İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Mayıs seçimlerinin akabinde CHP’de başlayan “değişim” tartışmaları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
“FARKLI DÜŞÜNDÜĞÜMÜ NET OLARAK SÖZ ETTİM”
SonSöz TV’de katıldığı programda Soyer, “Biz büyükşehir belediye başkanı olarak, 4,5 yıldır nizamlı bir ortaya geldik. Çabucak çabucak ortalama 2 ayda bir, bir ortaya geldik. Hem kendi kentlerimizdeki problemleri hem Türkiye’ye dair ortak yapabileceklerimizi kıymetlendirme fırsatı bulduk. Bunlar çok değerli buluşmalardı. Birbirimizden hem ilham alıyorduk hem birbirimize bu manada yakınlaşıyorduk. Dostluk, kardeşlik bağı kuruluyordu. Ancak seçimlerden sonra hiç bir ortaya gelmedik. Orada da büyük bir kopukluk oldu maalesef. Bugüne kadar birbirimizin gözünün içine bakarak yol aldık. Bundan kaynaklı bir ortaya gelmeyi çok önemsedim. Benim de İzmir duruşu ismini verdiğimiz bildirimiz oldu. Onun da yaptığı bir açıklama oldu. Bunları birbirimizle paylaşalım, birbirimizle satır ortalarındaki mevzular nedir, aklımızdan geçen sahiden nedir bunları netleştirmek için bir ortaya geldik. 1 saat civarında buluşma oldu. Bütün bunları masaya yatırdık. Görüşmede ben daha çok onu dinledim. Onu dinlemek istedim. Ben onu merak ediyordum. Bizim ne yaptığımız ile ilgili tereddüt yok fakat onun aklından geçenlerle ilgili çok da bilinmeyen, anlaşılmadığını düşündüğüm birçok şey var. O buluşma daha çok onu dinlediğim, anlamaya çalıştığım bir görüşme oldu. Bunları uzun uzun anlatmayacağım. Benim farklı düşündüğümü net olarak söz ettim, bildiride de söz ettik” halinde konuştu.
“EKREM BEY’İN AKLINDAN GEÇENİ DİNLEMEK İSTEDİM”
İmamoğlu ile yapılan görüşme için “ne düşündüğünü şahsen öğrenmek için mi?” yapıldığı sorusunu yanıtlayan Soyer, “Kesinlikle. Ekrem Bey’in kamuoyunda değerlendirmeleri oldu. Fakat ben bunu içime sindiremedim. Basın vasıtası ile haberdar olmak yanlışsız biçim değildi. Yalnızca medya üzerinden Ekrem Bey’i anlamak istemem. Bu olamaz. Nedir aklından geçen ‘anlat bir’ demek istedim” tabirlerini kullandı.
“KILIÇDAROĞLU’NUN ‘GÜVENLİ LİMAN’ TESPİTİ SON DERECE PAHALI BİR TESPİT”
Soyer, kurultayın lokal seçimin akabinde yapılacağına dair emare olduğunu kaydederek “Sayın Genel Lider ‘bu gemiyi inançlı limana yanaştırana kadar kaptanlığı bırakmayacağım’ dedi. Bu benim için son derece pahalı bir tespit. Limandan ne kastediyor kendisi bilir tabi. Lakin benim anladığım, seçime kadar bir değişim olmaması fakat sonrasında bir değişimin olması halinde anladım. Hakikaten kongreler sürecinde de kurultaya seçimden evvel mi gidilir, sonra mı gidilir orasını bilmiyorum. Lakin en azından seçime kadar genel liderle gidileceğine dair emareler var. Benim kastettiğim bunla ilgili bir değişim değil. Benim kastettiğim değişim içeriğe dair bir değişim…” açıklamasını yaptı.
