CHP’li Aylin Yaman; misafirhanelerden ve toplumsal tesislerden tahliye edilmek istenen depremzedelerin sıkıntılarını Meclis gündemine taşıdı. Yaman, bu kararın konutları yıkılan, kalacak yeri olmayan ve öteki kentlerde tedavilerini sürdürmeye çalışan depremzedeleri bir sefer daha mağdur edeceğini vurguladı.
CHP’li Aylin Yaman; İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde 6 Şubat’ta meydana gelen sarsıntılarda 11 vilayette binlerce vatandaşın hayatını kaybettiğini, milyonlarcasının da evsiz kaldığını anımsattı. Sarsıntı bölgesinde yaşayan 13 milyon kişinin maddi manevi yıkıma uğradığını vurgulayan Yaman, “Yaklaşık 2 milyon vatandaşımız bölgeden farklı vilayetlere göç etmiş, kalan yüz binlerce kişi ise süreksiz barınma tesislerinde hayatlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Yaşanan felaketin akabinde, etraf vilayetlere yerleştirilen depremzedelerin kıymetli bir kısmı, kamu kurum ve kuruluşlarına ilişkin misafirhane ve toplumsal tesislerde barınmak durumunda kalmıştır” dedi.
Misafirhanelerde ve toplumsal tesislerde kalan depremzedelere bir barınma alternatifi sunulmadan valilikler eliyle tahliye kararı çıkartılmasına reaksiyon gösteren Yaman, bahsi geçen kurumlarda konaklamak zorunda kalan ve diğer seçenekleri olmayan depremzedelere ve tedavisi süren bireylere dönük bu kararın derin bir tasa yarattığını vurguladı.
CHP’li Aylin Yaman şöyle dedi:
“Yaşanan sarsıntı felaketinin ortaya çıkardığı üzere ömür hakkı, hiçbir halde elverişli konut hakkından farklı bedellendirilemez. Devletin varoluş nedenlerinden birincisi hayat hakkının korunması ise sarsıntı ve gibisi afetlere dirençli, yaşamaya uygun konut alanları ve kentler inşa etmek, bunları denetlemek ve yıpranan yapı stoklarını yenilemek de bir öbür vazifesidir. Farklı kentlerde misafirhanelerde barınmak zorunda kalan ve eşzamanlı olarak hastanelerde tedavileri süren vatandaşların; önemli hiçbir hazırlık yapılmadan, tekrar sarsıntı bölgesine ya da mevcut vilayetlerde yetersiz kira yardımıyla, gönderilmek istenmesi büyük korku yaratmıştır.”
Aylin Yaman, bu kurumlarda yaşamak zorunda kalan depremzedelerin, ivedilikle tahliye edilmemesinin ve bölgede altyapı çalışmaları tam manasıyla bitmeden, kendilerine müddet verilmeden çıkarılmalarının, toplumsal devlet anlayışından uzak olduğunu belirtti.
Yaman’ın önergesinde yer alan sorular şöyle:
“Depremlerin üzerinden geçen 6 aylık mühletin akabinde zelzele bölgesinde hala barınma, besin, su üzere en temel gereksinimlerine erişemeyen depremzedeler bulunmaktayken, farklı kentlerde kamu kurum ve kuruluşlara ilişkin misafirhanelere yerleştirilen depremzedelerin rastgele bir münasebet ve alternatif sunulmadan bu tesislerden çıkarılmak istenmesinin sebebi nedir?
Kamu kurum ve kuruluşlarına ilişkin misafirhanelerin idarelerine, depremzedelerin bu kurumlardan çıkarılmasıyla ilgili valilikler tarafından resmi bir yazı gönderilmiş midir? Gönderilmiş ise bu yazının münasebetleri nedir?
Bahse mevzu kamu kurumlarından çıkarılmak istenen depremzede vatandaşlarımızın sayısı tam olarak ne kadardır? Kendilerine sarsıntı bölgesinde barınmaları için hangi imkanlar sağlanmıştır? Engelliler ve hastanede tedavileri devam eden vatandaşlarımız için valilikler tarafından ek hangi tedbirler alınmıştır?
Bugün prestijiyle kira yardımı almakta olan kaç depremzede vardır? Verilen kira yardımı ölçüsü aile başına ne kadardır ve bu yardımlar verilirken kira artışlarında yaşanan enflasyon oranı gözetilmekte midir?
Kamu kurum ve kuruluşlarına ilişkin toplumsal tesislerden çıkarılmak istenen depremzedelere de kira yardımı yapılması planlanmakta mıdır? Bu kapsamda ödeme yapılmış kaç aile vardır?
Halen öteki vilayet ve ilçelerde bulunan sıhhat kurumlarında tedavileri devam eden ve bu hedefle bahsi geçen kurumlarda konaklamak zorunda kalan depremzedelerin tedavileri bitmeden kurumlardan çıkarılmalarının münasebeti nedir? Bu vatandaşlarımızın tedavilerinin zelzele bölgesinde sürdürülmesi için rastgele bir hazırlık yapılmakta mıdır?”
