Overthinking sendromu olarak da isimlendirilen bu durumdan birçok İnsan muzdarip. Bir şeyi Çok düşünmekte ne üzere bir ziyan olur dediğinizi duyar üzereyiz. Ama beyinde daima birebir şeyin dönüp durması elbette günlük hayatımızda olumsuz bir tesir yaratacaktır. Overthinking tekrar de çok telaş edilecek bir şey değil. Hakikat taktiklerle Overthinking sendromunun üstesinden gelebilirsiniz. Fazla düşünmekten kurtulabilirsiniz.
OVERTHİNKİNG NEDİR ?
Overthinking söz olarak bir mevzu hakkında epeyce fazla ve uzun müddet düşünmek manasındadır. Overthinking’in temel belirtisi doğrudan manası ile bağlantılıdır. Negatif hisler barındıran rastgele bir hususta gereğinden fazla düşünmektir.
OVERTHİNKİNG (FAZLA DÜŞÜNME SORUNU) YAŞADIĞINIZI GÖSTEREN BELİRTİLER
Sürekli düşünür halde olmak uykusuz gecelere, ruhsal olarak yetersiz hissetmeye, verimsizleşmeye ve gereksiz derecede gerilime sebep olabilir. Overthinking’in başka yaygın belirtileri ise şunlardır:
- Sürekli geçmişte yaşadığınız anların içinde kalmak
- Yaşayacağınızı düşündüğünüz olayları daima başta kurgulamak
- Yaşadığınız utanç verici anları tekrar tekrar zihninizde yaşamak
- Yeni bir karar alırken kendinizi yalnız ve çaresiz hissetmek
- Gece uyumak, yemek yemek, sohbet etmek vb. yerine daima düşünmek
Düşündüğünüz bahis alelade bir bahis olsa bile maalesef bazen düşünmekten kaçamıyorsunuz. Başınızın içinde, birebir anda birçok husus hakkında sonsuza kadar düşünebilme dürtüsünün tesiri altında kalabiliyorsunuz. Yaşanmamış bir olay üzerine saatlerce hatta bazen günlerce senaryolar yazabiliyorsunuz. Ömür kalitenize negatif tesir ettiği ve sizi gerilime sokacağı için hastalık olarak isimlendirmek yanlış sayılmaz.
OVERTHİNKİNG TEDAVİSİ VAR MI?
Overthinking, profesyonel bir ruhsal takviye ile kolaylıkla aşılabilir. Ama genelde kendi ömrünüzde deneyeceğiniz, değiştireceğiz birtakım küçük şeyler ile de aşabilirsiniz. Değişimin, yeniliklerin âlâ gelmeyeceği şey yoktur. Bireylerin birçoğu birtakım yeterli teklifler ile bunu aşabildiklerini belirtiyorlar.
OVERTHİNKİNG (FAZLA DÜŞÜNME SORUNU) NASIL AŞILIR?
Fazla düşünmeye başladığınız anların farkına varın
Fazlaca düşünmek, verimli düşünmek manasına gelmiyor. Tersine, fazlaca düşünmek, gerilime sebep olduğundan, bildiğiniz bahislerde da kendinizi yetersiz hissetmenizle sonuçlanabiliyor.
Bu alışkanlığınızla başa çıkabilmenizin en kıymetli adımlarından birisi fazla düşünmeye başladığınız anları fark edebilmektir. Kendinizi gerilimli hissetmeye başladığınız anlarda düşündüğünüz hususun merkezinde değil, dışarıdan izleyen üçüncü bir kişi üzere hayal edin. Bu size farkındalık kazandıracaktır.
Boş vakitlerinizi doldurun
Boş vakitlerinizi doldurun, fakat düşünerek değil… Düşünmek zihinsel bir spor üzere gelebilir lakin overthinking’i tetikliyorsa bu spordan vazgeçmeniz hem ruhsal hem de fizikî sıhhatiniz açısından daha güzel olabilir. Ağır günlerinizde yatağınızın içine girdiğinizde, o gün kendiniz ve fikirleriniz için ayırdığınız tek vakit bu olabiliyor ve ta ta overthinking yaşamadan geçen bir gün! Kendinize katabileceğiniz onca şey varken, hoş şeyleri düşünüp uyumak varken, durup da saatlerce çıkmaz sokaklarda gezmeyin.
Düşünmek için kendinize vakit ayırın.
Bu sayede bir planın ortasında aklınızda oluşacak onlarca senaryoyu detaylarıyla düşünüp planı sekteye uğratmak yerine, kendinize ayırdığınız o “fazla düşünme vaktinde başınızı bu senaryolarla meşgul edebilirsiniz. Kendinize ayırdığınız bu fazla düşünme vaktinde ne düşünmek istiyorsanız onu düşünün. Mevzuları kısıtlamadan aklınıza gelebilecek her şeyi düşünebilirsiniz. Bu vaktin farkında olarak günlük işlerinizi yaparken aklınıza takılan şeyleri zihninizden daha rahat def edebilirsiniz. Aklınıza gelen şeyleri bastırmanıza gerek yok. Ertelemek, o an hususun yoğunluğunu da azaltacaktır.
