Karanlık enerji, kainatın daima olarak genişlediği keşfedildikten sonra ortaya çıkmış bir kavramdır.
Bildiğiniz üzere, fizik kurallarına nazaran rastgele bir formda hareket eden cisim vakitle yavaşlayarak durur. Bunun nedeni ise Dünya’da yer çekimi ve sürtünme kuvvetinin olmasıdır.
Peki birebir cismi sürtünmesiz ve yer çekimsiz bir ortamda fırlatırsak ne olur? Bu durumda cisim, karşısına bir pürüz çıkmadığı takdirde sonsuza kadar hareketine devam eder.
Bilim insanları buradan hareketle, kozmosun birinci oluştuğundan beri daima olarak genişlediğini ve genişleme suratının arttığını keşfetti
Bilim insanları bu durumu keşfettiklerinde, bu suratı artıran bir enerji olması gerektiğine karar verdi ve bu güce karanlık enerji ismi verildi.
Karanlık güçten birinci bahseden bilim insanıAlan Guth, evreninbüyük patlamadan sonra ani genişlemesini gizemli bir karanlık gücün varlığına dayandırdı.
Daha sonra “Saul Perlmutter ve Brian Schmidt” isimli iki fizikçi müşahedeleri sonucu kainatın genişleme suratının arttığını ve bunun uzayın bir tıp içsel tansiyonu diyebileceğimiz karanlık enerji olduğundan kelam etti.
Ancak şimdi tam olarak çözülemeyen karanlık enerji hakkında çalışmalar günümüzde de devam ediyor.
KARANLIK GÜÇ KAİNATIN GENİŞLEMESİNİ Mİ SAĞLIYOR?
Bilim beşerlerine nazaran kainatın genişleme suratı, karanlık enerji nedeniyle daima artarken buna karşı görüşler de var.
Bazı görüşlere nazaran kainatın genişlemesine karanlık gücün tesiri düşünülenden daha da az.
Sınırsız patlama teorisi olarak isimlendirilen bir teoriye nazaran, daima olarak yeni big bang‘ler ile kozmosu genişleten bir sistem bulunuyor.
Evren bir öbür patlamayla genişledikçe, galaksiler de homojen dağılmak için birbirinden uzaklaşır. Özetle; galaksilerin birbirinden uzaklaşmasında karanlık enerjinin tesirinden çok bu genişleme olayının tesiri vardır.
Instagram:
