◊ Kanal D’nin sevilen dizisi “Üç Kız Kardeş”in kadrosundasınız. Dizi iki dönem boyunca ekranı kasıp kavurdu. Üçüncü dönemde seyirciyi neler bekliyor?
– Evet, başarısına onlarca kere şahit olduğum bir projeye dahil olmak hakikaten büyük bir memnunluk benim için. Bu dönem da pahalı izleyicilerimizle birlikte kasıp kavurmaya devam edeceğiz diyebilirim. Çok tatlı bir öykümüz var. Aile bağlarının, sevginin ve emeğin vurgulandığı; bunlar için insanların neler yapabileceğine dair sıcacık bir öykü ile izleyicinin karşısına çıkıyoruz. İzleyicilerimiz kadar biz de sahiden çok heyecanlı ve çok memnunuz.
◊ Dizinin uyarlandığı İclal Aydın’ın “Üç Kız Kardeş” romanını okudunuz mu? Senaryo geldiğinde bu projede yer almak istemenizdeki sebep nedir?
– Elbette okudum, hatta birinci işim bu oldu. Bu vesileyle sevgili İclal Aydın’ın kalemine ve o hoş yüreğine sıhhat diyorum. Herkese gönülden tavsiye edebileceğim bir kitap. Aslında birçok sebebi var. Hakikaten çok başarılı bir proje ve başarılı bir takım var. Çok huzurlu bir grup, birebir vakitte karakterimi birinci okuduğumda kendimle inanılmaz benzerlikler bulmuştum. Yani içimden bir ses burada olmam gerektiğini söyledi ve her vakit o sesi dinlerim. Ayrıyeten bu imkânı sağladı
kları için de hakikaten teşekkür ediyorum.
TÜRKAN VE KARTAL DÜŞTÜKLERİ YERDEN BİRLİKTE KALKTI
◊ Kartal, sakin ve uyumlu bir karakter. Sizin gözünüzden Kartal nasıl biri?
– Kartal karakterini çok seviyorum. Hatta bazen “Keşke Kartal üzere düşünsem” dediğim oluyor. Kartal çok uyumlu, çok anlayışlı, çok sakin, ölçülü, niyetli ve fedakâr bir karakter. Hayatımızda da bu biçim beşerler çok değerlidir.
◊ Kartal ve Türkan münasebeti izleyiciler tarafından çok sevildi. Bu bağlantı sizin için ne tabir ediyor?
– Bu iki kişi ortasında kıymetli ve hassas bir durum var. Tabiri caizse düştükleri yerden birlikte kalktılar. İkisi de yaralı ve birbirlerinin yaralarını sardılar. Birlikte hayata tekrar sıkı sıkıya tutundular ve gülmeyi başarabildiler. Yani Kartal-Türkan alakası, beşerler için emek ve fedakârlığın ne kadar değerli olduğunun bir ispatıdır.
İKİ KEZ DÜŞÜNÜP HAREKET EDİYOR
◊ Oynadığınız karakterin en çok hangi tarafını seviyorsunuz?
– Kartal’ın en sevdiğim özelliklerinden biri nitekim çok anlayışlı ve sakin olması. Mantığı asla elden bırakmayan bir karakter. Karşılaştığı birtakım aksiliklerde iki sefer düşünüp bir sefer hareket ediyor. Bunun hakkında birçok şey sayabilirim.
◊ Ayvalık’ta çekimler nasıl gidiyor, set ortamınızdan biraz bahseder misiniz?
– Nitekim çok keyifli bir yer burası. Ayvalık insanları sağ olsunlar çok sıcak ve misafirperver. Ayrıyeten takımımız, şahane insanlardan oluşuyor. Sahiden kendimi çok şanslı hissediyorum. Herkes elinden gelenin en düzgününü yapmaya çalışıyor. Daima derler ya “Biz bir aileyiz” diye, nitekim de o denli.
BU İLGİYİ BİRÇOK ŞEYE DEĞİŞMEM
◊ “Üç Kız Kardeş” toplumsal medyada da büyük ilgi görüyor. Bu hususta neler düşünüyorsunuz?
– Hiç tanımadığımız ya da tanışmadığımız beşerler tarafından bu derece sevilmek çok hoş bir his. Güya onların ailesinin bir parçasıymışız üzere. Gösterdikleri ilgi, alaka ve sevgi benim için o kadar kıymetli ki, bunu birçok şeye değişmezdim. Hepsi güzel ki var.
◊ Sizin toplumsal medya ile aranız nasıl? Sizin için yapılan yorumları okur musunuz? Tenkide açık mısınızdır?
– Aslında toplumsal medyayla aram düzgündü, ama iş yoğunluğundan şu sıralar biraz uzak yaşıyorum. Tenkide her vakit açık oldum lakin malum bazen tenkit boyutunda kalmıyor. Sanırım biraz soğudum demek daha hakikat. Ancak her şeyden kıymetlisi hiçbir vakit dayanağını, sevgisini, ilgisini ve alakasını esirgemeyen o denli hoş bir kitle var ki, ben bunun için esasen elimden geldiğince her fırsatta teşekkür ediyorum. Kalplerimiz bir, onlarla da çok hoş bir aile olduk desem yanlış olmaz. Allah herkesin kalbine, gönlüne nazaran versin.
