AK Parti’de seçim hezimetinin sebepleri hem kapalı kapılar arkasında hem de partililerin görüşlerini yansıttıkları yazılarla medyada da tartışılıyor. Karar müellifi Taşgetiren, AK Parti’nin yine yapılanmasında tekrar Erdoğan’ın karar verici pozisyonda olduğuna dikkat çekti, eleştirel görüşlerini lisana getiren Mehmet Metiner’in değerlendirmelerini aktardı. Metiner’in seçmenin görüşlerini önemsediğini belirten Taşgetiren, “yeni yapılanmada Şebnem Bursalı ve Mehmet Uçum mu dinleniyor, Metiner üzere seçmenin kelamını aktaran mı” diye sordu.
Ahmet Taşgetiren’in “Benim olmaktan çıktın!” başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Ak Parti cenahında muhakkak ki her şeyin anahtarı ’Reis’te… Anlaşıldığı kadarıyla her etraftan Reis’in önüne ’Ak Parti fotoğrafları’ sunuluyor. ’Yara şurada, yara burada…’ seslerinin arı uğultusu üzere Reis’in etrafında ağırlaştığı kestirim edilebilir. Erdoğan’ın işinin kolay olmadığı da açık.
Mesela önüne ‘Artık anlatacak bir öykümüz yok’ üzere bir rapor geldiğinde kime ‘Hikâye yoksa kıssa yazın’ üzere bir talimat verebilir ki? 2019 yerel seçimleri öncesinde ‘metal yorgunluğu’ gerekçesiyle anlı – şanlı birçok belediye başkanı görevden alınmamış mıydı?
22 yıllık Ak Parti iktidarı, MHP ile ortaklaşılmış 6 yıllık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bunlarda da ‘metal yorgunluğu’ yaşanıyor olabilir mi?
Bütün öyküler yorulmuş olabilir mi? Hem de ‘metal’den öte, ‘mental yorgunluk’ üzere bir şey…
Daha ötesini bile söyleyenler var: ‘Hikayemiz yok’ tespiti ‘iman yorgunluğu’ olarak da okunabilir mi?
Mehmet Metiner, Ak Parti dünyasında ne kadar dinleniyor, okunuyor bilmiyorum. Siyaset yerinde herkesin herkes için diyeceği bir şeyler vardır. ‘Reis’ ile taa belediye başkanlığı devrinden başlayan uzun bir seyahati var. ‘Biatsa biat’ diyenlerdendir. Değişimin gerekli olduğuna ve değişimi Reis’in yapacağına inanıyor. Farklı yazılar yazdı bu husus üzerinde. En son yazısı 24 Mayıs tarihli Yeni Şafak’ta çıktı. Uzun bir yazı. Biraz ‘Parti nabzı’ niteliğinde kaleme alınmış.
Mesela ‘Her alanda değişim olsun isteniyor’ diyor. ‘Temsil, bağlantı, medya alanları da dahil olmak üzere topyekun bir yine inşa isteniyor. Adeta yeni bir Ak Parti olsun isteniyor.’
Sonra alan belirlemesi yapıyor: 1-Partide 2-Külliye’de 3-Kabinede…
Demek hallaç pamuğu üzere atılacak bütün yapı…
Kim yapacak bunu, emniyetli hangi yapı gerçekleştirecek? Diyelim ‘Külliye’de bir operasyon gerekiyor.
Konuşuluyor: Danışmanlar, sayıları, ‘Cumhurbaşkanı ismine roller içinde’ parmak sallayıcı bir pozisyon edinmeleri, şuralar, konseylerin bakanlarla ve Meclis kümesi ile ilişkisi…. Belge o kadar kabarık ki… Bütün bunlar son 6 yıl içinde gerçekleşti ve hepsi de şahsen ‘Erdoğan’ın iradesi, talimatı ile’ gerçekleşti. Bunlar ‘Cumhurbaşkanı’nın etrafı’ ise, o ‘Etraf’ bir iradenin ürünü… Nasıl olacak?
Metiner’in uzun yazısından ’Çünkü milletin verdiği asıl bildiri şuydu’ sözünden sonra gelen çok daha keskin kanaatleri yansıtan şu cümleleri de aldım:
‘Benim olmaktan çıktın! Benim belirlediğim rotadan çıktın.!
Metiner Ak Parti idaresine iletisi ‘milletten’ getiriyor. Ak Parti demenin Tayyip Erdoğan demek olduğunu bilmez mi Metiner?
‘Benim olmaktan çıktın! Benim belirlediğim rotadan çıktın! Benim bedellerimi taşımayanları benim başıma taç etmeye kalkıştın!’
Ne ağır kararlar bunlar.
Sonra ’millet’ diyormuş ki Metiner’e nazaran ’Senden vaz geçmek istemiyorum. Zira umudum sensin! Kendini değiştir gel, tekrar seni baş tacı edeyim. Yoksa bu son uyarmadır’
Doğru, bir dönem Ak Parti, iki seçmenden birinin oy verdiği bir bileşimin sözüydü. Oraya yüzde 35’lerden gelebilmişti. Son kamuoyu yoklamalarında ’kararsızlar’ dağıtılmadığı takdirde oy oranı yüzde 20’de kalıyor… Taban neresi bilmiyorum. Oraya gerçek mu gidiliyor bilmiyorum. Temsil ettiği var sayılan kıymetleri de aşağıya yanlışsız çekiyor mu bilmiyorum. ’Benim olmaktan çıktın’ diyen kimdir, bakmak lazım. ’Belirlenen rota nedir?’ bakmak lazım.
Ne dersiniz, Ak Parti konuşulurken Mehmet Uçum’a ne kadar danışılıyor olabilir? Şebnem Bursalı’ya vs’ye…”
(HABER MERKEZİ)
