Diğer tüm göğüslü dişiler üzere klitorise sahip oldukları bilinen yunusların seks sırasında zevk alıp almadıkları sorusu son bir bilimsel araştırmayla yanıtlandı. Araştırma, yunusların “büyük” klitorisleri sayesinde seks yaparken zevk aldıklarını doğruladı.
Şimdiye kadar bilim insanları, yunusların, öbür tüm göğüslü dişiler üzere klitorise sahip olduklarını biliyorlardı lakin zevk alıp almadıklarından emin olunamamıştı.
Euronews’te yer alan haberde, ABD’deki Mount Holyoke Koleji’nden Patricia Brennan’ın Current Biology mecmuasında yayınlanan en son araştırmasıyla yunus klitorisinin nitekim fonksiyonel olduğu sonucuna varıldığı anlatıldı.
Çalışmanın sonucunda, “Yunusların klitorisi yeterli gelişmiş erektil boşluklara sahiptir, dokunsal ikaza epeyce hassastır ve muhtemelen işlevseldir” denildi.
‘HEM HETEROSEKSÜEL HEM EŞCİNSEL ÇİFTLEŞME YAŞIYORLAR’
Yunusların, kendi dışındaki çeşit yunuslarla hem heteroseksüel hem de eşcinsel çiftleşme yaşadıkları ve hatta mastürbasyon yaptıkları da biliniyordu.
Brennan, doğal nedenlerle ölen şişe burunlu yunuslardan alınan örnekleri inceleyerek klitoral bedenin altındaki erektil dokunun bir “S” hali oluşturduğunu keşfetti.
Bu eğri, dokunun, insanlarda olduğu üzere uyarılma üzerine geliştiğine ve hazzı sağladığına işaret ediyor.
New Scientist’e verdiği röportajda Brennan, çalışmayı şöyle anlatıyor:
“Yunusların çok sayıda kıvrım içeren çok karmaşık vajinaları vardır. Hipotez, bu kıvrımların,çiftleşme sırasında sperm için öldürücü olabilecek tuzlu suyu dışarıda bırakmak için orada olduğuydu. Lakin hiç kimse bu kıvrımları nitekim incelememiş yahut orgazm fikrini test etmeye çalışmamıştı.”
‘OLDUKÇA BÜYÜK VE İLİ GELİŞMİŞ KLİTORİSLER’
“Vajinaları incelediğimizde bu klitorislere baktım ve hayretler içinde kaldım: ‘Aman İlahım, bunlar hayli büyük ve yeterli gelişmiş klitorisler!”
Yunus klitorisi, vajinal girişte bulunuyor. Bir üst başlığı, bir klitoris başı (dış kısım), klitoral gövdesi ve crura’sı (dallanan kollar) varve dokusu, insanlarda olduğu üzere kırışık yapıda.
Araştırmalar, dokunun da çok sayıda hudut ucuna sahip olduğunu gösterdi.
Hayvan vajinaları biyolojik araştırmalarda büyük ölçüde göz arkası edildiğinden, bu bulgu bilhassa aydınlatıcı.
2014 yılında National Geographic, ‘Tüm hayvanlara dair vajina araştırmaları nerede?’ sorusunu sormuştu.
Araştırma makalesinde şöyle deniyor:
“Evrimsel biyolojiye de sızan cinsiyet klişeleri nedeniyle erkek cinsel organları hala daha fazla dikkat çekiyor. Uzun bir müddet araştırmacılar, erkeklerin cinsiyette baskın bir rol oynadığına, bayanların ise daha pasif olduğuna inanıyorlardı.”
Vajinaların yanı sıra, klitorisler daha da az araştırılıyor. İnsan klitorisi üzerinde dahi detaylı anatomik araştırmalar fakat son yirmi yılda ortaya çıktı. Klitorisin birinci kapsamlı çalışması Profesör Helen O’Connell tarafından yönetildi ve 1998’de yayınlandı. 2005’te öbür bir çalışmada klitoris, MRI altında incelendi.
Ağırlıklı olarak erkeklerden oluşan bilim topluluğu, her vakit bayan orgazmını anlamak için uğraş etti. Münasebetiyle Brennan’ın yunuslara dair çalışması, bu alanda da yardımcı olabilir ve cinsel hazzın filogenetik tarihini anlamak bayan orgazmının rolünü aydınlatabilir.
SEKS SIRASINDA ZEVK ALAN ÖBÜR HAYVANLAR VAR MI?
Çiftleşmenin birincil fonksiyonu üremek olduğundan, tabiatın dişileri seks sırasında zevkli bir tecrübeyle ödüllendirmesi, daha fazla üremeye teşvik etmek için mantıklı olacaktır.
Yine de yalnızca bir avuç hayvanın seksten zevk aldığı düşünülüyor.
Bonobolar, gebeyken yahut emzirirken, şimdiye kadar anlaşıldığı kadarıyla yalnızca eğlenmek için seks yapıyor. “Gezegendeki en rastgele insan-dışı tür” olarak tanımlanan bu canlıların cinsel davranışlarının yüzde 75’inin büsbütün zevk için olduğu düşünülüyor.
Kısa burunlu meyve yarasalarının cinsel alakayı uzatmak için oral seks yaptığı sanılıyor. Lakin bunun evrimsel nedenlerle mi, yoksa zevk için mi olduğuna dair tartışmalar var.
Üremeye direkt bir yararı olmadığı halde seks sırasında zevk aldığı bilinen öbür tek hayvan, orgazm olduğu gözlemlenen dişi Japon makak maymunu.
Makak tipleri, goriller üzere öteki primat cinsler birebir vakitte daha uzun süren çiftleşmeye sahip olma eğiliminde.
