ben olabilirdim. Romandaki karakterin yazının başına oturup oturup bırakması beni çok etkiledi. Her kaçmak istediğimde sonum onun üzere olur, diye çalışmaya devam ettim.
