Anksiyete bozukluğu kısaca telaş bozukluğu olarak da söylenebilir. Dozunda telaş, günlük hayatta karşılaşılan zorluklarla çaba etmemizi ve süratli adım atabilmemizi kolaylaştırır lakin yüksek korku düzeyi günlük hayattaki işlevselliklerimizi olumsuz istikamette etkileyebilir. Korku bozukluğu olan bireyler daima en makûs senaryoyu düşünerek davranır lakin bu kanılar kendi isteği ile oluşmaz. Daima korku yaşayanların toplumsal hayatı olumsuz etkilenebilir, ruhsal sıhhati bozulabilir ve gündelik işlerinde aksama olabilir.
Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Kendini gergin, hudutlu ve panik halinde hissetmek,
Sürekli makûs bir şey olacağını düşünmek,
Kalp atışlarında ve nefes alışında hızlanma,
Aşırı terleme,
Ellerde titreme,
Kendini yetersiz ve güçsüz hissetme,
Odaklanmada zahmet, dikkatsizlik ve uykusuzluk,
Mide sorunları ile hazımsızlık,
Bilenen korkuyu denetim etmede zahmet,
Uyku bozuklukları.
Anksiyete Bozukluğu Nedenleri Nelerdir?
Hastalığın nedenlerinden kesin olarak bahsetmemiz mümkün değildir. Ama geçirilmiş travmaların, sıhhat meselelerinin, kalıtsal etkenlerin korku bozukluğunu tetiklediği düşünülüyor. Birtakım faktörler bu sorunun yaşanma ihtimalini artırabilir. Bunlar;
Çocukluk devrinde yaşanılan cinsel istismar ya da ihmal,
Travmatik olaylara maruz kalmak,
Depresyonda olmak,
Başkalarının hastalıklarından etkilenme ya da hastalanmaktan korkma,
Çocukluk devrinde kendini söz edememe, irtibat kuramama,
Özgüven eksikliği ile alay konusu olma korkusu.
Anksiyetesi Olanlara Nasıl Davranılmalı?
Kaygı bozukluğu yaşayan bir beşere karşı davranışlar empati kurularak ve ince düşünerek sergilenmelidir. Bu durumu yaşayan bir insan, düşünmenin güç olduğu birtakım fizikî ve duygusal reaksiyonlardan etkilenmiş durumdadır. Bu türlü bir durumla karşılaşıldığında, bireye epey net davranışlar sergilemek gereklidir. Gerilim ya da korku sıkıntılarından bahsediliyorsa, kolay bir tahlilin olmadığını da göz önünde tutmak gereklidir. Yapılan davranışlardan çabucak sonra tesiri görülebilen bir durum değildir. Mucizevi formüller ya da stratejiler rastgele bir tesir göstermez. Yardım etmek için öncelikle bu durumun olağan olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Fakat bu biçimde daha inançlı ve gerçek bir biçimde hareket edebilir ve o şahısla irtibat kurulabilir. Bu ruhsal süreci yaşayan insan beyni olağandan daha farklı çalışır. Olağanda tasa yaratmayan durumlar onlar için telaş sebebi olabilir bu yüzden etrafındaki insanların bu sürecin şuurunda olarak davranması kişiyi rahatlatmaya ve memnun etmeye yardımcı olur.
