◊ Uzun bir ortadan sonra son single çalışmanız “Resmen Haksızlık” ile dinleyici buluştunuz. Geriye dönüp baktığınızda müzik dünyasında neler değişmiş?
– Vakit çok süratli akıyor. Yalnızca müzik dünyası değil, günlük hayatın olağan akışı da artık vakitle yarış halinde. Çok fazla üretim var. İçinde çok düzgün çalışmalar olsa da birçoğu daha duyulamadan yok oluyor. Bence değişen en değerli şey sürat, dinleyicilerin müzikleri sindirmesine bile vakit yok artık. Bu yalnızca müzik kesiminin değil, bence çağımızın sorunu.
◊ Sezen Aksu, Kayahan üzere isimlerin vokalistliğiyle müzik hayatına başlayan isimlerin müziklerini hâlâ biliyoruz. Bu vaktin ruhuyla mı ilgili yoksa idol isimlerle çalışmanın bir getirisi mi?
– Sezen Aksu, Kayahan üzere isimler yalnızca yorumcu değil kelam muharriri ve bestekar kimlikleri ile de Türk pop müziğine damga vurmuş isimler. Bir müziğin birinci notaları ya da kelamlarından itibaren nasıl ete kemiğe büründüğüne, dinleyiciyle paylaşılma basamağına gelene kadar müzikal manadaki seyahatine şahit olmak bile başlı başına bir okuldu. Yaptıkları işler başucu kitabı üzere bir müzisyenin yolunu aydınlatmak için kâfi. Günümüzde de o müziklere cover çalışmalar yapılmasının özünde bu yatıyor. Şehrazat, Uzay Heparı üzere isimlerle de yolumun kesişmesi mesleğimde çok sağlam temeller atmama neden oldu. Temel sağlam olduğu vakit müzikler vakte yenik düşüyor.
GÜÇLÜ DURAN BAYANLARIN HİKÂYESİ
◊ Uzun müddet sonra “Resmen Haksızlık”la müzik dünyasına ‘merhaba’ demeye nasıl karar verdiniz?
– Uzun bir ortanın akabinde kendi bestemle dinleyiciyle buluşmayı planlıyordum. Hatta bu mevzuda da çok ısrarcıydım, o sırada menajerim Sinan Ufuk Nergis bana dinlemem için kelam ve müziği Murat Güneş’e ilişkin iki demo yolladı.?Uzun vakit sonra birinci kere benim yazmadığım ancak beni söz eden bir müzikle karşılaştım. Müziğin genel yapısında hem 90’lar kokusu hem de günümüz sound’u hakim. Kelamlar de samimi olunca ortaya içime sinen, sıcak bir Demet müziği çıktı.
◊ Şarkının hikayesi nedir?
– “Resmen Haksızlık” ne yaşarsa yaşasın sonunda güçlü durmayı başaran bir bayanın öyküsünü anlatıyor.
◊ Sizin hayatta ya da alakalarda haksızlık olarak tanımladığınız şeyler ne?
– Haksızlıklara karşı sesimi yükseltmekten hiç çekinmedim. Rahatsızlık duyduğum şeyler olduğunda da söylerim. Bence en büyük haksızlık karşımızdaki insanlardan gerçek niyetlerimizi saklamak, olduğumuz üzere saf ve şeffaf olmamaktan kaynaklanıyor. O vakit karşı tarafa dürüst olmamaya başlıyoruz. Bence birine karşı dürüst olmamak ona karşı yapılacak en büyük haksızlık
HAYATIMI ŞÖHRET ÜZERİNE KURMADIM
◊ Uzun yıllar Amerika’da yaşadınız. Türkiye’deki şöhreti bırakıp diğer bir ülkede yaşamak sizi nasıl etkiledi? Şöhretle bağlantınız nasıl?
– Şöhret ile olan bağlantıma değil, müzik ile olan ilgime odaklandım daima. Hayatımı şöhret üzerine kurmadığım için bu mevzuda hiçbir rahatsızlık duymadım. Bilakis, kimsenin beni tanımadığı bir yerde yaşamak, çok daha özgür bir hayat sundu.
◊ Fotoğraf, seramik üzere farklı alanlarda da üretimi olan çok istikametli bir sanatçısınız. Geçtiğimiz günlerde Erol Evgin bir fotoğraf standıyla sanatseverlerle buluştu. Sizin de müzik dışında bu şekil projeleriniz olacak mı?
– Konservatuvara başlamadan evvel Bilkent Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’ne kayıt yaptırmıştım. Hatta o periyot Hacettepe Fotoğraf Bölümü’nü de kazandım. Amerika’da yaşadığım yıllarda da dünyanın en sevdiğim kentlerinden oluşan seramik tabaklar yapmaya başladım. Önümüzdeki yıllarda bir stant açmayı planlıyorum.
OYUNCULUKTA AMACIM YOK
◊ Yeni kuşaktan dinlediğiniz isimler var mı?
– Aleyna (Tilki), Edis, Buray, Cem Adrian üzere yeni jenerasyon sanatkarların yapıtlarını Türk pop müziği ismine kalıcı ve pahalı buluyorum. Lil Zey, Deniz Tekin, Sena Şener, Selin üzere daha alternatif müzik yapan sanatkarları da ilgiyle takip ediyorum.
◊ Daha evvel sizi dizi ve müzikallerde oyuncu olarak da izlemiştik. Mesleğinizde oyunculukla ilgili bir gayeniz var mı?
– Oyunculukla ilgili bir amaç koymadım. Senaryosuna, direktörüne ve kendime inandığım bir proje olursa sürpriz yapabilirim.
