Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki İSFAD’a ilişkin, 36 yıllık kullanım ömrünü tamamlayan Mahmutbey Asfalt Üretim Tesisi, 4.0 teknolojisine uyumlu biçimde baştan aşağı yeniledi. Çağdaş tesisin açılışında konuşan İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, “Göreve geldiğimizde İSFALT kurumu, İBB’nin ihalelerine giremiyordu. Yüz milyonlarca lira borcu olan hem de devlete de borcu olan, kapısına neredeyse kilit vurulmak üzere olan bir kurumdu. Artık ise morali yüksek, Ar-Ge yatırımı yapan, yenilikçi tesis kuran, çalışan insanları keyifli, piyasayla yeterli ilgilere sahip, tıpkı vakitte prestijli bir kurum haline dönüştü yaklaşık 4 senede” dedi.
İBB iştiraki İSFAL’ın, kullanım ömrünü tamamlamış 36 yıllık Mahmutbey Asfalt Fabrikası, modernize edilip baştan aşağı yenilenerek yine hizmete açıldı. “Yeni Yatırımlar Yeni Atılımlar” sürecinde tamamlanan fabrikanın açılışı; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP milletvekilleri Ali Gökçek, Suat Özçağdaş, Turan Taşkın Özer, Özgür Karabağ, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, CHP PM üyesi Sevgi Kılıç ve CHP İBB Küme Başkanvekili Tarık Balyalı’nın iştirakiyle gerçekleştirildi. Merasimde, sırasıyla; İSFALT Genel Müdürü Burak Korzay ve İmamoğlu birer konuşma yaptı.
Konuşmasına dün İstanbul ve Kırklareli’nde tesirli olan ağır yağışların akabinde meydana gelen sel ve su baskınlarında hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyerek başlayan İmamoğlu, şunları söyledi:
“KÜRESEL ISINMANIN ARTAN TESİRLERİ HAYATIMIZI TEHDİT ETMEKTEDİR: İklim değişikliği sıkıntısı dünyanın şu anda en kıymetli problem olarak önüne alıp, düşünüp deva üretme konusunda çok büyük yatırımlar yaptığı bir husustur. İklim değişikliğiyle uğraşta, global ısınmanın artan tesirleri, hayatımızı nitekim önemli manada tehdit etmektedir ve bilhassa kentler bu tehdidin ana merkezleri durumundadır. Geçmişte insanlığın büyük bir bölümü kırsalda yaşıyorken, artık bilhassa de ülkemizde yüzde 80-85 oranında kentlerde hayatı sürdüren topluluklar halindedir. Bu bağlamda kentlerimizi tehdit eden global ısınma ki kimi ülkelerde temel güvenlik sıkıntısı olarak ele alınıp, en ana ögelerden birisi olarak daimi gözetilen, daimi denetim altında tutulan ve buna nazaran stratejiler geliştirilen bir konudur ki İstanbul’umuzu da tesiri altına almaktadır.
DÜN BELİRLİ NOKTALARDA YAĞIŞ METREKAREYE 150′ KİLOYA ULAŞMIŞTIR: Bakınız dün akşam İstanbul’un yağış alan bölgesi tahminen İstanbul’un neredeyse 20’de biri falandır. İstanbul’un yağış alan, ağır yağış alan bölgesi 130 kiloya varan ortalama yağış almıştır ki muhakkak noktalarında bu 150 kiloya kadar ulaşmıştır. Bu yağış oranı olağanda bir ayda yağan bir yağmurun çok daha üzerinde bir orandır. Biz bu yağışı iki saatte aldık. Bu şu demek oluyor bir mazeret olsun diye anlatmıyorum. Bundan sonra artık görüyoruz ki kentimiz, ülkemizin öteki noktaları, dünyanın öteki noktaları, yağışları bu türlü yaşayacak. Stratejilerimizi ona nazaran oluşturmalıyız. Bakınız 4 aydır tarihinin en kurak günlerinden, aylarından bir kısmını yaşayan İstanbul hiç yağış almadı neredeyse. Bu manada, bu kadar tehdit altında olan kentlerimizin, insanlığın, başta İstanbul olmak üzere bütün Türkiye’nin temel problemi olmalı bu sıkıntılar. Beka meselesi diyeceğimiz konular var. İşte sarsıntı bunlardan birisi. Global ısınma, iklim değişikliğiyle uğraş bunlardan birisi ve temeline baktığınızda aslında biz yaptığımız yanlışların bir nevi sonucunu yaşıyoruz.
