Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Doğu Akdeniz’e ait, “Biz, Türkiye’nin ve KKTC’nin legal haklarını, memleketler arası hukuktan kaynaklanan haklarını sonuna kadar savunuruz, burada hiçbir geri adım kelam konusu değil.” dedi.
İlk yurt dışı ziyareti kapsamında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) başşehri Lefkoşa’da bulunan Yılmaz, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliğinden katıldığı Haber Küresel canlı yayınında soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Ercan Havalimanı’nın yeni terminal binasında çalışmaların tamamlanmasının 20 Temmuz’a yetişip yetişmeyeceğinin sorulması üzerine Yılmaz, “Yetişecek inşallah, bütün uğraşımızla bu tarafta çalışıyoruz. Bugün de terminal binasını inceledik, ben çok etkilendim, çok hoş bir terminal binası. Temas yollarına kadar yapılmış. Sayın Cumhurbaşkanı’mız da 20 Temmuz’da bu havalimanına inmek istediğini söyledi. Biz de Ulaştırma Bakanı’mızla, Devlet Hava Meydanları ve teknik bir takımla birlikte geldik. İnşallah, gereği neyse, Türkiye’den gelen takımlar ve KKTC’deki gruplar ortaklaşa, yüklenici firmalar daima birlikte uğraş edeceğiz.” diye konuştu.
Yılmaz, elektrikle ilgili bir mevzunun kelam konusu olduğunu tabir ederek, kelamlarına şöyle devam etti:
“Bu yoluna girdi üzere görünüyor. Başka taraftan süreksiz kabulle ilgili düşünceler vardı, uzun bir vakit alması kelam konusu olabilecekti. Türkiye’den bu bahiste teknik takviye verecek takımları getirdik. Burada da hükümet bir karar çıkardı. Türkiye’den gelen takımlarla, Kıbrıs’taki takımlar bir ortada bu çalışmaları süratli bir formda yürütecekler. Gerekli birtakım teknik denetimler, kararlar alınacak ve inşallah 20’sine hazır hale getireceğiz, çok boyutlu bir biçimde hazırlanıyoruz.”
Kapasite artırımı olup olmayacağına ait de Yılmaz, “800 binden 8 milyona diyelim, 10 kat büyüklüğünde bir havalimanından bahsediyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yeni vitrini olacak inşallah bu. Birinci gelen konuklar çabucak bu havalimanını görmüş olacaklar. Kimi ülkeler teknik münasebetlerle direkt uçmuyorlardı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne. Bu havalimanı teknik alt yapısıyla bu münasebetleri de ortadan kaldırmış olacak. Münasebetiyle siyasi bağlarını, dünyayla bağlarını Kuzey Kıbrıs’ın güçlendirmiş olacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, havalimanının turizme de büyük katkı sağlayacağını, istihdamı artıracağını, yatırımlara imkan vereceğini vurgulayarak, “Hangi açıdan bakarsanız bakın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne bu manada sınıf atlatacak diyelim. İnşallah, işletilme kademesine geçildiğini daima birlikte görürüz.” sözlerini kullandı.
“Elektrik konusu da su üzere ele alacağımız bir bahis olacak”
Türkiye ile KKTC ortasında hayata geçirilen kıymetli projeler hakkında da bilgi veren Yılmaz, denizaltından su getirilmesine imkan sağlayacak Mesarya Ovası Projesi’ne ait şu açıklamalarda bulundu:
“Bu, çok çok değerli bir proje. Ada iktisadı denilen bir şey var, adalar muhakkak büyüklükte oldukları için ölçek iktisadı sağlayamıyorlar. O yüzden su, elektrik çok masraflı hizmetler haline geliyor. Daha büyük bir ana karayla irtibat kurduğunuz vakit çok daha uygun kurallarda, ölçek ekonomileriyle, düşük maliyetlerle birtakım hizmetleri verme imkanı oluyor. Bu manada çok stratejik bir yatırım. Su geliyor Türkiye’den biliyorsunuz. Bugün Sayın Başbakan ile görüşmemde bana, 3 köy dışında öbür bütün köylere bu suyun ulaştığını tabir etti, onlara da yakın vakitte verilecekmiş. İçme suyu olarak.
Sulama suyuna gelince belirli ovalarda sulamalar başlamış durumda. Mesarya Ovası’ndaki sulama için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yalnızca içme suyu manasında değil, ziraî üretimin artması manasında, hasebiyle refahın artması manasında çok kıymetli.”
KKTC’ye elektrik sağlanmasına ait de açıklamalarda bulunan Yılmaz, “Aynı modeli niye elektrikte yapmayalım. Bugün, kabloyla Türkiye’ye bağlanma projesini tartışıyoruz. Aşikâr alt yapılar oluşturulmuş durumda. Elektrik konusu da su üzere ele alacağımız bir mevzu olacak. Önümüzdeki devirde atacağımız en değerli adımlardan bir tanesi de bu kablo teması olacaktır. Orta vadede, 3-5 yıl ortasında bir takvimden bahsediliyor tamamlanıp hayata geçmesi için. Önemli bir maliyet kelam konusu elbette lakin ondan sonraki devirde maliyetleri işletme manasında da aşağı çeken çok kıymetli avantajlar sağlayan bir proje olacak.” dedi.
Yılmaz, bunun yenilenebilir güçle birleşeceğine işaret ederek, bir taraftan kablo bir taraftan yenilebilir güç yatırımlarının yapılacağını söyledi.
“KKTC’nin son derece legal haklarını her platformda savunmaya devam edeceğiz”
KKTC’nin tanınmasına ait gelişmeleri de kıymetlendiren Yılmaz, “Son devirlerde son derece stratejik bir gelişme sağlamış durumdayız. Bundan sonraki süreçte KKTC’nin tanınması konusunda çabalarımızı daha da ağırlaştıracağız. Türk Devletleri Topluluğu’nda gözlemci üye olması bunun bir işareti, sinyali bir manada. Kuzey Kıbrıs’taki Kıbrıs Türk halkı, hiçbir formda bir azınlık statüsüne itilemez, hiyerarşik olarak diğerlerinin altında bir pozisyona sürüklenemez. Eşit bir biçimde, hâkim bir biçimde Ada’da yerini almak durumunda. Bütün platformlarda biz haklılığını ortaya koyuyoruz. Biz, bütün haksızlıklara karşı hakikat durumumuzu ve KKTC’nin son derece legal haklarını her platformda savunmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
Doğu Akdeniz’e ait soru üzerine Yılmaz, şunları kaydetti:
“Doğu Akdeniz, son derece değerli bir coğrafya ve burada bir iktisat var. Ülkelerin de çıkarları var. Bir periyot Türkiye’yi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bu denklemden dışlamaya dönük bir efor içine girdiler lakin Türkiye Cumhuriyeti’nin gücü, burada oyunları bozdu. En kıymetlisi, Libya ile yapılan muahede. O mutabakatla birlikte bütün oyunlar bozulmuş oldu. Artık yeni bir denklem oluşmuş durumda. Biz, Türkiye’nin ve KKTC’nin yasal haklarını, milletlerarası hukuktan kaynaklanan haklarını sonuna kadar savunuruz, burada hiçbir geri adım kelam konusu değil. Lakin bir taraftan da şunu söylüyoruz, ‘Burası ortak bir alan, gelin birilerini dışlamaya kalkmadan bu ortak alanı, ortak menfaatler doğrultusunda daima birlikte değerlendirelim.’ Türkiye, bunun da davetlerini yapıyor. Uzak coğrafyaların planlarına hiç kimse gelmesin.”
“Ne dediysek, onu yapma uğraşında olduk”
Yılmaz, taban fiyatla ilgili soruyu yanıtlarken de patron, emekçi ve kamu tarafının bir müzakere süreci yürüttüğünü hatırlattı.
