AK Parti’nin mahallî seçimde aldığı şok sonuçların ardından parti içinden birtakım isimler tenkitlerini yüksek sesle dillendirmeye başladı. Son olarak hem partisinin seçim performansına hem de Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un açıklamalarına tepki gösteren AK Parti eski milletvekili Mehmet Metiner, bir özür paylaşımı yaptı.
Mehmet Metiner, dün partisinin aldığı seçim sonuçlarına ait Ankara Seçim Koordinasyon Merkezi (SKM) Başkanı Hüseyin Cem Küçükgüzel’in ilettiği seçim periyodunda yaşanan problemleri toplumsal medya hesabından paylaştı.
SARIEROĞLU, TÜRKEŞ, OKTAY, AYDEMİR…
Metiner, “Ankara’ya dair ibretlik sözler” başlığıyla yaptığı paylaşımda Küçükgüzel’in kendisine ilettiği şu tenkitlerine yer verdi:
“Ankara Milletvekilimiz Jülide Sarıeroğlu’na yer ve program beğendiremedik bir türlü. Bir gün kendisini Haymana ilçesi yaptığımız bir program için aradım. Ben gitmem dedi. Haymana’ya gitmem. Ben bakanlık ve genel başkanlık yapmış biriyim. Ne Haymana’ya giderim ne de o yaptığınız programa dedi. Gelmedi. Kendi başına ve isteğine nazaran program yaptı. Ötesini sen anla gayrı.
Milletvekilimiz Tuğrul Türkeş hiç alana inmedi. Ne vakit arasak bir mazeret mesaj sürdü. Ya hastayım dedi, ya yurtdışındayım dedi, ya İstanbul’dayım dedi.
Cumhurbaşkanı eski yardımcımız milletvekilimiz Fuat Oktay kendisi için yaptığımız programları beğenmedi. Ben esnaf ziyareti yapmam. Ben oraya buraya gitmem. SKM’de toplayın arkadaşları gelip orda kendilerine konuşayım. Yahut bir yerde toplayın ben gidip konuşayım dedi. Ondan da hiç randıman alamadık.
Zehra vekilimiz gençlik kollarından gelen yeni biriydi. İlçeler ve halk pek tanımıyordu. Gittiği yerde de istek görmediği için ilçelerin istediği biri değildi. Gittiğinde de gerekli ilgiyi göremeyince haliyle morali bozuluyordu. O da gençlik kollarıyla bir şeyler yapmaya çalıştı. Alanda ve halkta karşılığı olmadığı için pek bir yararı olmadı.
Bir tek alanda Murat Alparslan vekilimiz çalıştı. Kendisine yaptığımız programlara motamot uydu. Nereyi istediysek oraya gitti. Randıman aldığımız tek vekil o oldu.” Kaygılıydı. Öfkeliydi. Vilayet Liderinin ulaşılmaz olması da tenkitleri ortasında yer alıyordu.
Bir vilayette iki SKM olur mu? Ne yazık ki Ankara oldu. Vilayet liderimiz kendisi için lüks bir alışveriş merkezinin içinde bir SKM oluşturdu. Kameralı sistemler vs. Kimin gelip gelmediğini gören kameralara bakıp görüşmek istemedikleriyle görüşmedi. Kendisini adeta oraya kapattı. Hiç birimiz ve teşkilattan hiç kimse kendisine ulaşamadı. Arayanlara çıkmadı. Kendisi nasıl istiyorsa o denli yaptı o denli çalıştı. Bu da yansıyı ve öfkeyi arttırdı.”
‘KEŞKE..’
Metiner bugün ise toplumsal medya hesabından, Hüseyin Cem Küçükgüzel’in tenkitlerini açıklamaktan ötürü pişman olduğunu yazdı. “Keşke” notuyla yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:
“Beni arayıp içtenlikle içini döken Hüseyin Cem Küçükgüzel kardeşimin dediklerini keşke aktarmasaydım. Kabahat Hüseyin’de değil. Asıl bende. Kimse Hüseyin’i suçlayarak fitneyi harlamasın lütfen. Olan oldu. Olanda hayır vardır. Ders almış olduk böylelikle. Bir kusurdur oldu. O yanılgıyı da ben özür dileyerek üstüme alıyorum. Benim o anlık gafletime verip affedin! Rabbim yanlışsız yoldan ayırmasın! Ve Rabbim kusurunu anladığında özür dileyen kullarından eylesin!
Bu da bize ders olsun!”
‘BİR YANILGI ETTİM, AFFOLA’
Metiner akabinde yeniden toplumsal medya hesabından bir özür yayımladı. “Bir kusur ettim, affola!” diye başladığı özründe şu sözlere yer verdi:
”Fuat Oktay çok paha verdiğim bir kardeşim. Cumhurbaşkanı eski yardımcısı. Ankara Milletvekili. Jülide Sarıeroğlu benim için çok değerli eski bakanımız ve genel lider yardımcım. Ankara Milletvekili. Tuğrul Türkeş kadim dostum. Eski bakanımız. Ankara Milletvekili. Zehranur Aydemir genç Ankara milletvekilimiz. İstemeyerek üzülmenize sebebiyet verdiğim için sizlerden helallik diliyorum. Kusur benim. Hata benim. Bir anlık gafletime yenik düştüm. Keşke olmasaydı. Lakin oldu. Her birinizi çok sevdiğim halde oldu işte. Son derece üzgünüm. Gönlünüzü incittiğim ve hak etmediğiniz tenkitlere muhatap kıldığım için. Affola! Biz güçlü bir ailenin mensuplarıyız. Birimizin hukuku başkasının hukuku, birimizin prestiji öbürümüzün prestijidir. Yunus Emre ne hoş demiş asırlar öncesinden, kulak verelim:
Gönül Çalab’ın tahtı, Çalab gönüle baktı, İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise.”
(HABER MERKEZİ)