15-20 YIL EVVEL DEREYE U ÜZERE BİR SINIR ÇİZDİRMİŞLER VE BİR MAHALLE KURMUŞLAR: Dün sabaha kadar neredeyse bütün arkadaşlarımızla alandaydık. Başta Arnavutköy ve Başakşehir olmak üzere yağan ağır yağışla bir arada yakın ilçeleri de tesiri altına almıştır. Buraya gelmeden MASKO mobilyacılar sitesi diye bilinen merkezi ziyaret ettim. Orada da çok ağır etkilenen birkaç sokaktaki esnafımıza geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Ayamama Deresi’ne ağır bir yatırım yapıyoruz. Ayamama Deresi aslında kolları olan bir dere ki dün gece 2-2.30 üzere uğradığımız Küçükçekmece Atatürk Mahallesi’nin altından Kaynarca diye bir kolu geçer. Bu kol İkitelli’ye kadar uzanır, Başakşehir’e gerçek sarfiyat. Artık bu kol, bu Kaynarca Deresi yok. Onun üstünde 100 binlerce insan yaşıyor ve 100 binlerce insanın çalıştığı sanayi siteleri ve iş yerleri var. Bakınız benzeri bir durum tekrar neredeyse 1,5 milyar lira harcayarak, demiş ki bundan 15-20 sene evvel bir belediyeci ‘Dereyi bu türlü yapalım, buraya bir mahalle kuralım’, dereye bildiğiniz bir U üzere bir çizgi çizdirmişler ve bir mahalle kurmuşlar. Her yıl su basar burayı 10-15 yıldır. Artık bu dereyi yeniden kendi akışına getirmek için kendi ceplerimizden, milletimizin parasıyla 1,5 milyar lira harcıyoruz ki dere kendi yatağında aksın diye. Tabiatla bu kadar oynarsak, derenin yatağını değiştirir, üzerine beton binaları dikersek bütün bu meseleler, bütün bu berbatlıklar, bütün bu yanlışlar, teknik dışı hareketler bizi bu tıp sonuçlara taşır.
ALTYAPIYA ÇOK ÖNEMLİ YATIRIMLAR YAPIYORUZ: Bizler sahiden altyapıya çok önemli yatırımlar yapıyoruz. Bakınız daha dün bu yağışı almadan saatler evvel, birkaç saat evvel Fatih ilçesinde Unkapanı Tüneli’nin, tünel delme makinesinin işinin bitiş anına eşlik ettik. Bu nedir? Tarihi Yarımada’nın bir balık sırtı üzere düşünürsek Vatan Caddesi’ni ve Ordu Caddesi’ni Tarihi Yarımada’nın kuzeyinin bütün yağmur sularını toplayarak Haliç’e indiren tünelin yapılması. Doğal olarak o bölgede, Aksaray’da, Aksaray Yeraltı Çarşısı’nda, Vatan Caddesi’nde birçok noktasında var olan bütün sel baskınlarını tarihe gömecek bir yatırım. Yaklaşık 600 milyon liralık bir tünel yatırımı. Artık bir, bir buçuk ay sonra birebir tünel delme makinesi bu sefer o balık sırtının yani Ordu Caddesi’nin, Vatan Caddesi’nin güneyine, Marmara Denizi’ne hakikat akarı olan kısmında atık sularının ayrıştırılarak yağmur sularının Marmara Denizi’ne akıtılmasına dönük tünelinde çalışması başlayacak. Bakınız bu çalışmaları ağır bir halde yapıyoruz. Artık milyarlarca lira diyeceğimiz, şimdiki kıymeti 13-14 milyarı bulan yalnızca sel ve su baskınıyla çabaya kaynak ayırdık ve ayırmaya devam ediyoruz. Yeniden burada bahsettiğim Kaynarca kolunun tahlili için de tünel projelerini bitirdik. Dereyi bulamıyoruz, derenin üstünü kaldıramıyoruz yeraltına dere yapacağız ve oradaki yağmur sularını Ayamama’ya taşıyacağız.
