Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, bugünkü yazısında “muhalefet ve bazın kesimler” sözünü kullanıp yargının maksat alındığını öne sürdü.
AKP’li Şamil Tayyar, Avukat Rezan Epözdemir’in gözaltına alınması sürecinde Uçum’u işaret etmişti.
İKİ İSİM ORTASINDA TANSİYON YÜKSELMİŞTİ
Eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar, Avukat Rezan Epözdemir’in gözaltına alınması sürecinde kıymetli savlarda bulunarak, başta Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum olmak üzere çok sayıda ismin devreye girdiğini ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i baskı altına aldığını argüman etmişti.
AKP’li Şamil Tayyar’ın açıklamalarının akabinde AKP’liler gerisi gerisine açıklamalar yaptı, iktidar cephesinde tansiyon yükselmişti.
Mehmet Uçum “Türkiye’nin hukuk gündemi” başlıklı yazısında isim vermeden AKP’li Şamil Tayyar’ı işaret ederek şu tabirleri kullandı: “Aktüel siyasette ve temsil alanlarında bir kısım muhalefetin ve birtakım kısımların olumlu hukuk tertibini ve yargısal süreçleri gaye alan adeta hukuksuzluğu yasallaştırmaya çalışan saldırgan bir yaklaşım içinde oldukları görülüyor.” “Sonuç olarak hiç bir hukuk sisteminin geleceği de kapsayacak formda mutlak normatif mutlaklığı olamaz. Bu nedenle unsur normları da dahil yürürlükteki tüm hukuk nizamları normatif katılığı nispî olumlu hukuktur. Yalnızca ulusal devletler açısından devamlılık prensibine ait normlar daimi istisna alanında kalır. Bu gerçeğin farkında olarak demokratik siyaset yapmak herkese kazandırır. Elbette Terörsüz Türkiye’ye geçişin hukuku ve sonra gündeme gelecek ıslahat hukuku bahisleri olması gereken hukuk perspektifiyle ele alınacaktır. Olması gereken hukuka alışılmamış taleplerin kabul görmeyeceği açıktır.” Uçum’un ‘pazar’ paylaşımı şu formda: “PAZAR YAZISI TÜRKİYE’NİN HUKUK GÜNDEMİ Genel Gündemde Hukuk! Türkiye’nin genel gündeminde hukuk daima önde gelen bir mevzudur. Bunun bir sebebi sivil ve yeni anayasa muhtaçlığıdır. Öbür sebebi hukuk uygulamalarına ait aktüel gündemde yapılan tartışmaların genel gündeme tesiridir. Bu tesir daima bir hukuk ıslahatı yaklaşımını genel gündemde öne çıkarıyor. Bu sebeplerle hukukun merkezi bir mevzu olarak daima gündemde olması kaçınılmaz ve olağan bir haldir. Önemli olan gerek yeni anayasa gerekse genel mevzuata ait ıslahat yaklaşımını somutlayacak adımlarla hukuk gündeminin ilerlemesini sağlamaktır. Herkesin hukuk gündemini müspet tarafta ilerletmek için yapacağı bir katkı kesinlikle olur ve her katkı değerlidir. Hukuk Tertibini Tanımama Siyaseti! Buna rağmen aktüel siyasette ve temsil alanlarında bir kısım muhalefetin ve kimi bölümlerin olumlu hukuk tertibini ve yargısal süreçleri maksat alan adeta hukuksuzluğu yasallaştırmaya çalışan saldırgan bir yaklaşım içinde oldukları görülüyor. Ceza soruşturmalarını yapan savcıların, yargılama yapan yargıçların gaye gösterilmesi ise yargı aktörlerine karşı bir savaş açma imgesi veriyor. Elbette tüm bu saldırganlık, hukuk nizamının işlemesine, yargısal süreçlerin ilerlemesine asla mani olamaz. Ayrıyeten hukuk sistemine ve yargıya saldıranların bundan siyasi ve toplumsal menfaat elde