TFF Ulusal Kadrolar Sorumlusu Hamit Altıntop, Önder Haber TV’de Vincenzo Montella’nın misyona getirilişi ve Fatih Terim – Abdullah Avcı üzere konuşulan isimlerin neden tercih edilmediğini anlattı.
“ÇARŞAMBA GÜNÜ BÜTÜN SORULARI YANITLAYACAĞIZ”
“Neden ısrarla yabancı oluyor? Abdullah Avcı ile anlaştığınızı söyledi Selim Soydan. Daha öncesinde Fatih Terim ile görüştüğünüzü söyledi. Onların olmama yahut neden Montella’nın olma nedeni neydi?”
“Bunların hepsinin yanıtı çarşamba günü saat ikide basın toplantısında verilecek. Lakin bir şey söylemek istiyorum. Evet doğrudur. Bu çalışmaların içinde ben varım. Burada olma sebeplerimden biri aslında bu. Ancak bildiğiniz üzere Türkiye’de kurumsal olan her şeyde, liderin olduğu yerde, idarenin olduğu yerde tek kişi karar vermiyor. Bunu da siz herhalde biliyorsunuzdur, görüyorsunuzdur da. Onun için, çarşamba günü değerlendirmelerimiz ve açıklamalarımızla bütün sorulara açıklama getireceğiz.”
“4-5 İSİM VARDI, GÖRÜŞÜLDÜ”
“Selim Soydan,”Geçtiğimiz mayıs ayında Abdullah Avcı’yla prensipte, her şeyde anlaştı. Lakin Ankara’dan bir halde, bakanlık mı bürokrasi mi devreye girdi, bu iş bozuldu bilmiyorum.” dedi. Birinci argümanı buydu. İkinci argümanı da; Hamit Altıntop futbolcularla toplantı yaptı. Yüzde 80 orada Fatih Terim ismi çıktı. Hamit, Fatih Hoca’yı aradı. Görüşme yaptı. Fakat sonrasında Mehmet Büyükekşi’nin odasına giderek, “Ağabey Fatih Hoca’yı getirirsek bizi buralara sokmaz, Fatih Hoca’dan vazgeçelim dedi” Bu iki sav yanlışsız mu?”
“Bakın ben yeniden diyorum, burada 4-5 isim vardı. Bunlarla görüşüldü, konuşuldu. Ondan sonra bu masaya serildi. Ondan sonra karar verildi. Yani her vakit olduğu üzere aslında. Hakikat çalışma budur. Önceliğimiz nedir, muvaffakiyete nasıl ulaşabiliriz? Ekibi, oyuncularımızı ileriye taşıyabilecek ögeler nelerdi? Bunların hepsini çarşamba açıklayacağız esasen. Artık siz de kabul edersiniz. Biri bunu dedi, şunu dedi.. Artık konuştuğumuz hususların hiçbir formda futbola yararı var mı? İleriye taşıyor mu futbolu?”
“TERİM TARİHİMİZİN EN BAŞARILI HOCASI”
“Üç maç kalmış. Bizi şu anda gayeye taşıyabilecek bir hoca. Ben de bakın Fatih Terim’e çok sempati duymuyorum. Üç sefer gelmiş gitmiş… Bu kadar çorba olmuş.”
“Fatih Terim’e sempati duymaktan daha doğal olan bir şey var mı bu ülkede? Fatih Terim 30 yıldır hocalık yapıyor. Tarihimizin en çok muvaffakiyet elde etmiş hocası. En çok oyunculara dokunmuş hocası. UEFA Kupası kazanan hocası. Burada biz şu anı kıymetlendiriyoruz. Şu ana nazaran hareket etmeye çalışıyoruz. Burada şahsî yahut kendimizi düşünerek bir hareket etmemiz kelam konusu olabilir mi?”
“HERKESİN FARKLI TEKNİKLERİ VARDIR”
“Tabii ki değil lakin Fatih Hoca’nın olduğu yerde işlerine kimseyi karıştırmaz. O da bir gerçek. Egoları var zira.”
“Tabii ki herkesin bir şekli vardır. Natürel ki liderlik yapan şahısların farklı metotları vardır. Buna karşı değil hiç kimse. Bu ülkeye çok pahalı antrenörler geldi. Çok kıymetli oyuncular geldi. Çok bedelli liderlerimiz var. Başkanlık yapan beşerler oldu. Burada sizin de sorumlu olduğunuz, sizin de dediğim şahsınızdan bahsemiyroum. Medyanın sorumlu olduğu noktalar var. Bunlar ister istemez köpürtülüyor yahut sabırsızlıkla birtakım istikametlere çekilebiliyor. Ben buraa hiçbir biçimde kimseden takdir beklemiyorum. Selim Bey benden iki çarpı büyüktür. Yani 80 küsür yaşındadır. Benim ona hiçbir halde saygısızlığım yahut imalı konuşmalarım hiçbir vakit olmamıştır.
Bundan saatten sonra da olmayacaktır. Ben kendisini 2 hafta evvel bir cenazede gördüm. Ben onun elini de öperim. Fakat futbol konusunda kendi niyetlerimi, fikirlerimi yahut anlayışımısı sürdürüyorum. O idare üyesidir. Ben de idare üyesiyim. Günün sonunda idare oturur, liderimizin liderliğinde kararlar alınır. Bu kararlar da her vakit Türk futbolunun lehine olmuştur ve olması gerektiğine inandığımız kararlardır.
Ama dediğim üzere; olmayan şeyleri ortaya atmak ve onun üstünde aylarca konuşmanın hiç kimseye yararı yok. Artık biz tahlil odaklı gidiyoruz. İki tane insan vardır; Birisi konuşan, birisi yapan. Bir tane örnek ermek istiyorum. Kuyunun ne kadar derin olduğuna değil de ipin ne kadar uzun olduğuna bakmamız lazım ki bu işin içinden çıkalım. Selim Ağabey’e hürmetim sonsuz lakin ben birtakım hususlarda farklı düşünüyorum.”
