İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Kısmı Lideri Prof. Dr. Gül Şendil, emzirmenin doğum sonrası depresyon ve anksiyete riskini kıymetli ölçüde azalttığını, emzirme sırasında anneyle bebeği ortasında yaşanan yakınlık ve bağlanma hissinin, uyku kalitesini olumlu etkileyebileceğini belirtti.
Üniversiteden yapılan açıklamaya nazaran, her yıl 1-7 Ağustos ortasında kutlanan Dünya Emzirme Haftası aktifliğiyle, emzirmeyle ilgili mevzularda farkındalığı artırmak ve dünya genelinde anne sütüyle beslenilmesini desteklemek ve yaygınlaştırmak hedefleniyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Gül Şendil, emzirmenin hem bebek hem de anne sıhhati üzerinde çok istikametli olumlu tesirler yarattığına değindi.
Doğum sonrası periyodun yeni anneler için sevinç ve zorluklarla dolu bir süreç olabileceğine işaret eden Şendil, “Bu devirde verilen kararların en kıymetlilerinden biri de bebeğin beslenme biçimi. Emzirme, sıklıkla zorluklarla ilişkilendirilse de hem anne hem de bebek için sayısız yarar sunan, tabiatın sunduğu eşsiz bir beslenme tekniği. Birleşmiş Milletler’in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Dünya Sıhhat Örgütü, annelerin, bebeğin hayatının birinci saati içerisinde emzirmeye başlamasını, 6 ay boyunca bebeklerini yalnızca emzirmesini, 2 yaşına ve daha sonrasına kadar emzirmeye devam etmesini öneriyor.” sözlerini kullandı.
Anne sütünü, bebeğin büyüme ve gelişimi için ülkü olarak tasarlanan, harika bir besin olarak niteleyen Şendil, şunları kaydetti:
“Formül mamalar, anne sütündeki karmaşık ve dinamik bileşimi tam olarak taklit edemez. Anne sütü, bebeğin gereksinimlerine nazaran bileşenlerini değiştirerek uyarlanabilir bir yapı stantlar ve bebeğin büyüme ve gelişimi için gerekli tüm makro ve mikro besinleri, ülkü oranlarda içerir. Protein, karbonhidrat ve yağ oranları, bebeğin gereksinimlerine nazaran dengelenmiştir. İmmüno globulinler, antikorlar ve öteki esirgeyici faktörler sayesinde, anne sütü bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir, teneffüs yolu enfeksiyonları, ishal, kulak enfeksiyonları ve öbür hastalıklara karşı muhafaza sağlar. Probiyotikler ve prebiyotikler ise sindirim sisteminin gelişmesini takviyeler.”
Bilişsel gelişmeyi destekliyor
Şendil, anne sütünün beyin gelişimi için gerekli uzun zincirli yağ asitleri DHA ve Orta’yı içerdiğini, bu asitlerin bilişsel ve görsel yeteneklerin gelişmesini destekleyerek uzun periyotlu bilişsel işlevler üzerinde olumlu tesirlere yol açtığını aktardı.
Bu hususta yapılan araştırmalara değinen Şendil, “Araştırmalar, emzirilen bebeklerin daha düzgün bilişsel gelişime, daha yüksek IQ puanlarına ve daha düzgün akademik performansa sahip olduğunu gösteriyor. Emzirme, çocukluk çağı obezitesi, tip 1 diyabet, astım ve birtakım alerjik hastalıklar riskini de azaltmaya yardımcı olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Emzirmenin yararlarının yalnızca bebeklerle hudutlu kalmadığını, annelerin fizikî ve ruhsal sıhhati üzerinde de olumlu tesirler yarattığını vurgulayan Şendil, şu sözleri kullandı:
“Emzirme, ruh halini güzelleştiren, gerilimi azaltan ve rahatlama sağlayan oksitosin hormonunun salınımını artırır. Bu nedenle, doğum sonrası depresyon ve anksiyete riskini değerli ölçüde azaltır. Rahim kasılmalarını hızlandırarak lohusalık kanamasını azaltmaya yardımcı olur. Ayrıyeten, kimi araştırmalar emzirmenin göğüs ve yumurtalık kanseri riskini azaltabileceğini ve kilo denetimine yardımcı olabileceğini gösteriyor.”
“Bağ, ruhsal sıhhati olumlu etkiliyor”
Şendil, emzirmenin anne ve bebek ortasında güçlü ve derin bir bağ kurulmasını sağladığını, bu güçlü bağın, annenin ruhsal sıhhatini olumlu etkilediğini vurguladı.
Şendil, “Düşünüldüğünün tersine emzirme, bilhassa gece emzirmeleri annenin uykusunu bölse de uzun vadede emzirmenin uyku kalitesini artırdığına dair deliller da var. Oksitosin hormonu ve emzirme sırasında yaşanan yakınlık ve bağlanma duygusu, uyku kalitesini olumlu etkileyebilir.” görüşünü belirtti.
Emzirmenin hem anne hem de bebek için sayısız yarar sunan doğal ve en uygun beslenme biçimi olduğunu, lakin emzirme seyahatinin zorlayıcı olabileceğini kaydeden Şendil, şu sözleri kullandı:
“Doğru bilgi, dayanak ve eğitim bu süreci kolaylaştırır. Emzirme hakkında yanlışsız ve şimdiki bilgilere erişim, anneleri güçlendirir ve karşılaşabilecekleri zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olur. Emzirmenin toplumsal olarak desteklendiği bir ortamda yaşamak, çalışmak, aileden, arkadaşlardan ve sıhhat çalışanlarından dayanak almak, emzirmeyi sürdürmek için çok değerli. Muhtemel zorluklara karşın, emzirmenin yararları, bu zorlukları çok büyük oranda aşıyor. Emzirmeye yönelik bilinçlendirme ve dayanak programlarının yaygınlaştırılması, sıhhat siyasetlerine entegre edilmesi ve toplumun her bölümünün emzirmeyi desteklemesi, sağlıklı kuşakların yetişmesinde büyük kıymet taşıyor.”
