İstanbul’da yaşayan Pelin Tütüncü (33) ikinci defa anne olmaya hazırlanırken gittiği doktor kontrolünde, bebeğinin akciğerlerinin etrafında su topladığını öğrendi. Bayan Doğum ve Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Ekiz’e başvuran Tütüncü’nün bebeğine, hamileliğinin 30. haftasında anne karnında müdahale edildi. Akciğerlerinin etrafındaki sıvı alınan minik bebek bu sayede hayata tutundu. Tütüncü, “Bir anne olarak çok huzursuz ve ne olacağını çok bilmediğimiz bir süreçti. Çok sükür ki bebeğimi sağlıklı bir formda kucağıma aldım” dedi.
SIVI SÜRATLE ARTTI
İstanbul’da yaşayan Pelin Tütüncü, gebeliğinin 21. haftasında detaylı ultrasona girdi. Denetimlerde bebeğinin akciğerlerinde sıvı olduğu tespit edilen Tütüncü, Doç. Ekiz ile irtibata geçti. Tütüncü’ye birinci olarak amniyosentez (doğum öncesi fetusun içinde yüzdüğü sıvıdan cerrahi müdahale ile bir ölçü sıvı alma işlemini) yapıldı ve akabinde takipleri başladı. Dört hafta sonra bebeğin akciğerindeki sıvının geri gittiği belirlendi. Fakat takip denetimlerinde anne karnındaki bebeğin akciğerindeki sıvının tekrar arttığı ortaya çıktığı tespit edildi. Tekrar Dr. Ekiz’e başvuran Tütüncü’ye yeni bir müdahale yapılması gerektiği belirtildi.
Dr. Ekiz, annenin karnından girerek bebeğin akciğerlerindeki sıvıyı iğne ile çekeceğini söyledi. Bu sürecin akabinde Tütüncü’nün bebeğinin akciğerindeki sıvının azaldığı görüldü. Akabinde yine hastaneye giden Tütüncü’nün yapılan denetimde akciğerdeki sıvının yine arttığı görülünce bu defa bebeğin akciğerine şant takılmasına karar verildi. Ufak bir kesi ile anne karnından girilerek bebeğin akciğerindeki sıvı çekildi ve bebeğin akciğerine anne karnında şant takıldı. Süreç yaklaşık yarım saat sürdü. İki hafta kadar her şey âlâ giderken, tekrar akciğerde su toplaması meydana gelince Tütüncü 34. haftada doğuma alındı ve ‘Marsel’ isminde bir erkek bebeği oldu.
‘ENDİŞELİYDİM’
Tütüncü, kaygılı süreç geçirdiklerini, “Anne olarak çok huzursuz ve ne olacağını bilmediğim bir süreçti. Zira çok fazla emsal hadise yoktu. O yüzden benim için yapılan süreçlerden daha çok, sonucun ne olduğunu bilememek rahatsız etti. Ali Hoca, her etapta bizi bilgilendirdi. Genelde bu hadiseler ya anne karnında kayıpla sonuçlanıyor ya da gebelik sonlandırılıyor. Bizde bir şey muhakkak olarak çıkmadığı için sonuna kadar devam ettik, sonunda da sağlıklı bir halde Marsel’i kucağımıza aldık” dedi. Oğlunun üç aylık olduğunu anlatan Tütüncü, “Bebeğime anne karnında müdahale edildi ve akciğer, toraks kemiği ve kaburga kemiğindeki boşluk alana, akciğerin büyüyeceği alana şant takıldı. Şant doğumdan sonra çıkarıldı, oğlum şu an çok sağlıklı bir bebek” diye konuştu.
PLEVRAL EFÜZYON NEDİR?
Plevra (akciğer zarı), akciğer ve göğüs boşluğunu örten 2 adet zardır. Akciğer dış yüzünü ve göğüs duvarı iç yüzünü saran bu zarlar ortasında kalan boşlukta çeşitli içeriklerde su birikmesine plevral efüzyon denir.
‘ÖLÜMCÜL OLABİLİR’
Dr. Ekiz ise şunları kaydetti: “Ultrason sırasında bebeğin akciğerlerinin etrafında hafif bir sıvı tespit edildi. Buna plevral efüzyon deniyor. Bebeğin akciğerlerinin etrafındaki sıvı bikirimi arttığı vakit kalbe ve akciğerlere bası yapar, akciğerler küçülür, uygunca ufacık kalır ve kalp de şayet asimetrik basıya uğrarsa, sağa sola itilir çekilir. Bu da bebeğin anne karnında ölmesine sebep olabilir. Hastalık aslında lenfatik sistemin çalışma bozukluğu. Az bir hastalıktı. Anne karnında tedavi edilebilir hastalıklar için ya da doğum sırasında özel grupla doğum yapılması gereken bebekleri fakat detaylı ultrasonda anlayabiliriz. Detaylı ultrason yapılınca hem anne karnında tedaviye, hem incelemeye hem de doğum için incelemeye fırsat verir. Zira detaylı ultrasonda organ anomolisi araştırılır. O yüzden detaylı ultrason değerli.”