Olaylara kuşkucu yaklaşın, araştırın
Bazı şeylerin doğruluğundan yüzde yüz emin olmadan bunlara kesin bir doğruymuşçasına inanmanız, sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Bu da sonraki karar verme evrelerinde sizin çok düşünmenize sebep olabilir. Zira bir kez lisanınız yanmıştır. Kendinizi bir şeye körü körüne inandırmayın, araştırın, sorgulayın.
Anlık yaşadığımız durumlar, bazen üstesinden gelinemeyecek kadar büyük ve çok berbatmış üzere gelir gözümüze. Üzerinden belirli bir vakit geçtikten sonra geri dönüp baktığımızda “Ne kadar da küçükmüş.” diyeceğiniz birer sıkıntıya dönüşürler. Bu türlü bir durumla karşılaştığınızda yapmanız gereken bundan bir yıl sonra geriye dönüp baktığınızda bu olayın hayatınızda nasıl bir ehemmiyete sahip olacağını sorgulamaktır. Bu yaklaşımla aslında zihnimizi meşgul eden birden fazla aksilikle baş edebiliriz.
Tecrübeler daha verimli düşünmenizi sağlar
Yalnızca kendi sorunlarınızla değil, etrafınızdaki insanların sorunları ile de ilgilenirseniz, sonucu sizi pek de bağlamayan fakat tüm basamaklarını yakından takip edebildiğiniz aksiyonları de deneyim etmiş olacaksınız. Ayrıyeten oburunun sıkıntılarını çözmeye çalışırken dışarıdan bakan kişi olacağınız için daha büyük bir alanı görebilirsiniz. Bu sayede kendi başınıza gelen rastgele bir durumda olaylara dışarıdan bakabilme deneyiminiz olacağı için daha başarılı tahliller üretebilirsiniz.
Düşüncelerinizi kağıda yazıp onları somutlaştırın ve görün
Sadece 10 dakika sürecek biçimde o an zihninizi meşgul eden tüm berbat fikirleri bir kağıda sıralayın. Kağıttaki mürekkeple sizi meşgul eden tüm niyetleri somut bir halde görmüş olacaksınız. Sonra o kağıdı buruşturup atın. Soyut olan niyetler güya sonsuzmuş üzere geliyor ancak o denli değiller. Yalnızca siz onlara gereğinden fazla alan ayırıyorsunuz.
Sonuca odaklanmak geriliminizi arttırır. Bir imtihana girmeden evvel “Sınavdan düşük alırsam dersi geçemem.” üzere bir fikirle çalışmaya başlarsanız çalışmadan randıman alamazsınız. Verimsiz bir çalışma da sonucun makus olmasına sebep olur. Sonucun ne olacağına odaklanmadan yapmanız gerekeni yaptığınızda başınızdaki berbat fikirleri uzaklaştırabilirsiniz. Ovethinking sendromunu aşmanız için âna odaklanmanız gerektiğini unutmayın.
Odak noktanızı yine şekillendirin
Bir şeyleri düşünmemeye çalışmak işin en güç kısmıdır. Siz onu görmezden gelmeye çalıştıkça o daha da görünür hale gelir. Bu durumda yapmanız gerek iki şey var: kısa vadeli tahlil, diğer bir faaliyetle kendinizi meşgul etmek, uzun vadeli tahlil ise kaygınızın yöneldiği objeyi değiştirmek.
Zihninizin meşgul olduğu ânı hissettiğinizde bir arkadaşınızla oturup kahve içebilirsiniz. Ya da bulunduğunuz ortamda değişiklikler, yenilikler yapabilirsiniz. Kendinize bakım için bir vakit ayırabilirsiniz. tüm bunlar sizi çok düşündüren şeylerden uzak kalmanıza yardımcı olabilir.
Uzun vadeli tahlile geldiğimizde ise yapmanız gereken birinci şey kaygılarınızın ve negatif hislerinizi yönelttiğiniz objeyi tespit etmek. Şöyle bir örnekle açıklayabiliriz. Çok sevdiğiniz biri vefat ettiğinde ona hayattayken gereğince ilgi göstermediğinizi düşünebilirsiniz. Bu noktada yapmanız gereken şey bunun için üzülmeyi bir kenara bırakıp etrafınızdaki öteki sevdiklerinize odaklanmaktır. Tekrar tıpkı pişmanlığı yaşamamak için etrafınızdakilere sevginizi göstermekte bonkör davranabilirsiniz.
Biriyle tartıştığınız için modunuz düşük olabilir. Pekala, bu durumda yapmanız gereken şey daima tartışmayı düşünmek midir? Hayır, tersine moral bozukluğunuzu bir kenara bırakarak yapmaktan hoşlandığınız şeylere odaklanabilirsiniz. Sanatla ilgilenebilir, kitap okuyabilir, sinema izleyebilir, ya da sevdiğiniz bir arkadaşınızla sohbet edebilirsiniz.
