Tüm dünyayı sarsan koronavirüs pandemisi birçok tasa ve tasayı de tetikliyor. Bunlardan biri de, kişinin mikrop bulaşması telaşıyla hayatını olumsuz tarafta etkileyecek seviyede tedbir alması olarak tanımlanan, “Misofobi” hastalığı..
Defalarca el yıkamak… Duş alma müddetinin ve sıklığının artması… Paklık eserleri ve antibakteriyel eserlerin olağandan fazla tüketilmesi… İşyeri ve hastane üzere ortak kullanımların olduğu yerlerden kaçmak…
Virüse yakalanmamak ismine birçok telaş hali de beraberinde geliyor.
Peki misafobi nedir, belirtileri nelerdir, tedavi edilebilir mi? İşte ayrıntılar..
MİSOFOBİ NEDİR?
Misofobi terimi, Dr. William Alexander Hammond tarafından 1879’da, birinin ellerini tekrar tekrar yıkamakta sergilenen bir obsesif-kompulsif bozukluk olayını anlatırken ortaya atıldı.
Bu fobinin gerisinde yalnızca mikroplardan değil, birebir vakitte kirlilikten, hastalıktan, beden sıvılarından, bakterilerden ve bulaşıcı hastalıklardan takıntılı biçimde korkma hali vardır.
Fakat bu insanların kanserojen kimyasallara karşı birebir oranda korkusu yoktur ve bakteri ve kirliliği yok etmek için sıklıkla kanserojen kimyasallara bulanırlar.
MİSOFOBİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Genetik ve çevresel faktörler misofobi gelişmesine neden olabiliyor. Bilhassa obsesif kompulsif bozukluğa sahip olan şahıslar risk altında.
Misofobi; kirlenme ve mikrop kapmaktan duyulan çok dehşetle birlikte çok defa el yıkama, duş alma sayısının artması ve müddetinin uzaması, paklık ile antibakteriyel eser kullanımının olağanın çok üzerinde olması, kirli ya da mikroplu olduğu düşünülen yerlerden kaçınma üzere belirtilerle ortaya çıkıyor.
Bu şahıslar yalnızca mikroplardan değil, ayrıyeten kirlilikten ve salgın hastalıklardan da korkuyor ve bu dehşet hali kişinin hayat kalitesini önemli boyutlarda düşürebiliyor.
Misofobili insanlarda görülen ortak özellikler:
-Obsesif el yıkama
-Temiz olma takıntısı
-Kirli ya da mikroplu görülen yerlerden kaçma
-Antibakteriyel eserlerin çok kullanımı
-Kendi çocuklarının mikrop kapacağı korkusu
MİSOFOBİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Misofobi tedavi edilmediği takdirde kişinin ömrünü önemli boyutlarda kısıtlayan bir hale dönüşebiliyor. Tasa hissinin artarak devam etmesinin gelecekle ilgili ümitsizlik ve çaresizlik hissini artırıyor.
Tedavinin biçimi kişinin telaş seviyesine nazaran belirleniyor. Korku bozukluklarında delile dayalı bilinen ve en yaygın kullanılan tedavi sistemi, bilişsel davranışçı terapileridir.
Psikoterapiyle birlikte medikal tedavinin düzenlenmesi terapi sürecinin aktifliğinin daha artmasını sağlayabiliyor.
Tedaviyle birlikte hastanın tehlike algısının değişmesi ve bu doğrultuda baş etme marifetlerinin artmasıyla misofobi sorunu ortadan kalkabiliyor.
