Bilinçaltı, genel olarak şuurumuzun altında kalan ve hatırlamadığımız şeylerin olduğu yer olarak bilinir. Bir bina şuur, temeli de bilinçaltı olarak düşünülür. Lakin bu tanım ve tanımlama gerçek değildir. Zira bilinçaltımız kestirim ettiğimizden çok daha büyüktür. Şuurumuzda sırf şu an hatırlayabildiğimiz şeyler yer alır; bilinçaltımızda ise doğum öncesinden itibaren şu ana kadar his, niyet, davranış, anı vs. olmak üzere her şey tutulur. Şuurumuzu üzerinde yaşadığımız dünya olarak düşünürsek bilinçaltımız tüm cihandır. Ortalarındaki boyut farkı bu derece büyüktür. Buradan yola çıkarak bilinçaltı kavramının da hakikat olmadığını söyleyebiliriz. Nasıl ki uzay yani tüm cihan dünyamızın altında diyemezsek bilinçaltımız da şuurumuzun altında değildir. Bu nedenle, şuurun dışında kalan her şey manasını taşıyan bilinçdışı kavramı bilinçaltı kavramından daha doğrudur.
Peki bilinçdışımız tam olarak ne işe fayda? His ve fikirlerimiz, direkt hatırlamak yerine neden hatırlayamadığımız bilinçdışında tutulur? Bilinçdışımız bizim için arşiv niteliği taşır. Biz farkında olmasak da gün içerisinde yolda gördüğümüz tüm bireyler, aklımıza gelen tüm fikirler, yalnızca çok az bir kısmını hatırladığımız çocukluğumuz vs. bilinçdışında yer alır. Ayrıyeten toplum tarafından kabul edilmeyen, kendimizin de kabul etmeyeceği his ve kanılar de oradadır. Bunların bilinçdışı yerine şuurumuzda olması toplumsal bağlarımızda yıkıcı bir tesire sebep olur. Geçmişimizdeki bir durumun tüm detaylarını hatırlamak, yani onların bilinçdışı yerine şuurumuzda olması son derece vahim olur. Örneğin, yıllar evvel bir aile üyesini kaybettiğiniz bir anı hatırladınız. Şayet bilinçdışı olmasaydı o süreçteki tüm hisleri tekrardan yaşardınız ve yine bir yas devrini en uzun halde deneyimlerdiniz. Bu durum ömrünüzün birçok evresinde tekrarlanır ve en küçük bir olumsuz duyguya bile tahammül edememenize sebep olurdu.
Bu bilgiler ışığında değerlendirildiğinde söylenebilir ki bilinçdışımızda tüm hayatımız yer alır; şuurumuzda ise daha çok bize gerekli olan bilgiler vardır.
