1. Haberler
  2. Genel
  3. Gezi Davası ve Anayasa Mahkemesi Üzerine Tartışmalar

Gezi Davası ve Anayasa Mahkemesi Üzerine Tartışmalar

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gezi Davası ve AYM Kararları Üzerine Tartışmalar

14 Mayıs seçimlerinde Hatay Milletvekili seçilen Atalay, Gezi davası kapsamında tutuklanmış ve cezası onanmıştı. Anayasa Mahkemesi (AYM), 25 Ekim’de Atalay hakkında hak ihlali kararı vererek, durumu değerlendirirken İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM), AYM’nin kararını onayladığı için dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermişti. Ancak Yargıtay Dairesi, AYM’nin kararına itiraz ederek, ihlal yönünde oy kullanan AYM üyelerini hedef alarak suç duyurusunda bulundu.

Bu gelişmeler sonrasında, AYM 21 Aralık’ta ikinci bir hak ihlali kararı daha verdi. Dosya yeniden İstanbul 13. ACM’ye gönderilmesine rağmen mahkeme, tekrar dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne iletti. Daire, AYM’nin kararına yine karşı çıkarak; “AYM’nin, Can Atalay’ın bireysel başvuruları hakkındaki hak ihlali kararlarına hukuki değer ve geçerlilik izafe edilemeyeceği” savunmasına yer verdi. Anayasanın 153. maddesine atıfta bulunarak, “anayasanın 153. maddesi kapsamında uygulanması gereken bir karar bulunmadığı” iddia edildi. AYM’nin kararının “jüristokratik bir davranış” olduğu öne sürüldü ve “İhlal yönündeki kararlara uyulmasına yer olmadığına” hükmedildi.

Atalay hakkındaki mahkûmiyet kararının örneğinin, gereğinin takdir ve ifası için TBMM Başkanlığı’na yeniden gönderilmesi kararlaştırıldı. Daire, AYM’ye yönelik suçlamalarını daha da ileri götürerek, “AYM’nin yorum tarzının kabul edilmesi halinde demokratik usulle, halkoyuyla seçilen cumhurbaşkanının meşruiyetinin dahi tartışmaya açılabileceği” ifadelerini kullandı. Daire, AYM’nin yasal yetkilerini, anayasal ve yasal düzenlemelere açıkça aykırı bir şekilde aştığını iddia etti.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararında, AYM’nin kararlarının Resmi Gazete’de yayımlanma zorunluluğunun bulunmadığı belirtilerek, “AYM’nin yasal yetkilerini aşarak verdiği bazı kararların Resmi Gazete’de yayımlanması, AYM kararlarının objektif etkisine sığınılmasına yol açmakta ve bu durum, AYM’nin anayasadan almadığı bir yetki ile yargı kurumlarının üzerinde bir süper temyiz merci haline gelmesini sağlamaktadır” denildi. Ayrıca, Pakistan’da Başbakan İmran Han’ın düşürülmesine sebep olan güvensizlik oylamasına ilişkin Pakistan Anayasa Mahkemesi kararına da atıf yapıldı.

Hukukçulardan Tepkiler

Karara yönelik hukukçulardan gelen tepkiler gecikmedi. Anayasa hukukçusu ve eski AYM üyesi Prof. Dr. Fazıl Sağlam, “Anayasanın açık hükmüne aykırı bir durum söz konusu. Hukukun bittiği bir yerdesiniz. Açık bir hüküm karşısında yorum farklılıkları geçerliliğini yitirir. Eleştirebilir ama uymak zorundasınız. Yok hükmünde saymak, anayasa ihlalidir” dedi.

Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk

Türk, “Bu karar, Türkiye’de hukukun bittiği yeri gösteriyor” ifadesini kullanarak, AYM’nin ihlal kararını yerine getirilmesi için yerel mahkemeye gönderdiğini hatırlattı. Türk, “Aslında ihlal kararının Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gelmemesi gerekirdi. AYM, gereğinin yerine getirilmesi için kararını İstanbul 13. ACM’ye yönlendirdi” diye ekledi. Anayasa’nın 153. maddesine göre AYM kararlarının herkes için bağlayıcı olduğunu vurgulayan Türk, anayasadaki 11. maddeye atıfta bulunarak, “Anayasa hükümleri; yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır” dedi.

Hukukçu Sühely Batum

Batum, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararının hukuki olmadığını belirtti. “Ne kadar bir hukuk kararı şeklinde yazılmış olursa olsun, bu hukuksal bir karar değildir” diyen Batum, yargı vesayeti kavramının “hukuksal değil, yargıyı siyasallaştırmak için uydurulmuş bir kavram” olduğunu ifade etti. Batum, AYM’nin kararında Yargıtay’ın daha önce verdiği kararlara atıf yapıldığını hatırlattı ve “O kararlarda Yargıtay, bugün söylediğinin tam tersini söylüyor. Kişi değişti, dönem değişti diye karar değişir mi?” diye sordu.

Hukukçu Başar Yaltı

Yaltı, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararının, önceki kararın devamı niteliğinde olduğunu belirtti. Dairenin anayasayı ihlal eden bir karar verdiği konusunda hukukçular arasında görüş birliği olduğunu vurgulayarak, “Bu kararın kabul edilebilir bir yönü yok. 3. Ceza Dairesi’nin yaptığı iş anayasanın ihlalidir. Bence suç işliyorlar” dedi. AYM’nin kararı “ilkokul öğrencisine öğretircesine ne yapılacağını açık şekilde yazarak İstanbul 13. ACM’ye gönderdiğini” belirten Yaltı, “Atalay’ın milletvekili olarak Meclis’te olması gerekirken bunu engellemek yoluyla milli iradeye karşı suç işliyorlar” ifadesini kullandı.

Jüristokrasi Kavramı Üzerine Tartışmalar

Dairenin kararında AYM’ye “jüristokrasi” tepkisi gösterilmesi de tartışmalara neden oldu. Jüristokrasi terimi, “ülkenin, yargıçların yorumlarıyla şekillenen yasalarla yönetilmeye çalışılması” anlamına gelmektedir. Bu kavram, yargının siyasallaşması ve yargı bağımsızlığının ihlali ile ilişkilendirilmektedir.

Gezi Davası ve Anayasa Mahkemesi Üzerine Tartışmalar
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Cumhuriyet Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin