CHP Parti Meclisi (PM) üyesi Müslim Sarı, CHP İstanbul Vilayet Kongresi’nde; “Değişim bütüncül, dengeli, samimi bir iştir. O gün diğer şeyleri söyleyip bugün öbür şeyleri söylemek değişim olamaz. Statükonun temsilcisi, kesimi olanlar değişimin aktörü olamazlar. Yeni bir dünya okuması, Türkiye okuması yapmadan, yeni parti modeli oluşturmadan yalnızca değişelim, değiştirelimden kelam etmek tek bir şey çağrıştırır; değişimden anladığınız şey yalnızca bir değiş tokuş. ‘Genel lideri değiştirelim. Sayın Kılıçdaroğlu’nu oradan alalım bir kenara koyalım, partinin bütün yapısal meseleleri burada kalsın. Elimizde bir sihirli değnek var hepimizin kafasına dokunalım ve parti iktidara gelsin’. Bu türlü bir dünya yok, kimse aklımızla dalga geçmesin” dedi.
CHP İstanbul Vilayet Kongresi bugün yapılıyor. Cemal Canpolat ve Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik’in il başkanlığı için aday olduğu kongre devam ediyor. Kongrede kelam alan CHP PM üyesi Müslim Sarı, şunları söyledi:
“Yaklaşık 3 aydır devam eden partinin kendi örgütlerini yenileme ve kıymetlendirme sürecinin İstanbul ayağının sonuna geliyoruz. 4 ve 5 Kasım tarihlerinde CHP kendi 38. Kurultayı’nı gerçekleştirecektir. Bütün örgüt işçilerine teşekkür etmek istiyorum.
“BİR BÜTÜN OLARAK BU SÜRECE EMEK VEREN HERKES BU SÜRECİN BİR MODÜLÜ OLDU”
Bir seçim süreci yaşadık 14 ve 28 Mayıs tarihlerinde. Demiştik ki Cumhuriyet’in 100. yılı giderken 100 yıl sonra bir defa daha yeni bir konsensüs önereceğiz topluma. Türk-Kürt, kadın-erkek, Alevi-Sünni, üretim modeli-çevre ortasında yeni bir konsensüs, yeni bir toplum kontratı, yeni bir anayasayla toplumun karşısına çıkmak…Bunun için ittifak sistemleri önermiştik. İttifaklarımız vardı ve toplumun karşısına bütün bu ittifakların Cumhurbaşkanı adayı olarak Genel Liderimiz Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday olarak önermiştik. Lakin toplumdan onay almadı, istediğimiz sonucu elde edemedik, beklentilerimiz yüksekti büyük bir moral bozukluğuyla karşı karşıya kaldık. Bir bütün olarak bu sürece emek veren herkes bu sürecin bir modülü oldu.
“BÜTÜN SORUMLULUĞUNU SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA YIKMANIN ÇOK BÜYÜK HAKSIZLIK OLDUĞUNA İNANIYORUM”
Şimdi hepimiz bütün ittifaklarla bu modeli topluma önerirken ve istediğimiz sonucu alamazken bu sonucun bütün sorumluluğunu Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yıkmanın çok büyük haksızlık olduğuna inanıyorum. Evet biz başaramadık, toplumdan genel onayı almadık lakin bunun tek sorumlusu sayın genel başkan mı? Ben artık soruyorum, ittifak ortaklarımıza soruyorum, buradalar tahminen. CHP’nin müttefikleri bu sürecin bir kesimi değil mi onlar bir özeleştiri yapmayı düşünmüyorlar mı? Biz iktidar olduğumuzda cumhurbaşkanı yardımcısı olacak belediye liderlerimiz bir özeleştiri yapmayı düşünmüyor mu?
“AKP İKTİDARINI GERİLETMEK UĞRUNA CHP’NİN BELEDİYELERİNE HDP’NİN BU KADAR BLOK OY VERECEĞİNİ KESTİRİM ETMEMİŞTİM”
Seçimin çabucak sonrasında bir değişim tartışması başladı CHP’de, çabucak sonraki gün sabah 9’da. Ben Pendik üyesi olarak 31 Mart günü Pendik’te oy kullandım. Ankara’ya seyahat yapıyorum şimdi sandıklar açılmamış. Bir milletvekili arkadaşım yanıma geldi havaalanında, dedi ki; ‘Ne bekliyorsunuz?’ Dedim ki, ‘CHP kimi belediyeleri kazanabilir fakat Türkiye’nin siyasal iklimini değiştirecek bir sonuç beklemiyorum.’ Evet ben resmi bir ittifakın kesimi olmaksızın AKP iktidarını geriletmek uğruna CHP’nin belediyelerine HDP’nin bu kadar blok oy vereceğini kestirim etmemiştim. Sonra bu arkadaşım dedi ki; ‘Bu şartlarda CHP iktidar olamıyorsa başta genel lider olmak üzere bütün takımlar değişsin.’ Ankara’ya gittik sandıklar açıldı CHP; İstanbul’u, Ankara’yı, Mersin’i bizde olmayan belediyelerinin birçoklarını kazanmıştı. PM toplandı bir kıymetlendirme yapıyor havaalanında bunları söyleyen arkadaşımız kelam aldı dedi ki ‘Sayın genel liderim bu seçim sonucu bir muvaffakiyet değildir zaferdir, siz de muzaffer komutanısınız’. Birebir kişi. Bütün bu arkadaşlarımız ‘CHP’nin hiçbir sorunu ve sorunu yoktur bu tartışmaları bırakalım’ dediler. Biz de PM’ye şunu söyledik ‘Sayın Genel Liderimiz CHP elbette iktidar olabilir fakat CHP’nin iktidarının önündeki en büyük pürüz bu salondaki ruh hali…’
“CHP’NİN OYU NEDEN ARTMIYOR? GELİN BUNLARI TARTIŞALIM, KUSUR NEREDE, EKSİK NEREDE”
2014’te Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaptı. 52-48 iktidar muhalefet istikrarı oluştu. 2017 referandum yaptık, yüzde 52 evet çıktı. 2018’de Cumhurbaşkanlığı yaptık ve yüzde 52 oy ile seçildi Erdoğan. 31 Mart’ta belediye seçimleri yaptık, o vakit şunu sordum; ‘Bütün bu belediyeleri alırken muhalefetin oyu kaç?’ 31 Mart günü AKP ve MHP’nin Türkiye genelindeki oyu tekrar yüzde 52. O gün bir Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyor olsa yüzde 52 oy ile yeniden Erdoğan kazanacak. Partinin oyu kaç, kendi klâsik oyu kadar. Artık şunu sormak gerekmez mi bu şartlarda ve kurallarda CHP’nin oyu neden artmıyor? Gelin bunları tartışalım, kusur nerede, eksik nerede, partinin örgütlenme modelinde bir sorun mi var? Gelin daima bir arada üstelik kazanmış olduğumuz bir seçimin verdiği öz inançla, partinin önüne bir yol haritası koyalım dedik. Biz bunları söylediğimizde bugün değişim diyen arkadaşların hiç sesi çıkmıyordu. Biz onları söylediğimizde şu an değişimden bahseden arkadaşlarımız bizi boğmaya çalışıyordu.
