Birincil karın zarı kanseri neredeyse her vakit bayanlarda olur. Karın zarı kanseri karın içinde sıvı birikimine yol açabilir. Bu da karın yahut ayak bileklerinin şişmesi, teneffüs sorunları, çok yorgunluk, iştah kaybı, sıvı birikiminden ötürü olağan dışı kilo alımı ve bel ağrısına neden olabilir.
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Esin Korkut, sinsice ilerleyen ve birçok organın direkt etkileyen karın zarı kanseri hakkında bilgiler paylaştı. Korkut ayrıyeten, her kanser cinsinde olduğu üzere erken teşhisin ehemmiyetine değindi.
İLERLEYEN DEVİRDE BU BELİRTİLERE NEDEN OLABİLİR
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Esin Korkut, “Periton olarak bilinen karın zarının hem karın duvarını içten saran hem de organları çevreleyen bir yapıdır. Karın zarı kanseri (Peritoneal karsinomatozis), karın organlarını çevreleyen bu ince zarı (periton) etkileyen ender bir kanser çeşididir. Karın zarı kanseri sıklıkla öteki karın içi organlardaki tümörlerin karın zarına yayılması ile gelişir ve bu zarın yüzeyinde birden fazla yeni tümöre yol açar. Karın zarında kanser oluşumu ekseriyetle kanserin ileri bir kademede olduğu manasına gelir. Bunun dışında karın zarının kendisinde başlayan çok az birincil peritoneal karsinomatozis hadiseleri da vardır. Birincil periton kanserinde, kanser karın zarında başlar ve gelişir. Primer peritoneal karsinomatozis neredeyse her vakit bayanlarda olur. Cinsiyet dışında, primer peritoneal karsinomatozis için öteki risk faktörleri yaş, ailede yumurtalık yahut periton kanseri hikayesi, BRCA genetik mutasyonları, hormon tedavileri, obezite ve endometriozistir.” diye konuştu.
İkincil periton kanserinin hem erkekleri hem de bayanları etkilediğine dikkati çeken Prof. Dr. Esin Korkut, şöyle devam etti: “İkincil periton kanseri, birincil periton kanserinden daha yaygındır. Peritoneal karsinomatozis çoğunlukla mevcut kanserler yayıldığında geliştiğinden, ana risk faktörü, öbür ileri kanserlere sahip olmaktır. Bunlar; apendiks, kolon, rektum, pankreas ve mide kanserleridir. Karın zarı kanseri birçok vakit erken devirde belirti vermemesinden ötürü hastalık ilerlemiş evrelerde tespit edilir. Lakin ilerleyen periyotlarda ishal, kabızlık yahut mide bulantısı, karın ağrısı, şişkinlik, kilo kaybı yahut alımı, iştahsızlık yahut erken tokluk hissi üzere belirtiler gözlemlenebilir. Karın zarı kanseri karın içinde sıvı birikimine yol açabilir. Bu da karın yahut ayak bileklerinin şişmesi, teneffüs sorunları, çok yorgunluk, iştah kaybı, sıvı birikiminden ötürü olağan dışı kilo alımı ve bel ağrısına neden olabilir.”
TEDAVİSİ KANSERİN EVRESİNE VE YERİNE BAĞLI
Prof. Dr. Esin Korkut, karın zarı kanserleri belirtileri hastalığa özgün olmadığından erken teşhisin güç olduğunu söz ederek, şu bilgileri verdi: “Teşhiste ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRI) yolları kullanılır. Karın boşluğunda biriken sıvıdan örnek alınarak kıymetlendirilir. Laparoskopi ve biyopsi yani karın zarına direkt bakarak ve örnek alınır. Karın zarı kanserinin tedavisi kanserin yeri, evresi ve kişinin genel sıhhati üzere birçok faktöre bağlıdır. Karın zarı kanserleri ekseriyetle yayılmış bir kanserin ileri evresi olduğundan tedavisi sıkıntı olabilir. Birçok karın zarı tümörlerinde kemoterapiye çok güzel cevap vermez ve birçok doktor belirtileri azaltmak, ağrıyı hafifletmek ve hayat kalitesini düzgünleştirmek için palyatif bakıma odaklanır. Özel durumlara bağlı olarak, öteki tedavi seçenekleri de mevcut olabilir. Sitoredüktif cerrahide peritondaki tümörler ve birtakım durumlarda yakındaki karın organları çıkarılır. Ekseriyetle sitoredüktif cerrahiden çabucak sonra kullanılan hipertermik intraperitoneal kemoterapi prosedürü ise kalan kanser hücrelerini öldürmek için peritonun olduğu karın bölgesinin içini ısıtılmış kemoterapi ilaçları ile yıkar. Peritonektomi, karın zarı çıkarılmak üzere yapılan ameliyattır.”
