Emekçi Hareket Partisi (EHP) dün Kadıköy’de EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk’ün de iştirakiyle halkla buluşma gerçekleştirdi. EHP iktisat çadırı önünde konuşma yapan Öztürk, “Bir övünme var. Diyorlar ki Türkiye’de gayri safi ulusal gelirimiz arttı. 17. sıradayız, çok güzel diyorlar. O vakit kişi başına düşen ulusal gelir ne kadarsa taban fiyat de o kadar olmalıdır diyoruz. Fiyatlar 42 bin 300 TL olmalıdır” dedi.
‘KISKANILACAK DURUM YOK’
EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk’ün Kadıköy’de yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Binali Yıldırım’ın pek duyulmuş kelamı var; ‘İtaat et rahat et’ diye. Topluma teklifi buymuş üzere gözüküyor. AKP’nin de buymuş üzere gözüküyor. Fakat bizim halkımız, yani işçiler, emekliler o kadar kolay rahat edemiyorlar. Refaha ulaşmamız gerekiyor ya hani, itaat ettiğin vakit refaha ulaşamıyorsun. O açıdan akıl yürütmemiz gerekiyor. Onlar aklı durdurmaya çalışarak, bir akıl tutulması yaşatarak ülkeyi yönetmek istiyorlar. Fakat biz bu ülkenin toplumunun aklını, ufkunu, açmak istiyoruz. Mesela diyorlar ki, ‘Zaten bütün dünyada bu türlü sorunlar var’. Tamam, bütün dünyayla kendimizi kıyaslayalım o halde. Gerçeği yoklayarak akıl yürütelim birlikte. Diyorlar ki; ‘Almanya bizi kıskanıyor’. Bak AKP söylemi. Ne açıdan kıskanıyor? Her istikametten. Ne için kıskanıyor? Bizim çalışanımız 600 Euro fiyat alırken, Almanya’da çalışan ve taban fiyat alan birisi 2000 Euro alıyor. Neyimizi kıskanacak bizim? Almanya’daki Hans, Hasan Amca’nın neyini kıskanacak? Bizim çalışanımız ile Almanya’daki çalışan ortasında dört kat fark var, dört kat. Kıskanılacak durum yok.”
‘BİZE NUTUK ATMAYIN’
Öztürk, kelamlarına şöyle devam etti: “Bugün hangi kanalı açarsanız açın, minimum fiyatın açlık hududunun altında olması konuşuluyor. Bu ne demek? Bu bu ülkenin kanalına çıkıp söylenilir mi? İnsan utanır ya. Bu ülkenin insanı açlık hududunda bile değilse neyin hududunda? Sefaletin mi, yerlerde sürünmenin mi? İnsan toplumu için utanmaz mı? Utanmıyor musunuz? Emeklisi için, işçisi için utanmaz mısınız? Ne demek açlık hududunun altı? 2 bin lira açlık sonunun altında bu fiyatlar. Bu halkın o taban fiyatı almaktan diğer geliri yok. Emekliler çıkıp demek zorunda kalıyor ki, biz bari minimum fiyat kadar alalım. Neden? Zira 10 bin lira alıyor yalnızca. Bize nutuk atmayın, konuşacaksak bu sıkıntıyı konuşalım. Bir övünme var. Diyorlar ki Türkiye’de gayri safi ulusal gelirimiz arttı. 17. sıradayız, çok âlâ diyorlar. O vakit kişi başına düşen ulusal gelir ne kadarsa minimum fiyat de o kadar olmalıdır diyoruz. Fiyatlar 42 bin 300 TL olmalıdır. Şayet bu halk üretiyorsa, biz üretiyorsak paylaşan da biz olacağız. Ve biz burada ekmek konusunu konuşuyorsak, tek gelir kaynağımızı konuşuyorsak, minimum fiyatın ulusal gelir karşılığını yani 42 bin 300 TL olmasını konuşuyoruz. Her emekliyle röportaj yaptığımızda torunuma ne harçlık vereceğim diye gözleri buğulanıyor. Bu mudur halkınızı sevmek?”
(HABER MERKEZİ)