etmeleri, geçmiş deneyimler de gösteriyor ki, mümkün değil. Unutulmasın ki, bir hukuk sistemini tanımayan o hukuk tertibinden doğan haklardan adeta feragat etmiş üzere olur. Gayri legal duruma düşer. Yeniden o hukuk tertibine ait değişim ve gelişim taleplerini ileri sürme imkanını kullanmaktan kaçınmış bir hale girer. Yani bir kısım muhalefetin hukuk sistemi ve yargı konusunda izlediği yol ve kurdukları lisan çok problemli gözüküyor. Bu türlü yapanlar farkına varmadan emperyalist odakların Türkiye’ye yönelik daimi olarak el altında tuttuğu kaos stratejisinin aracı olurlar. Bir an evvel hukuk sistemi ve yargıya saldırganlığı bırakmaları, tenkit hakkının sonları içine çekilmeleri kendi faydalarınadır. En değerlisi de olması gereken hukuk konusunda katkı yapma imkanını kullanmaları olur. Olması Gerek Hukukun Önemi! Pozitif hukuk nizamında normatif katılık izafidir. Yani norm uygulandığı sürece mutlaklık vardır. Norm her vakit değişebilir. Bu nedenle yürürlükteki hukuk bir norm sistemi olsa da mutlak bir normatif katılığa sahip olmadığı için olumlu (olan) hukuk nizamı olarak nitelenir. Olan hukuk tarifi birebir vakitte olması gereken hukuka da bir göndermedir. Hukuk öğretisinde yürürlükteki hukuk kurallarının yanısıra bazen olması gereken hukuka nazaran de bahis incelenir. Bunun temel sebebi toplumsal, siyasal ve ekonomik gereksinimlerin ortaya çıkardığı yeni norm taleplerini olması gereken hukuk açısından değerlendirmektir. Olması gereken hukukun daimi varlığı, yürürlükteki kuralların değişim ihtimalini daima gündemde fiyat. Bu yaklaşım toplumsal gerçekliğe de uygundur. Her ne kadar hukuk sisteminin statik karakteri baskın olsa da toplumsal gerçeklik her vakit yeni hukuk normlarına gereksinim ürettiğinden, hukuk sisteminin değişim dinamiği objektif bir durumdur. İnsanlığın hukuk birikimi olan ve bugün tartışılması asla kabul edilemeyecek ilkesel normlar açısından bile gelecekte nasıl tesirlerin olacağı bilinemeyeceğinden normatif mutlaklıktan kelam edilemez. Geleceğe yönelik öngörüler de normatif katılık için hiçbir vakit kâfi olmaz. Sonuç olarak hiç bir hukuk sisteminin geleceği de kapsayacak formda mutlak normatif mutlaklığı olamaz. Bu nedenle unsur normları da dahil yürürlükteki tüm hukuk tertipleri normatif mutlaklığı izafî müspet hukuktur. Yalnızca ulusal devletler açısından devamlılık unsuruna ait normlar daimi istisna alanında kalır. Bu gerçeğin farkında olarak demokratik siyaset yapmak herkese kazandırır. Elbette Terörsüz Türkiye’ye geçişin hukuku ve sonra gündeme gelecek ıslahat hukuku hususları olması gereken hukuk perspektifiyle ele alınacaktır. Olması gereken hukuka muhalif taleplerin kabul görmeyeceği açıktır.” ✔️PAZAR YAZISI TÜRKİYE’NİN HUKUK GÜNDEMİ Genel Gündemde Hukuk! Türkiye’nin genel gündeminde hukuk hep önde gelen bir konudur. Bunun bir sebebi sivil ve yeni anayasa ihtiyacıdır. Diğer sebebi hukuk uygulamalarına ilişkin aktüel gündemde yapılan tartışmaların genel gündeme… — Mehmet Uçum (@mehmetucum) September 7, 2025“OLMASI GEREKEN HUKUKA MUHALİF TALEPLER KABUL GÖRMEYECEK”
Mehmet Uçum yazısını Terör Türkiye ismini verdiği sürece değinerek tamamladı:
