CHP’nin Türkiye’de aydınlara yönelik cinayetlerin kapalı kalmış tüm taraflarının, azmettiricileri dahil tüm faillerinin ortaya konması maksadıyla verdiği araştırma önergesinin TBMM Genel Kurulu’nda bugün görüşülmesine ait getirdiği grup önerisi AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, “Ne yazık ki bu karanlık cinayetler günümüze kadar gerçek manada aydınlatılamamış, azmettiricileri ve failleri tam olarak tespit edilerek cezalandırılamamışlardır. Gelin, daima birlikte, öldürülen Cumhuriyet aydınlarımızın şahsından evvel, Cumhuriyetimize yönelmiş bulunan bu hain akınları, siyasi cinayetleri bir daha yaşanmaması için tüm taraflarıyla araştıralım; zımnî kalmış tüm taraflarını, azmettiricileri dahil, tüm faillerini açıkça ortaya koyalım” dedi.
‘SAYISIZ ACI OLAYLA KARŞILAŞILDI’
ANKA’nın aktardığına nazaran Cumhur Uzun yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Türkiye’de aydınlanma süreci Cumhuriyet’in ilanıyla ve halk egemenliğine dayalı, yeni bir devlet sisteminin oluşturulmasıyla başlamıştır. Cumhuriyet ile başlayan aydınlanma süreci halk üzerindeki egemenliğini ve imtiyazlarını, sınıfsal çıkarlarını kaybeden birtakım bölümlerin büyük bir direnişiyle karşılanmıştır. Atatürk’e yönelik suikast teşebbüsleri, Asteğmen Kubilay’ın Menemen’de şehit edilmesi, gerici ayaklanmalar çağdaşlaşmaya ve laikleşmeye karşı gösterilen muhalefetin boyutunu açıkça ortaya koymaktadır.
Bugünlere kolay gelinmemiş, süreç içinde aydınlanma ve çağdaşlık yolunda maalesef sayısız acı olaylarla karşılaşılmıştır. Darbeler eliyle birçok kere demokrasimiz sekteye uğratılmış, katliamlarla ülkemiz ağır yara almış, toplumsal barışımıza ve ülkemiz demokrasisine büyük ziyan veren sayısız siyasi cinayetler işlenmiştir. Uğur Mumcu, Musa Anter, Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Gaffar Okkan, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu, Kemal Türkler, Tahir Elçi ve ismini burada sayamadığımız daha birçok aydın, müellif, gazeteci, siyasetçi ve bilim insanı menfur cinayetler sonucu öldürülmüşlerdir. Ne yazık ki bu karanlık cinayetler günümüze kadar gerçek manada aydınlatılamamış, azmettiricileri ve failleri tam olarak tespit edilerek cezalandırılamamışlardır.
Cezasızlık yürek doğurur; bu nedenle, her olay en ince detayına kadar araştırılmalı ve tüm failleri ortaya çıkarılarak sorumlular cezalandırılmalı, olaylar nedeniyle bozulan toplumsal huzur tekrar tesis edilmelidir. Sunduğumuz teklifle Cumhuriyetimizin ve unsurlarının kökleşerek yüzyıllar uzunluğu sürmesi emeliyle fikirlerini paylaşan, yazılar yazan ve bu uğurda durmaksızın çalışan cumhuriyet aydınlarımızın uğradıkları suikastların ve katledilişlerinin araştırılmasını istiyoruz.
‘BİR DAHA YAŞANMAMASI İÇİN TÜM TARAFLARIYLA ARAŞTIRALIM’
Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Cumhuriyet’i kollama ve muhafaza misyon sırası sizlerde, bizlerde, hepimizde. Asla olmasın lakin bir sabah uyandığınızda ve vazife nedeniyle Gazi Meclis’e gelmeye çalıştığınız bir sırada haince bir akın nedeniyle ve salt bu nedenle hayattan koparıldığınızı, katledildiğinizi düşünün. Sizin, ailenizin ve sevenlerinizin o andan itibaren, geride kalanlardan tek bir beklentisi olacaktır, bunu yapanların, tüm faillerin tespit edilerek aktif formda cezalandırılması ve bir daha bu türlü bir durumun asla yaşanmamasının sağlanması. Artık misyon bizde, artık vazife sizde, artık vazife Gazi Meclisimizde. Gelin, daima birlikte, öldürülen cumhuriyet aydınlarımızın şahsından evvel, Cumhuriyetimize yönelmiş bulunan bu hain taarruzları, siyasi cinayetleri bir daha yaşanmaması için tüm taraflarıyla araştıralım; bilinmeyen kalmış tüm taraflarını, azmettiricileri dahil, tüm faillerini açıkça ortaya koyalım.”
SAADET PARTİLİ ŞAHİN: ‘BİR ÜLKENİN SİYASETÇİSİNİ, AYDININI KORUMAK DEVLETİN VAZİFESİDİR, ŞEREFİDİR’
Saadet Partisi Küme Başkanvekili İsa Mesih Şahin aydınlara ve siyasetçilere yapılan suikastlara ait birilerin toplumsal fay sınırlarını kırmak ve farklılıklar üzerinden arbede çıkarmak istediğini belirterek, “Amaç istikrarı olmayan bir Türkiye. Hedef barışın, huzurun olmadığı bir Türkiye. Bir ülkenin siyasetçisini, aydınını korumak devletin vazifesidir, onurudur. Bu ülkede evvel devlet müsaade etmeyecek bu kaosun çıkarılmasına sonra hukuk gereğini yapacak” dedi.
İYİ PARTİLİ SUNAT: ‘ÖNERGE İÇERİSİNDE YER ALAN KİMİ CÜMLELER ARKA NİYETLİ ÇEVRELERE İSTİFADE ALANI AÇABİLİR’
İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat ise şunları söyledi:
“Önergede tabir edildiği üzere katledilen aydınlarımızın, siyasilerimizin, vatandaşlarımızın cinayetlerinin araştırılmasını istediği araştırma önergesinin ve önerge içerisinde yer alan kimi cümleler çerçevesinde arka niyetli çevrelere istifade alanı açacağına binaen tasa taşıdığımı da söz etmek istiyorum. Kim Türkiye Cumhuriyeti aleyhine türlü hesaplar yapıyorsa, kim ulu orta söz oyunlarıyla Türk milleti ismine açık kapalı fikirler ortaya koyuyorsa yeterli bilinsin ki Türk milleti çok yıl o kadar çok entrika o kadar çok kumpas o kadar çok tuzak gördü ki bütün bu sayılanları bugün de yarın da aşabilecek ve bertaraf edebilecek güce ve kudrete sahiptir.”
HEDEPLİ KOÇYİĞİT: ‘BU CİNAYETLERİN GERİSİNDE DEVLETİN DERİN ODAKLARI, İKTİDARLAR VE ÇETELER VARDI’
HEDEP Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise şöyle konuştu:
“Üç gün sonra Cumhuriyet’in 100’üncü yılını kutlayacağız ve Cumhuriyet’in 100’üncü yılına üç gün kala bu Meclis kürsüsünden neyi konuşuyoruz? Bu ülkede işlenen siyasi cinayetlerin araştırılması ve Meclis’in bunu ortaya koymasını tartışıyoruz. Bu ne demek? Aslında bu, zımni olarak Cumhuriyet tarihi boyunca bu ülkedeki bütün iktidarların açığa çıkaramadığı siyasi cinayetler olduğunun ve bütün bu siyasi cinayetlerin de üstünün örtüldüğünün açık bir biçimde göstergesi kıymetli arkadaşlar.
Peki, yalnızca Cumhuriyet tarihiyle mi sonlu? Hayır. Bakın, geçmişten bugüne kadar aslında bu ülkede daima siyasi cinayetler işlendi ve bütün bu siyasi cinayetlerin gerisinde da her vakit devletin derin odakları, onunla iş birliği yapan iktidarlar ve makul çeteler, belli çıkar kümeleri oldu. Bu, neredeyse hiç değişmeyen, devletin tunç yasasıydı. Vaktin Başbakanı Çiller ne demişti? “Devlet için kurşun atan da kurşun yiyen de şereflidir” demişti. İşte, o “kurşun atan” sıkıntısında kurşunu kimin attığı, hangi prosedürle attığı ne yazık ki bu ülkede hiçbir vakit sorgulanmadı. O nedenle de Teşkilat-ı Mahsusa’dan İttihat Terakkiye, Özel Harp Dairesi’nden JİTEM’e, kontragerillaya kadar bu ülkede, bu ülkenin aydınlarına, müelliflerine, gazetecilerine, çizerlerine yönelik onlarca suikast planlandı, onlarcası faili meçhul cinayetlerde katledildi, aslında hepsinin faili aşikardı. Bu ülkede 17 bin faili meçhul var. Bu ülkede, yıllardır, Cumartesi İnsanları, kendi sevdiklerinin kemiklerini bulmak için cumartesi meydanında oturuyorlardı -Galatasaray Meydanı’nda- artık, onlara karşı işlenen bir cürüm var, hukuksuzluk var. Lakin yalnızca bunlar mı? Bakın, yalnızca birkaç isim saymak istiyorum pahalı arkadaşlar: Mustafa Suphi’den başlayan, Sabahattin Ali’ye, Doğan Öz’e, Bedrettin Cömert’e, Kemal Türkler’e, Edip Solmaz’a, Muammer Aksoy’a, Vedat Aydın’a, Musa Anter’e, Mehmet Sincar’a, Uğur Mumcu’ya, Ahmet Taner Kışlalı’ya, Hrant Dink’e ve Tahir Elçi’ye uzanan, onları hayattan koparan bir sistem var, bir müesses nizam var. Gerçek manada, bu müesses nizamı sorgulamadan, bu müesses nizamın ardındaki güç odaklarını açığa çıkarmadan bu ülkede ne faili meçhul -aslında belirli olan- cinayetleri açığa çıkarabiliriz ne de siyasi cinayetlerin önüne geçebiliriz.”
Görüşmelerin tamamlanmasının akabinde CHP’nin grup önerisi AK Parti ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. (HABER MERKEZİ)
