Evliliğinizde şu dört değerli bağlantı yanılgısını yapıyorsanız muhtemelen sağlıklı bir ilgi yürütemiyorsunuzdur.
İlk olarak sıhhatsiz evliliklerde sıkça yaşanan sert tenkitlerden ve aşağılamadan bahsedelim.
Eşlerden birinin karşı tarafı daima eleştirdiği, makûs hissettirdiği tenkit çeşidi. Eleştirilen kişinin evvelce kendi davranışıyla ilgili olduğunu düşünmesini sağlar. Lakin vakitle yaptığı her hareketin, her davranışın küçük görüldüğü, takdir edilmediği, anlamsız bir tartışmanın içinde olduğunu gözlemlemesiyle devam eder. Eleştiren kişinin tahammülsüzlüğü ve mükemmeliyetçiliği karşısında kişinin yorulmasına, özgüven kaybına ve nihayet kıymetsiz hissetmesine neden olur. Bu türlü bir evlilikte bağlantının mecburilik dışında uzun periyodik olması pek muhtemel değildir.
İkincisi akıl okuma; bir kişinin aklından geçen niyetleri elde ispat olmadan bildiğini düşünme.
Zihnimizin bir olay hakkında yorumlar yapması, bizim ‘bireysel gerçeğimizi’ ortaya koyar. Diğerinin gördüğü, şahit olduğu bildiği olay ise ‘gerçek olayı’ ortaya koyar. Akıl okuma prosedüründe çiftler ferdî fikirlerini ve algısını gerçek zanneder. Akıl okuma bir fikir yanlışıdır ve ikili alakalarda sıkça yaşanır.
“Eşimin niyetini biliyorum. Eşim beni sevdiğini söylüyor fakat aslında bana paha vermiyor. Ben onun ne düşündüğünü, o itiraf etmese de biliyorum.”
Akıl okumalar ekseriyetle taraflı yorumlardır. Sıklıkla kişisel inançlara nazaran yapılır. Bu yorumlar ekseriyetle kusurludur. Bu yoruma maruz kalan eş başlarda açıklama yapmaya çabalasa da bir yerden sonra niyet okumalarla baş çıkamayacağını söz eder. Vakitle irtibatın kopmasına neden olur.
“Eşim yaptığım yemeği beğenmiyor o söylemese de benimle evlendiğine pişman olduğunu biliyorum.”
Terapiye gelen 6 aylık evli bir danışanım üstteki cümleyi söylerken ağlıyordu. Zira eşinin kendisiyle evlendiği için pişman olduğuna emindi. Halbuki evliliğin başında ahenk süreci yaşanabilir. Sağlıklı evlilik her şeyden birebir derecede keyif almak, tıpkı yorumu yapmak, birebir bakış açısına sahip olmak değildir. Sağlıklı evliliklerin, en kıymetli özelliklerinden biri, açık irtibattır. Farklılıklara hürmet duyup ve açık bağlantıya yönelmek bağlantının daha sağlıklı ve inançlı olmasını sağlayacaktır.
İletişimi bitiren üçüncü neden ise irtibatın sonundaki uzlaşma beklentisinin karşılanmamasıdır.
Eşler irtibatları sonunda uzlaşma beklentisi içindedirler. Uzlaşmanın sağlanmaması eşlerde, mutsuzluk, hayal kırıklığı ve tartışmaların büyümesine neden olur. Terapi esnasında sıkça şunu duyarım;
“Onunla hiç konuşmak istemiyorum artık zira hiç uzlaşamıyoruz”
“Olaylara hiç tıpkı açıdan bakamıyoruz” vb..
Çiftler farklı düşünmeyi, farklı yorumlamayı sorun olarak gördükçe tartışmaları artar. “İletişimin temel emeli nedir” diye sorarım seanslarda. Bu sorunun yanıtını ararken ‘İletişimin konuşmak, anlamak, öğrenmek ve paylaşmak hedefiyle yapıldığı’ konusunda hemfikir oluruz. Eşin muahede muhtaçlığının fark edilmesi uzlaşmadan daha kıymetlidir. Uygun bir bağlantı hüneri kazanıldığında eşler sonuçtaki uzlaşmaya değil bağlantı sürecinin kendisine odaklanıp birbirlerini hakikaten manaya bahtına sahip olurlar.
Ve son olarak dördüncü unsur eşlerin birinin duvar örmesi.
İlişkide genelde iki rol gözlenir. Eşlerden biri, sorunu çözmek için konuşmayı biri ise genelde susmayı tercih eder. Susan, sorunun geçmesini bekleyen kişi farkında olmadan karşı tarafa şu bildirisi verir “ben seninle ve bu sıkıntılarla ilgilenmiyorum”. Öbür taraf bağlantının devam etmesi gerektiğini düşündüğü için konuşmayı tercih eder. Terapi odasında gözlemlediğim kadarıyla bağlantının devam etmesi için çabalayan kişi kesinlikle yorulur ve artık uğraş gösteren olmak istemez. Eşler neden duvar örer, neden bağlantısı keser? Nasıl olsa işe yaramayacak, yeniden tartışacağız, hiçbir hususta uzlaşamayacağız kanısına sahip olduğu için duvar örebilir. Ya da irtibat maharetine güvenmediği için nasıl toparlaması gerektiğini bilmediği için susar. Sonuç olarak bağda biri irtibata ket vuracak üslupta davranıyorsa o ilgi de sıhhatsiz irtibat yoluna girilmiş demektir.
Eşinizle konuşmalarınız gitgide azaldıysa, her konuşmanın sonunda birbirinizi inciten tartışmalar yaşıyorsanız şöyle bir inceleyin derim. Birbirinizi suçlamadan yalnızca kendinizi ve davranışınızı inceleyin. Hangi yanlış davranışı uyguluyorsunuz?