“DENİZLERİN, BECERİKLİLERİN OLDUĞU BİR ORTAMDA BİRİLERİ KALKTI DEDİ Kİ ‘TOPRAK İŞLEYECEK SU KULLANANIN, BU SİSTEM DEĞİŞECEK NE EZİLEN NE EZEN İNSANCA, HAKÇA BİR DÜZEN'”
CHP’de değişimin olduğu devirler oldu. Yaşı müsait olanlar hatırlar. 60’ların dünyası Latin Amerika’da ihtilallerin olduğu, ulusların bir bir bağımsızlıklarını kazandığı, Amerika’nın Vietnam’da yenildiği tüm dünyada bir anti-emperyalist bir dalganın olduğu yerde Denizlerin, Beceriklilerin olduğu bir ortamda birileri kalktı dedi ki ‘Toprak işleyenin su kullananın, bu tertip değişecek ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen’ dedi. Süreç sancısız olmadı parti ortasından ikiye bölündü. 1973 ve 77 seçimlerinde bunların sonuçlarını aldık.
“STATÜKONUN TEMSİLCİSİ, MODÜLÜ OLANLAR DEĞİŞİMİN AKTÖRÜ OLAMAZLAR”
Değişim bütüncül, dengeli, samimi bir iştir. O gün diğer şeyleri söyleyip bugün öbür şeyleri söylemek değişim olamaz. Statükonun temsilcisi, modülü olanlar değişimin aktörü olamazlar. Yeni bir dünya okuması, yeni Türkiye okuması yapmadan, yeni parti modeli oluşturmadan yalnızca değişelim, değiştirelimden kelam etmek tek bir şey çağrıştırır; değişimden anladığınız şey yalnızca bir değiş tokuş. Genel lideri değiştirelim. Sayın Kılıçdaroğlu’nu oradan alalım bir kenara koyalım, partinin bütün yapısal sıkıntıları burada kalsın. Elimizde bir sihirli değnek var hepimizin kafasına dokunalım ve parti değişsin iktidara gelsin. Bu türlü bir dünya yok, kimse aklımızla dalga geçmesin.
“NEYİ DEĞİŞTİRMEK İSTİYORSUNUZ, DEĞİŞTİRMEK İSTEDİĞİNİZ ŞEY NEDİR BUNLARI ANLATMADIĞINIZ SÜRECE YALNIZCA VE YALNIZCA KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU DEĞİŞTİRMEK İSTEDİĞİNİZ SONUCU ÇIKAR”
CHP’nin değişimini bu türlü bir devirde yalnızca ve yalnızca kişi değişikliğine indirgemek, kısırlaştırmak CHP’ye yapılan en büyük haksızlık olur. Yerel yönetim seçimleri hepimiz için yaşamsal. Herkes özeleştiri yapacak kimse sütten çıkmış ak kaşık değil. Neyi değiştirmek istiyorsunuz, değiştirmek istediğiniz şey nedir? İçeriği nedir? Yaklaşımınız nedir? Bunları anlatmadığınız sürece yalnızca ve yalnızca Kemal Kılıçdaroğlu’nu değiştirmek istediğiniz sonucu çıkar. Bu sürece ziyan vermeden, lokal idare sürecine ziyan vermeden, bakın çok güç şartlarda bu belediyeleri kazandık. Biz bu sürece ziyan vermemeliyiz.
“SÖZ ALAN ARKADAŞLARIMIN MAHALLÎ İDARE SEÇİMLERİNE AİT NİYETLERİNİ, MODELLERİNİ VE FİKİRLERİNİ DUYMAK İSTİYORUM”
5 Kasım’da kurultayımızı yapacağız. 5 Kasım’dan sonra yeni bir parti idaresi oluşacak 25-26 Kasım’da tüzük değişiklikleri yapılacak onlardan sonra mahallî seçimlere odaklanacağız süratli bir biçimde. İstanbul vilayet kongresinde kelam alan arkadaşlarımın mahallî idare seçimlerine ait fikirlerini, modellerini ve fikirlerini duymak istiyorum.”
