Var oluşun tehdit edildiğinin algılanmasına verilen bedensel, zihinsel, davranışsal tepkilerimizdir (Bedeni ve zihni harekete geçiren enerji). Gerilim, çok duyduğumuz, herkesin hayatı boyunca karşılaştığı bir durumdur.
Strese verilen anlık reaksiyonlarımız nelerdir?
Bireylerin gerilime karşı ürettikleri yansılar çok çeşitlidir. Bunun nedeni ise, bireylerin farklı ömürlerinin, farklı tecrübelerinin olması ve niyetlerinin reaksiyon verme formlarının farklı oluşundan kaynaklanmaktadır. Yani bir durum bizim için gerilimli de olabilir, gerilimli olmayabilir de; verdiğimiz yansılar olayı nasıl algıladığımıza bağlıdır.
Farkında olduğumuz tepkiler
Kalp atışlarının hızlanması
Ellerin ve ayakların soğuması
Kesik ve süratli soluklar
Ellerin titremesi
İskelet kaslarının kasılması
Tüylerin diken diken olması
Tuvalete gitme ihtiyacı
Farkında olmadığımız tepkiler
Beden kimyasının değişmesi/hızlanması
Göz bebeğinin genişlemesi
Kortizol, kortizon, tiroid artışı
Cinsel hormonlarında azalma
Sindirim sisteminin yavaşlaması
İnsülin azalması, kan şekerinde artış
Oksijen tüketiminde artış
Kanın kalınlaşması
Beyin kimyasının değişmesi/hızlanması
Stres hastalıklara neden olur mu?
Stres bizim pek çok hastalığa olan bağışıklığımızı zayıflatır. Bu nedenle aslında fizikî hastalıkların neredeyse tümü psikosomatiktir; zihnin vücudu etkilemesidir (Fiziksel hastalıklar duygusal gerilime bağlı olarak bağışıklık sisteminin zayıflaması ve hastalık yapan etmenlerden etkilenmeye açık hale gelmesi nedeniyle ortaya çıkar). Zihinsel durumlar başlatıcı ya da orta değişken olabilir. Zihin vücudu zayıflatır, patojenler vücudu daha kolay ele geçirir; zihin vücudu daha da zayıflatır, hastalık hızlanır (Psikojenik hastalıklar).
Hayatımızı ve yaşadığımız gerilimi yönetebilir miyiz? Bunun için neler yapılabilir?
Stres idaresinde gaye; tüm gerilimi ortadan kaldırmak değil, onu en üst seviyede performans oluşturmak için bir motivasyon aracı olarak kullanmak. Gerilim faydalı olduğu sürece istenilir. Buna değindikten sonra; evet, gerilimimizi yönetebiliriz. Bunun için;
Öfke, keder, endişe hislerimize “kulak vermek”,
“İhtiyacımız”ı karşılamak üzere harekete geçmek,
Öfke, hüzün, endişe sonucunda kanın içine yollanan kortizol, kortizon, tiroid ve gibisi hormonlarımızın birikmemesine çalışmak,
Sempatik (gaz) / parasempatik (fren) sistemlerimizin işleyişini dengelemek,
Spor aracılığıyla fren sistemimizi kısa müddette devreye sokmak,
Doğru nefes/meditasyon aracılığıyla fren sistemimizi daha sık çalıştırmak,
Doğru beslenmek,
İyi uyumak.