Kanser hastalığı bedenimizdeki bütün organlara yayılabilmekte, buna kas ve iskelet sistemi de dahil. Hareket etmemizi sağlayan bu sistem kanserden etkilendiğinde hayat kalitemizde değerli kayıplar ortaya çıkmaktadır.
Kansere yakalanma oranı çok fazla değişmedi, lakin kansere yakalanan insan sayısında artma oldu. Zira insan nüfusu bilhassa büyük kentlerde besbelli formda arttı. Bu artış da karşımıza daha fazla kanser hastası olarak çıkıyor.
Öncelikle kanser hücrelerini tanım etmek gerekiyor. Bu hücreler bedenimizdeki organları oluşturan hücrelerden köken alıyorlar. Olağan hücrelerimizden farkları, çoğalma ve büyümelerinin denetimini kaybetmiş olmaları. Bu sebeple bedenimize yararlı olmak yerine, bulundukları bölgedeki organ ve dokuların fonksiyonunu sağlıklı yapmasına pürüz oluyorlar. Kanser hücreleri, köken aldıkları hücre tiplerine nazaran isimlendirilirler. Epitel dokusundan köken alanlara karsinom (CA), bağ dokusundan (mezenkimal doku) köken alanlara sarkom ismi verilir. Bizlerin en sık gördüğü tip karsinomlardır (CA). Bunlara örnek olarak göğüs kanseri, akciğer kanseri, tiroid kanseri, böbrek kanseri, prostat kanseri, kolon kanseri, mide kanseri, rahim kanseri ve yumurtalık kan – serini sayabiliriz. Örneğin, bayanlarda sık karşılaşılan göğüs kanseri, kemik metastazı yapma oranı yüksek kanserlerdendir.
Günümüzde çağdaş kemoterapi, gelişmiş cerrahi teknikler ve radyoterapi (ışın tedavisi) ile çok başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Hepimizin bildiği meşhur bir kelam vardır: “Kanserden korkma, geç kalmaktan kork”. Bu kelam çok doğrudur. Kanser tipine nazaran bu bahiste uzmanlaşmış tabibe geç kalmadan ulaşmak, tedavi bahtını çok artırmaktadır. Fakat unutulmamalıdır ki bu hastalık uygun tedavi edildiğinde bile tekrar edebilmekte (nüks) ve bedenin öbür organlarına sıçrayabilmektedir (metastaz). Kanser hastalarının takiplerini nizamlı yaptırmaları gerekmektedir.
Kanser hastalarının bir ortopediste başvurma nedenleri;
Başlangıçta şiddetli olmayan, lakin gün geçtikçe artan ağrı yakınması halinde oluyor. Birtakım hastalarımız ise bizlere şanssız bir tecrübe yaşayarak, yani kırık şikayeti ile başvuruyorlar. Kalça bölgesi ağrılarının kesinlikle araştırılması gerekir.
Ayrıca, kemik metastazı sebebiyle patolojikfemur boyun kırığı ile de karşılaşıyoruz. Bu durumda protez uygulaması ile tedavi uyguluyoruz. Ağrı yakınmasını biraz daha ayrıntılandırmak gerekirse; başlangıçta hareket etmekle alakalı olabilen, lakin vakit içerisinde istirahat edildiği vakit bile büsbütün geçmeyen künt bir ağrı, biz tabiplerin şüphelenmesine kâfi olabiliyor. Bilhassa, daha evvelden kanser teşhisi bulunan hastalarda ağrı yakınması kesinlikle âlâ muayene edilmeli ve gerekli tetkikler istenmelidir.
Yukarıda bahsettiğim kırıkların büyük çoğunluğu bu cins ağrıların üzerine gidilmemesi ve gerekli analizlerin yapılmaması sonucu, gözden kaçan kemik metastazları sebebiyle oluşuyor. Kanserler sıklıkla omurga kemiklerimize metastaz yaparlar. Bu sebeple sırt ve bel ağrıları da önemsenmelidir. Kemik dokusuna kanser hücreleri yerleştiği vakit, kemiğin yıkılmasına sebep olan ve kemiği zayıflatan unsurlar salgılarlar. Zayıflayan kemik dokusu çok küçük bir hareket yahut çarpmayla kırılabilir, buna “patolojik kırık” denilir.
İlk evvel ağrı yakınmasının karakterini yeterli ortaya koymalılar. İstirahat edildiğinde bile geçmeyen ağrı varlığında kesinlikle doktorlarına başvursunlar. Doktorları onlardan öncelikle ağrıyan bölgenin direk grafisini (röntgen) istemelidir. Kuşku durumunda manyetik rezonans görüntüleme (MRG) detaylı bilgi verecektir.