“CHP’NİN SOLA YAKIN, SOSYAL DEMOKRAT BİR PARTİ HALİNE GELMELİ”
CHP’nin sol, toplumsal demokrat bir rotada siyaset yürütmesi gerektiğini kaydeden Lider Soyer, “6’lı ittifak ile seçime gidilirken herkes adeta bir kadro şeyleri törpüleyerek,fedakarlık yaparak ortak yeri büyütmeye çaba etti. Bu durum her partinin ne demek istediğinin net anlaşılmamasına neden oldu. Ortak mutabakat metni çıktı lakin sanki CHP o sorun ile ilgili ne düşünüyor tam ortaya çıkamadı. Bizim Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına giderken, CHP’nin ülkenin can yakıcı meseleleri ile ilgili, iç ve dış sıkıntıları ile ilgili neler düşündüğünü, nasıl bir ideoloji ortaya koyması gerektiğini tartışması ve buradan da bir sonuç çıkarması gerektiğini düşünüyorum. Değişimden anladığım bu. CHP’nin sola yakın, sosyal demokrat bir parti haline gelmesi, Atatürk’ün mirasını hakikat anlayıp ona nazaran rota çizmesi ve CHP’nin 6 prensibini bugünün dünyasında içeriğini daha yeterli anlaşılacak, günün şartları ile daha yeterli ortaya çıkartacak çalışma yapılması gerekir. İçerikten anlamaya çalıştığım bu. Metodoloji konusunda da partinin delege sisteminin yine ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Üyelerin genel başkanı seçeceği, üyelerin patinin tüm idare sistemlerini belirleyeceği yeni bir model gerekiyor” dedi.
“DOĞRU BİR YOL HARİTASI OLUŞTURULMALI”
Seçmenlerin özne haline geldiğini ve partinin hakikat bir yol haritası çizmesi gerektiğini belirterek “Biz 11 büyükşehir belediyesiyiz. Türkiye’de çok ortak yol aldık. Birçok sıkıntıyı konuştuk, yol haritasını tartıştık, tüm bunlardan sonra birbirimizden kopacak uzaklaşacak iklimi hakikat bulmuyorum. CHP 100 yıllık parti diyoruz. 100 yıl boyunca aslında neden ayakta kaldığına yanıt arasanız en somut şey değişimi yakalamış olmasıdır. İnönü ile, Ecevit ile, Deniz Baykal ile… Bu değişimi anladığı için, vaktin ruhunu yakaladığı için ayakta kalmıştır. Artık Türkiye ikinci yüzyılına girerken CHP yine değişimin ikinci yüzyılının dinamiklerini hakikat anlamanın ve yanlışsız yol haritası ortaya koymanın odağı olmalıdır. Toplumun dinamikleri Türkiye’deki siyaset sistemlerini önüne geçti. Seçmenler obje olmaktan çıktı özne haline geldi” sözlerini kullandı.
“DEĞİŞİMDEN ANLADIĞIM ÖNDERLERİN DEĞİŞMESİ DEĞİL”
CHP’nin toplumsal muhalefeti örgütleyen bir parti olması gerektiğinin altını çizen Soyer, değişim tartışmasının bireylere bağlı yürütülmemesi gerektiğinin belirterek “Motorlu Taşıt Vergisi (MTV) 2 katına çıktı, KDV yüzde 20’ye çıktı. Tüm bunlar olurken burası kabile devletler mi? Ben MTV’yi yatırmış bir vatandaşım. Diyorlar ki bir daha yatıracaksın. Neden? Bunun bir karşılığının, açıklamasının, buna da toplumdan bir örgütlü reaksiyonun ortaya çıkması lazım. Bu da CHP ile çıkmak zorunda. Bu ülkede ana muhalefet partisi CHP buna liderlik etmek zorunda. Toplum çok büyük bir hayal kırıklığı içinde… Oy veren 25 milyonun hayal kırıklığı var ve çok büyük bir öfke içinde. Zira kazanamadık ve yenildik. Bunun sorumlusunu aramak ve cezalandırmak istiyor. Bununla ilgili kendisine bilgi verilmesini, hesap verilmesini istiyor ve buradan da umut bulmak istiyor. 100 yıl boyunca aydınlanmadan, geleceğin Türkiye’sinin inşasından yana olmuş, demokratik unsurları savunmuş seçmen kitlesi küsüp terk edip gidecek mi? Bu türlü bir şey kelam konusu olmaz. Gitmez de esasen. Cumhuriyet’e, cumhuriyetin kıymetlerine, unsurlarına, Atatürk mirasına sahip çıkıyorlar. Bu bahiste CHP’nin öncü rolünü rotaya koyarak bütün bu toplumsal yansıyı, öfkeyi, hayal kırıklığını ortadan kaldıracak yeni bir şey söylemesi lazım. 25 milyon seçmen bunu bekliyor. Bizde buna odaklanmalıyız. Neyi/nasıl söylememiz lazım, öfkeyi nasıl yönlendirmemiz lazım ve nasıl geleceğin Türkiye’sini hayal ediyoruz, onu ortaya çıkarmamız gerekiyor. Benim değişimden anladığım budur. Heyetlerin, önderlerin değişmesi değil. Yalnızca birbirimizi daha güzel anlamalıyız” biçiminde konuştu.
