Sindirim sisteminin merkezi olan ve ikinci beyin olarak tanımlanan bağırsakların sıhhati, tüm metabolizmayı etkilemektedir. Bağışıklık sistemi hücrelerinin yüzde 70’i bağırsaklarda bulunmaktadır. Sızdıran bağırsak sendromu, sıkı bağların açılması ile ilgili bir durumdur. Bu ‘’sıkı bağlar‘’ bağırsaklardan kan sirkülasyonuna yalnızca sindirilmiş besinlerin, mineral ve vitaminlerin girmesine müsaade veren geçiş noktalarıdır. Şayet bağırsaklardaki hücreler ortası sıkı bağlar bozulursa, kan dolanımına ziyanlı unsurlar ve toksinler geçebilmektedir. Yeniden sıkı bağlar, toksinler, mikroplar ve sindirilmemiş yiyecek parçacıklarını tutmakta ve bağırsağa hasar vermektedir. Sızan patojenler ya da uygun sindirilmemiş besinler kan sirkülasyonuna karışır, bağışıklık sistemi ise tanımadığı bu unsurlara karşı atağa geçmektedir. Yani bağışıklık sistemi kendi dokusuna saldırmaktadır. Bağışıklık sistemi hastalıkları ise bu döngünün uzun vakit sürmesi ile oluşmaktadır.
GEÇİRGEN BAĞIRSAK SENDROMUNUN NEDENLERİ
1. Besin hassaslıkları: Kan dolanımına giren toksinlerin atakları nedeniyle, bağırsak çok geçirgenliği olan bir kişinin bağışıklık sistemi, bedeni makul besinlerdeki (özellikle glüten ve süt) antijenlere daha hassas hale getirmekte ve çeşitli antikorlar üretmektedir.
2. Bağırsak hastalıkları: Bağırsak geçirgenliğinin artmasının çoğunlukla huzursuz bağırsak sendromu, ülseratif kolit ve Crohn hastalığından muzdarip insanlarda daha çok görüldüğü tespit edilmiştir. Çinko desteğinin, bu hadiselerde bağırsak temaslarının sıkılaştırılmasında hayli tesirli olduğu görülmektedir. Alfa 1 Antitripsin ve kalprotektin düzeylerinin artışı da iltihabı bağırsak hastalıklarının habercisidir.
3. Otoimmün hastalık: Sızdıran bağırsağın otoimmün (bağışıklık sisteminin çok hassaslığıyla oluşan reaksiyon ) bir hastalığa neden olabileceğini anlamanın anahtarı, ‘’zonulin” olarak bilinen bir protein üzerinde yapılan araştırmalardır. Zonulin bağırsak bariyer bütünlüğünü göstermektedir. Sıkı bağları yapıştıran ya da onaran bir proteindir. Bu araştırmalara nazaran zonulin düzeyinin artması bağırsak geçirgenliğini göstermektedir. Gaitadan rahatlıkla ölçülebilmektedir.
4. Tiroit problemleri: Sızdıran bağırsak sendromunun direkt etkileyebileceği otoimmün hastalıklardan biri Hashimoto hastalığıdır. ‘’Kronik tiroidit“ olarak da bilinen bu bozukluk, hipotiroidizm, metabolizma bozuklukları, yorgunluk, depresyon, kilo alımı ve bir dizi öteki problemlere yol açabilmektedir.
5. Emilim bozuklukları: Sızan bağırsaklardan kaynaklanan çeşitli beslenme yetersizlikleri, mide asit seviyesinin yetersizliği, yaşamsal döngünün en kıymetli vitamini B12, folat, magnezyum ve öbür enzimlerin emilimini imkansız kılmaktadır.
6. Cilt hastalıkları: Bağırsak – cilt ilişki teorisi, 70 yıl evvel birinci defa tanımlanan bağırsak hiper geçirgenliğinin cilt problemlerine neden olabileceğini göstermektedir. Bilhassa vakitsiz akne, sivilce, sedef hastalığı ve egzamalarda evvel bağırsak geçirgenliği denetim edilmelidir.
7. His durum bozuklukları: Bilimsel araştırmalar sızdıran bağırsak sendromunun çeşitli nörobilişsel bozukluklara neden olduğunu göstermektedir. Örneğin, bağırsakta çok geçirgenliğin psikobiyotik tesiri de var olan probiyotiklerin kaybını artırmaktadır. Ayrıyeten seratoninin %95’i bağırsaklardan sentez edilmektedir.
GEÇİRGEN BAĞIRSAK SENDROMUNA KARŞI 4 GIDA Öncelikle bağırsağa ziyan veren besinlerden uzak durulmalıdır. Sızıntılı bağırsakların bu dört besin ve destekle güzelleşmesi mümkündür. 1. Kemik suyu: Kolajen ve hasarlı hücre duvarlarını güzelleştirmeye yardımcı olabilecek amino asit, proline, glisin ve glutamine içermektedir. Sızdıran bağırsakları ve otoimmün hastalıkları güzelleştirmeye yardımcı olmaktadır. 2. Fermente süt eserleri: Bağırsakların güzelleşmesine yardımcı olabilecek hem probiyotikleri hem de kısa zincirli yağ asitlerini barındırmaktadır. Kefir, konut yoğurdu, ekşi krema, ghee (tereyağından saf yağ yapılması işlemi) en iyileridir. 3. Fermente sebzeler: Bağırsak pH’sını ve bağırsağı destekleyen probiyotikleri dengeleyen organik asitler içermektedir. Sauerkraut ( alman lahana turşusu) , kimchi (mayalanmış kırmızıbiber ve sebzelerden bilhassa Çin lahanasından yapılan, klasik bir Kore yemeği) ve kvass (sebzelerle yapılan bir içecek) varlıklı kaynaklardır. Floranın “Lactobacillus acidofillus” kısmını üretmektedir. 4. Tüm hindistan cevizi eserleri: Hindistan cevizinde bulunan MCFA’lar (orta zincirli yağ asitleri) öteki yağ asitlerinden daha kolay sindirilebilmekte, böylece sızdıran bağırsağı en yeterli biçimde onarmaktadır. Ayrıyeten, hindistan cevizi kefiri, sindirim sistemini destekleyen probiyotikleri içermektedir. Tüm bunların dışında omega-3 yağlı besinleri tüketmek yararlıdır. Çim beslemeli sığır eti, kuzu ve somon üzere yabanî yakalanmış balıklar üzere anti-inflamatuar (iltihapla savaşan) besinler da sızıntılı bağırsağı tamir etmek için en faydalı besinlerdir.
