İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, Uluborlu Kiraz Şenliği’nde; “Şimdi ben seçim olduğundan beri ağzımı açmadım. Birinci kez burada konuşuyorum. Sonuç itibariyle; kaybettik, lamı cimi yok. Kaybettik. Bu kaybetmeyi ‘seçmen bize neden oy vermedi’ diyerek, bu türlü bir saygısız lisanla aziz milletimi sorgulayarak sonuç alamayız. Bunu büyük bir saygısızlık olarak görürüm. Seçmenim, milletim o denli karar verdi; can baş üstüne” diye konuştu.
İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, bugün Isparta’da düzenlenen 45’inci Uluborlu Kiraz Şenliği’nde konuştu. Akşener burada, şunları söyledi:
“MİLLETİN TERCİHİNDEN BİR SİYASETÇİ ŞİKAYET EDİP ONU SORGULUYORSA DERHAL EMEKLİ OLUP MESKENİNE GİTMELİDİR”
“Bugün burada kiraz festivalindeyiz. Kirazın maalesef 75 liradan açılıp sonraki gün 35 liraya düşürülüp sonra da siz bilirsiniz canım diyerek üreticiyi çiftçiyi iki büklüm eden bir sistemin mağdurları olarak karşımdasınız. Artık ben bir çiftçi kızıyım. Biz tütün yetiştirirdik, tütünün nasıl ekildiğini bilirim. Kirazın nasıl toplandığını bilirim. Vişne bahçesi olan bir ailenin kızıyım. Söylemeye çalıştığım şey şu, tarımla uğraştığınız vakit tarımın her safhası ailecek çalıştığınız, uğraş ettiğiniz ve karşılığında helal yarar sağladığınız bir alandır tarım.
Bugün kirazda yaşadıklarınızı Türkiye fındıkta da yaşıyor, Türkiye öteki ürettiği her türlü eserde de yaşıyor. Yarın arpada da pancarda da yaşadı yaşayacak. Artık temel soru şu, yeni bir seçim geçirdik. Cumhur İttifakı, Millet İttifakı olarak seçime katıldık. Milletin tercihinden bir siyasetçi şikayet edip onu sorguluyorsa derhal emekli olup meskenine gitmelidir. An itibariyle seçmen olup, canı istediği üzere seçmenlere istediğini söyleyebilir fakat talep eden, bu ülkeyi yönetmek için yola çıkan, bu aziz milletin kaygılarını, taleplerini, muhtaçlıklarını anlamak o milletin tercihlerine hürmet duymak zorundadır.
“BU ÜLKENİN İÇİŞLERİ BAKANI BEN FETÖ’CÜYSEM DERHAL GEREĞİNİ YAPIN. YAPMIYORSANIZ SUÇLUSUNUZ”
Tam üç yıldır, ben dükkan dükkan vilayet il gezdim. Esnaftan başladım. Zira esnaf, bu ülkenin iktisadının bel kemiğidir. O dükkanlarda hem üretici ile hem tüketici ile hem öğrenci ile hem gençle hem bayanla hem erkekle karşılaşırsınız. Türkiye’nin fotoğrafını orada görürsünüz. Bu dükkanlara niçin gittim, şu sebeple gittim; zira, Türkiye çok kutuplaşmıştı. Parmağını sallaya sallaya konuşan bir sistem ve tahterevalli siyaseti, bir kutuplaşma siyaseti… Maalesef seçimlere giderken, herkesin birbirini suçladığı, mesela ben birebir anda FETÖ’cü ilan edildim, dokunulmazlığım yok kimse merhaba demiyor. Yani, bu ülkenin Adalet Bakanı, bu ülkenin savcıları, bu ülkenin Cumhurbaşkanı, bu ülkenin İçişleri Bakanı ben FETÖ’cüysem derhal gereğini yapın. Yapmıyorsanız hatalısınız. Yahu birebir vakitte kafirim, kimileri benim için ateist diyor. Ben, Müslümanım. Bana kafir diyene ne oldu, kül oldu kül…
“KAYBETTİK, LAMI CİMİ YOK. KAYBETTİK”
Böyle bir seçim atmosferinde benim aziz milletim, 242 istiklal madalyası sahibi olan Uluborlulu kardeşlerim elbette ki bu propagandanın etkisinde kalacaktır. Zira koskoca kereste üzere adamlar, bunları söylüyorsa o vakit bir ‘acaba’ oluşacaktır. Biz bu propaganda yapılırken, biz o kardeşlerimizin bu palavralara inanmasını engelleyecek gereken çalışmamış, bu süreci hakikat yönetememişiz demektir. Biz seçimi kaybettik, Sayın Erdoğan ve arkadaşları kazandı. Artık ben, ders alıp, kusurlardan ders çıkarıp geleceği tekrar tanzim etme mecburiyetimiz var. Bugün Türkiye’de muhalefeti, bir şamar oğlana çeviren bir tavır var. O da şu; daima özeleştiri vereceksiniz…. 8 ay sonra lokal seçimlere gidiyoruz ve muhalefet bu geçmiş hesaplaşması ile maalesef baş başa bırakılmıştır. Artık ben seçim olduğundan beri ağzımı açmadım. Birinci kez burada konuşuyorum. Sonuç itibariyle; kaybettik, lamı cimi yok. Kaybettik. Bu kaybetmeyi ‘seçmen bize neden oy vermedi’ diyerek, bu türlü bir saygısız lisanla aziz milletimi sorgulayarak sonuç alamayız. Bunu büyük bir saygısızlık olarak görürüm. Seçmenim, milletim o denli karar verdi; can baş üstüne. Bize düşen nedir? Artık, bize düşen nedir? Bu sesi daha güzel dinlemek.
“BİZ KİMSE İLE HENGAME ETMEYECEĞİZ LAKİN SİZİN İÇİN HERKESLE KAVGA EDECEĞİZ”
Bizim İYİ Parti olarak, bundan sonraki seyahatimizi söylüyorum. Bizim medyamız yok, bizim trollerimiz de yok, bizim gazetecilerimiz de yok. Bizim katiyetle herkese parmak sallayan, üst seviye derin, büyük, seçkin insanlarımız da yok. Güzel ki de yok. İYİ Parti olarak, bugün burada başlattığım, mahallî seçimlere, mahallî seçimlerden sonra genel seçimlere kadar gidecek olan tekrar milletimizin bağrına bu sefer kapı zillerini çalarak, köylerine giderek, onları dinleyerek çiftçinin kaygısının nasıl çözüleceğine çalışarak iktidara da bunu bildirerek, her vakit inandığımız ‘seçmen velinimettir’ ahlakını ve edebine sahip olarak yol yürümektir. Seçmenimiz DÜZGÜN Parti’ye dedi ki, 2018’de seni muhalif yaptım artık de muhalif yapıyorum. Gözüm üzerinizde. Muhalefet nedir? Bizim inancımıza nazaran; muhalefet halkın temsilcisidir. Onun avukatıdır… Artık, iktidarın bundan sonra yaptığı ettiği nasıl takip edilir, nasıl sizin lehinize gündeme getirilecek. Biz kimse ile hengame etmeyeceğiz fakat sizin için herkesle arbede edeceğiz.”