Normalde yılda bir defa olan görüşmelerin, çalışanların enflasyona ezdirilmemesi için 6 aylık dönemde yapıldığına işaret eden Yılmaz, “Temenni ederiz ki bu üç kesim bir ortak noktada anlaşsınlar. O da nedir? Çalışanlarımızın enflasyona ezdirilmemesi.” dedi.
“Memur ve emeklilerin de artırım beklentisi kelam konusu. Bu süreç TBMM’de devam edecek. Takvimlendirme nasıl olur?” sorusunu Yılmaz, şöyle yanıtladı:
“Meclisimiz bayramdan sonra çalışma kararı aldı. Birinci 6 ayın enflasyonunu da temmuz ayında görmüş olacağız. Bütün bunlar çerçevesinde bir kıymetlendirme yapılacak. Gerek minimum fiyat gerek 22 bin lira en az memur maaşı problemi, bizim seçim beyannamemizde ortaya koyduğumuz taahhütler. Biz, her vakit ne dediysek onu yapma çabası içinde olan bir parti olduk. Hasebiyle hiç geciktirmeden bu taahhütlerimizi temmuz ayı içeresinde gerçekleştirme istikametinde bir uğraş içindeyiz. Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığımız, Hazine ve Maliye Bakanlığımızla, ilgili taraflarla birlikte çalışmalarını yapıyorlar. Meclisimiz son kelamı söyleyecek. Burada da Meclisimizin iradesine hürmet göstermek durumundayız.”
Yılmaz, TBMM tatile girmeden bu düzenlemenin öncelikli bir formda ele alınacağını lisana getirdi.
“Güncelleme gereksinimi doğabiliyor”
“Yeni periyotta iktisatta nasıl bir siyaset izlenecek? Merkez Bankası’nın siyaset faizinde bir güncelleme olur mu?” sorusu üzerine Yılmaz, ortak akılla, istişareyle hareket ettiklerini söyledi.
Yılmaz, Merkez Bankası’nın, kanunların çizdiği bir çerçevesinin bulunduğunu belirterek, bankanın, fiyat istikrarı ile istihdam ve kalkınma siyasetlerine takviye olma misyonunun bulunduğunu hatırlattı.
Bu siyasetlerin, istikrar içinde büyümek, geliri adil bir biçimde geniş bölümlere dağıtmak ve teknolojik atılım çerçevesinde şekillendiğini lisana getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
“Burada güncelleme muhtaçlığı da doğabiliyor vakit zaman. Dünyanın, Türkiye’nin koşullarına nazaran güncelleme gereksinimleri çıkıyor. Bugün baktığınızda bütün dünyada bir sorun var. Büyüme suratı aşağı hakikat gidiyor, bir taraftan da enflasyon var. Enflasyonla resesyonu dengelemeye çalışan bir dünya görünümü var karşımızda. Biz de son 3 yılda güzel bir büyüme performansı, çok güzel bir istihdam, ihracat, turizm artışı yakaladık. Lakin artık vatandaşımızın da birinci önceliği olan enflasyona odaklanmış durumdayız. İstikrarlı bir biçimde, öbür amaçlarımızı de ihmal etmeden enflasyona daha büyük bir öncelik atfediyoruz. Münasebetiyle Merkez Bankamız ve Hazine ve Maliye Bakanlığımız bu mevzularda ağır bir çalışma sergiliyorlar. Burada Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığı var. Uzun ve orta vadede gayemiz ne? Hem faizler hem enflasyon düşsün. Uzun vadede varmak istediğimiz yer belirli. Büyümemizi, istihdamımızı devam ettirelim.”
Yatırımlar için uygun bir finansal ortamın kıymetine işaret eden Yılmaz, “Merkez Bankası değerlendirmelerini yapacaktır. Daima birlikte sonucunu takip edeceğiz.” dedi.
