İç hastalıkları ve tıbbi onkoloji uzmanı olan İstanbul Tabip Odası Lideri Prof. Dr. Pınar Saip, tıpkı vakitte İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Tıbbi Onkoloji Bilim Kısmı öğretim üyesi ve İstanbul Tıp Fakültesi Etik Heyet üyesi. Saip’le yeni koronavirüsün Türkiye’ye mümkün tesirlerini, giderek tırmanan kızamık ve uyuz salgınını, sıhhatteki şiddeti ve bir doktor gözüyle beklenen İstanbul zelzelesiyle ilgili alınması gereken tedbirleri konuştuk.
YILDA 10 BİN OLAY VAR
– Sağlıktaki şiddetle ilgili ne söylemek istersiniz?
Son 15 yılda 12 doktor arkadaşımızı sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettik. Sıhhat hizmeti verirken sıhhat çalışanlarının uğradığı her türlü sözel yahut fiziki atak sıhhatte şiddettir. Resmi sayılara nazaran yılda 10 bin civarı sıhhatte şiddet bildirimi vardır. Biz doktorlar, inançlı bir ortamda hastalarımıza kâfi süreyi ayırarak nitelikli bir hizmet vermek istiyoruz.
‘SAĞLIK SİSTEMİ ÇÖKTÜ’
– Size nazaran sıhhatteki şiddetin sebebi nedir?
Sağlıktaki şiddetin ana nedeni Dünya Bankası patentli sıhhatte dönüşüm programının kendisidir. Başka nedenler adalet sistemimizin çalışmaması, iktidarın sert ve aşağılayan üslubu ve sıhhat talebinin gereksiz ve çarpık bir halde kışkırtılmasıdır. Doktorlardan günde 100-120 hasta bakması beklenmektedir. Kendisine kâfi vakit ayrılmayan hastalar da öfke biriktirmektedir. Ayrıyeten tabip yemez, içmez, uyumaz, daima hizmet verir, ondan her şeyi isteyebilirsiniz üzere bir siyasetle yönlendirilen insanlarımız, sıhhat sistemindeki çöküşün farkına varmadığı için doktorlara saldırıyorlar. Türk Tabipleri Birliği’nin hazırladığı Meclis’te bekleyen Şiddet Yasası bir an evvel çıkarılmalıdır. Sorun doktorlarda değil, çöken sıhhat sistemindedir, hesap sorulması gereken bu sistemin sorumlularıdır.
– Sağlık sistemini nasıl özetlersiniz?
Sağlıkta dönüşümün başladığı 2002 yılından beri özel hastane sayısı yüzde 110 artmıştır. Sıhhat sistemi giderek toplumsal devlet anlayışından uzaklaşmış, kamusal özelliğini yitirmiştir. Sıhhatteki talep ticarileşme gereği arttırılmıştır. Bir doktorun hastasına ayırabildiği müddet yalnızca 3-5 dakikadır. İnsanımız da sonuç alamayınca acil servislere koşmaktadır. Yılda 110 milyon kişi acile gitmektedir. İşte sıhhat sisteminin çöktüğünü gösteren en acı gerçekler bunlardır.
– Doktorlar seslerini duyurmalı…
15 Mart’ta sıhhatteki şiddetin son bulması, Şiddet Maddesi’nin çıkarılması, inançlı şartlarda emeğimizin karşılığını alacağımız sıhhat sisteminin sağlanması için Ankara’da büyük bir Beyaz Miting yapacağız. Sıhhat sistemimiz çok hasta, sıhhat çalışanlarımız mutsuz ve tükenmiş durumda, bunu haykırmak istiyoruz. Vatandaşlarımızdan alınan vergilerin sıhhat ve eğitim alanında ticari telaşlardan uzak bir halde kullanılmasını istiyoruz. Bu devletin en değerli vazifesi ve vatandaşına olan borcudur.
‘ÖNLEM ALINMAZSA…’
– Beklenen İstanbul zelzelesinde sıhhat ordusu kâfi müdahaleyi yapabilecek mi?
Deprem sonrası oluşacak yıkımlar nedeniyle kent dışına kurulan hastanelere esasen ulaşım olamayacaktır. İstanbul (Çapa) ve Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri acil olarak hiçbir yere taşınmadan zelzeleye sağlam hale getirilmeli. Kent merkezindeki donanımlı hastaneler korunmalıdır. Haseki Sultangazi’ye, Şişli Etfal’in büyük bir kısmı Sarıyer’e taşındı. Kent merkezinde donanımlı hastanelerimizin sayısı giderek azalmaktadır. Tedbirler alınmazsa İstanbul yüz binlerin vefatına, milyonların yaralanmasına tanıklık edebilir.
TABİP ODASI’NIN İKİNCİ BAYAN BAŞKANI
Prof. Saip, 90 yıllık İstanbul Tabip Odası’nın ikinci kadın başkanı oldu, “Kadınlar, her alanda vazife almalı” dedi.
KIZAMIK VE UYUZ HADİSELERİ ARTTI, İLAÇ BULMAK ZORLAŞTI
– Yeni koronavirüs tüm dünyada tasayla izlenirken Türkiye’de durum nedir?
Türkiye’de şimdi yeni koronavirüs olayı bildirilmedi. Virüs bulaşan herkeste hastalık ağır seyretmiyor ve vefat görülmüyor. Çin’de saptanan 24 bin civarı hadiseden yüzde 2’sinde ölüm görüldü. Sağlık Bakanlığı bu konuda gerekli tedbirleri almalı lakin kesinlikle şeffaf olmalı, gerçek bilgileri halkla paylaşmalı.
– İstanbul’da kızamık ve uyuz salgını gündeme geldi.
Kızamık ve uyuz hadiselerinde artış var. Uyuz ilaçlarına erişimde badire yaşanıyor. Kızamığın yine artması ailelerin çocuklarına aşı yaptırmamasından kaynaklı.