“KURULTAY SEÇİM SONRASI OLMALI, ŞAHSÎ BİR BEKLENTİM YOK”
Kurultayın seçimin akabinde yapılmasını savunmasının “yeni dönemde belediye başkanı olmak mı istiyor?” sorusunu beraberinde getirdiğinin aktarılması üzerine açıklama yapan Soyer, rastgele bir ferdî beklentisinin olmadığını ve partisinde esaslı bir değişim olması gerektiğini belirterek “Benim bahsettiğim değişiklik 8 ay içinde yapılabilecek bir şey değildir. Bunu temel adımlarını atabilirsiniz, öncülerini ortaya koyabilirsiniz. 2019 lokal seçim zaferi sayın genel başkanımızın kurgusu ile gerçekleşti. 11 büyükşehrin alınması büsbütün onun stratejisi ile, onun yaptığı kurgu ile başarıldı. Bugün da tekrar lokal seçime giderken onun liderliğinde gitmenin yanlışsız olduğunu düşünüyorum. Bu ne ferdî bir beklenti ne de diğer bir nedenle… Bu türlü bir şeyimiz asla yok. Ben CHP’nin büyük bir değişim yapması gerektiğini söylüyorum. Bu değişimin hazırlanması gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de biraz vakte gereksinim olduğuna inanıyorum. Önümüzde kongre ve kurultay süreci, mahallî seçim süreci var. Bütün bu toz duman içinde biz değişim odağını kaybetmemeliyiz. Partinin konsantrasyonu mahalle delege seçimlerinde. Ben ediyorum ki madem bu türlü bir mecburilik var bu yürüsün bir yandan… Lakin gelin bu partinin insanları olarak, seçilmişleri, askerleri olarak şuna baş yoralım; Bu ülke öbür bir yere gidiyor. Bizim bu ülkenin gerçek yere gitmesi için, gelecekte sahiden daha demokratik, özgürlüklerin daha teminat altında olduğu, insanların yoksulluk çekmediği, gelir dağılımında adaletin olduğu bir ülkeyi nasıl kurarız buraya konsantre olalım, baş yoralım. Bunu için yapacağımız şey ortak akıl inşasıdır. Odalar, sendikalar vakıflar bir ortaya gelmeli. Daha çok tartışmalıyız, mağlubiyetin hesabını yapmalıyız, nasıl kazanılacağının yanıtlarını bulmalıyız. Çok daha berrak ve net CHP duruşuna muhtaçlık var. Daha solda, Atatürk’ün çizgisinde ve CHP’nin 6 prensibini masaya koyan bir duruşa muhtaçlık var” açıklamasını yaptı.
“İZMİR’E ÇOK BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR”
Değişim tartışmasında İzmir’in öncü bir misyonun olmasını söyleyen Tunç Soyer, “Biz kuruluşun ve kurtuluşun kenti İzmir diyoruz. Bunu İzmir yapmayacaksa kim yapacak? İzmir tarih boyunca Anadolu’nun lokomotif olmuş. İzmir’den çıkmış her şey. Artık de İzmir’e çok büyük sorumluluk düşüyor. İzmir tarihi sorumluluk taşıyor. İzmir, Türkiye’nin değişimin ve aydınlık geleceğe taşımanın yeniden lokomotifi olmak zorunda…” diye konuştu.
