Asgari fiyat görüşmeleri devam ederken, SOL Parti İzmir Vilayet Örgütü, “Geçinemiyoruz! Taban değil insanca yaşayacak fiyat istiyoruz” sloganıyla hareket yaptı.
Karşıyaka İZBAN önünde toplanarak küme, çarşı içinde yürüyüş gerçekleştirdi. Harekete, Telus Davet Merkezi ve Karşıyaka’da işten çıkartılan işçiler dayanak verdi.
Eyleme katılanlar, zenginlerin servetlerini artırırken, işçilerin açlık ve yoksullukla çaba ettiğini belirterek, insanca yaşanacak bir fiyat talep etti. SOL Parti üyeleri, bu taleplerin hayata geçmesi için uğraş edeceklerini tabir ederek, aksiyonlarına devam edeceklerini duyurdu.
Basın açıklamasını ise SOL Parti İzmir Sözcüsü Barış İnce okudu. Hükümetin ve işverenlerin oluşturduğu sistemin işçilerin aleyhine işlediğini vurgulayan İnce, “Bir avuç sömürücü zenginliklerine zenginlik katarak yaşıyor, milyonlarca işçi ise açlığa ve sefalete mahkum bırakılıyor. İktidarın minimum fiyat dayatması, yoksulluk ve açlık dayatmasıdır. IMF ismine, bir avuç işveren ve varlıklı ismine bu sefalet işçilere dayatılmaktadır. Tek adam rejimi tek bir kararnameyle grevlerin yasaklanması; IMF’nin buyruklarının eksiksiz yerine getirilmesi demektir! Bugün de bu rejimin gerisinde duranlar bu soyguncular, sömürücüler, emperyalist monopoller ve kan emici çetelerden öbür kimse değildir. Bu sömürü ve soygun sistemi yıkılmalı, tek adam rejimi son bulmalıdır. İnsanca yaşayabilmek ve haklarımızı alabilmek için sömürücülere karşı birlik olma vaktidir. Artık hakikaten yeni, eşit ve adil bir tertibi kurmak için gayret etme zamanıdır” diye konuştu.
“REFAH HİSSESİ GARANTİ EDİLMELİDİR”
“İnsanca yaşayacak minimum fiyat hakkımızı birleşerek kazanalım” diye belirten İnce, talepleri ise şu formda sıraladı:
– Taban fiyat anayasada yer aldığı formda insanca bir ömrü sağlayacak seviyeye çekilmeli, enflasyondan kaynaklı tüm kayıplar ay ay telafi edilmelidir.
– Personellerin emeğiyle, kanıyla, canıyla büyüyen iktisattan tüm çalışan ve emeklilere refah hissesi garanti edilmelidir.
– Açgözlü sermayenin muhtaçlıklarını çoğulculuk kisvesi altında legalleştirmeye çalışan anti-demokratik komite yapısı değişmeli, çalışanların yarısına ulaşan taban ücretlilerin seslerini direkt duyuracağı gerçek bir mukavele yapısına geçilmelidir.
– Monopol karlarıyla, teşviklerle, vergi muafiyetleriyle semiren işverenlerden servet vergisi alınmalıdır.
– Açlığa mahkûm edilen emeklilerin fiyatları, en düşük emekli aylığı minimum fiyat olacak biçimde belirlenmelidir.
Açıklama sonrası Telus çalışanı Berfin Sevecen yaptığı açıklamada, davet merkezi çalışanları olarak sendika uğraşımız devam ettiklerini belirterek, “Yıllardır düşük fiyatlara gereğince boyun eğdik çalışanlar olarak. Bunun üzerine uğradığımız ağır mobbing, ek olarak iş sıhhati ve güvenliği tedbirlerinin alınmaması üzere pek çok sorun var içeride. Artık bir dur diyebilmek için bir aradayız” dedi.
”KAZANACAĞIZ”
Karşıyaka Belediyesi’nden işten çıkartılan işçiler ismine konuşan Dilek Ulu da, “AKP’nin emekçilere attığı kazık olan kod-26 ve kod-46 ile Karşıyaka Belediyesi’nde işten çıkarıldık. O günden beri direniyoruz. Hayatlarımız belediye liderlerinin ve işverenlerin iki dudağı ortasında. Sefaletle çaba ettiğimiz üzere işsizlikle de uğraş ediyoruz. Hiç kimse bu zulme dur demiyor. Herkes Karşıyaka Belediyesi’nin önünden geçerken bu emekçiler ne durumda diye sormuyor. Uğraşımıza hepinizi bekliyoruz. Kazanacağız” diye konuştu.
