Koronavirüs, akciğerleri etkilemesiyle biliniyor fakat son periyotta hastalarının 3’te 1’inde önemli biçimde beyin ve hudut sistemi sorunları de ortaya çıkmaya başladı. Yapılan çalışmalarda koronavirüsün artık en az akciğer kadar beyefendisini de etkilediği görüldü.
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zülfikar Arlıer, koronavirüsün baş ağrısı, beyinde ve beyin zarlarında iltihap, kok ve tat duyusunun kaybı, felçlerin tetiklenmesi, istikrar kaybı, görme kaybı, omurilik etkilenmesine bağlı felçler ve öbür birçok nörolojik sorunların de kaynağı olduğunu söyleyerek kıymetli ikazlarda bulundu.
ALZHEİMER HASTALIĞINI TETİKLİYOR
Alzheimer de bilindiği üzere beyin hücreleri ve hudut sistemi ile ilgili bir hastalık. Sağlıklı insanlarda unutkanlığı tetiklediği üzere Alzheimeri şiddetlendirme, hastalık şiddetine bağlı olarak ilaçları kullanmama ya da kan tablosunun bozulması, yeme-içmenin bozulması, beyefendisine giden oksijenin bozulmasına bağlı da belirtiler çok şiddetleniyor. Koronavirüsün Alzheimer hastalığını da tetiklediği ve şiddetlendirdiği net olarak gösterilmiş.
‘BEYİN SİSİ’NE NEDEN OLUYOR
Koronavirüs geçiren hastalarda çok uzun müddet unutkanlık, konsantrasyon ve istikrar kaybı üzere şikayetler oluşturan beyin sisi son periyotta sık görülüyor. Beyin sisine dair şu an elimizde kâfi bilgi yok lakin şikayetleri 6 ay kadar devam eden hastalar var. Dengesizlik, konsantrasyon kaybı, unutkanlık, hafıza sorunları, söz bulma zahmeti, okuduğunu anlamak, günlük sözleri bulup konuşmakla ilgili ezalar ve gerilim tetiklenmesine bağlı bir kadro ruhsal durumlar, depresyonla bağlı tablolar oluşturabiliyor. Koronavirüse bağlı önemli derecede anksiyete dediğimiz korku, tasa, mevt korkusu, hastalıktan sonra beslenme, iştahsızlık, kilo kaybı ve gerisinden da depresyon süreçlerinin de tetiklendiği biliniyor.
Tetiklediği şey şayet felçse, elbette önemli bir tedavi gerekir. Omurilik ya da beyin iltihabına sebep olmuşsa vakitle kalıcı bir hasar oluşturabilir. Lakin bahsettiğimiz beyin sisi denilen tablo ya da dengesizlik, baş ağrısı, koku ve tat alma kaybı üzere belirtiler vakit içerisinde sonun kendini yenilemesi ve düzelmesine bağlı 6 aylık bir müddette ekseriyetle kayboluyor. Antiviral dediğimiz virüsün çoğalmasını önleyen ilaçların beyinde iltihabi süreçlerin ilerlemesini, hudut hücrelerinin tahribatını önlediği kabul ediliyor. Virüsün bünyeyi alt etmesinden evvel beden direnci gelişerek virüs alt edilebiliyor. Münasebetiyle o tedavilerin kullanılmasının bugün net olarak yararı gösterilmiş durumda. Pıhtılaşmayı tetiklediği için aspirin üzere ilaçların alınmasını da kesinlikle öneriyoruz.