BÜTÜN KÖTÜLÜKLERE, İHANETLERE KARŞIN BU KENTİN ALTYAPISINI TOPARLAYABİLİRİZ: İstanbul’un temel problemlerine eğildiğimiz takdirde bütün kötülüklere karşın, bütün kente ihanetlere karşın bu kentin altyapısını toparlayabiliriz. Üst yapıda işleri göstermek kolaydır. Altyapıda işler gösterilmez ancak hayat kurtarır. Bizim tercihimiz gözleri boyamak değil, hayatları kurtarmak ve geleceği kurtarmak olacaktır. Bundan asla vazgeçmeyeceğiz. Artık tabi bu tıp anlarda kirletmeler, akınlar, leke atmalar vesaireler olur. Bunların hiçbiri ile ilgilenmiyorum. Bakın az evvel söylediğim cümlelerde o hatalı, bu hatalı demedim. Geçmişe dair kusurları anlattım, bugüne dair yapılması gerekenleri anlattım. Lakin bir şeyi daha ek edeceğim. Dün bir vatandaşımız isyanla geldi, haklı olarak isyan etti, haklı olarak sonlandı. ‘Niye bu türlü oluyoruz’ dedi, yeni aldığı binayı gösterdi. Yeni, daha sıfır bina. ‘Su baskınıyla niçin uğraşıyoruz’ dedi. Fakat, üzüldüğüm bir şey var. İşte biraz anlattı niçin oluyor, ne oluyor, neleri eksik yapıyoruz? Bizim de eksiklerimiz var fakat dedim bu kentin gündemi, bu sıkıntıları çözmek, bu kentin gündemi bakın birkaç kilometre ötenize ‘Kanal İstanbul yapmak değil’ deyince çabucak vatandaşımız ‘Siyasete girmeyelim’ dedi. ya bu siyaset değil kurban olayım bu siyaset değil. Bakın bugün yağışlar Terkos’a, Sazlıdere’ye, Ali Bey’e düştü. Yani orada bizim için su muhtaçlığı için değerli havzalara düştü. İşte Terkos’u tehdit eden Sazlıdere’yi olduğu üzere ortadan kaldıran bir işten bahsediyoruz. Bu siyaset değil. Bu kentin beka sorunu geri gelmez tehditler. O bakımdan biz bu hususlara da eğilmeyi ihmal etmeyeceğiz. Yanlışlarla gayret etmeye devam edeceğiz. Doğruları üst üste koymaya devam edeceğiz. Yanlışları tekrarlamamak için kararlı olacağız. Biz de yanılgı yapmamak için sıkı kontrolle, liyakatli beşerlerle işinin ehli beşerlerle, bireye nazaran iş arayarak değil, işin sahibi olan insanlara o işin başına getirerek gerçek işleri yapmaya devam edeceğiz.
BU ÇAĞDAŞ TESİSİN, GLOBAL ISINMAYLA UĞRAŞ NOKTASINDA TESİRİ BÜYÜK: Bugün hakikaten İstanbul için değerli olduğu kadar ülkemizin belediyeciliği açısından da kıymetli bir gün. Zira rastgele bir asfalt tesisini açmıyoruz. Teknolojiyle iç içe, şimdiki muhtaçlıkları çözen, birebir vakitte en üst teknolojiyi, asfalt kaplamaları dijital dönüşüm olarak bilinen asfalt 4.0’ını İstanbul’da hayata geçmesinden bahsediyoruz. Doğal Mahmutbey Asfalt Üretim Tesisi eski teknolojiye sahipti 36 yaşını aşmış, işletme ömrünü tamamlamış bir tesisti. Bu tesisi en son teknolojiyle yenileyerek güç verimliliği ve kapasitesi yüksek çevreci, tam otomasyonlu bir hale getirdik. İlk olarak bu tesisimizde hayata geçen bu yeni teknolojiyle hem çevresel etkiyi ki az evvel anlattığım global ısınmayla uğraş noktasında değeri büyüktür. Etkiyi azaltıyor hem de üretim verimliliğini artırıyor ki genel müdürümüz oranları verdiğinde nitekim üretim kapasitesinin 1,5 kat arttığı, karbon salınımının yüzde 65’e yakın azaldığı ve gücün de yüzde 60 civarında azaldığı bir tesisin varlığı gurur verici. En somut manası İstanbullular için kaliteli, kalıcı asfaltı olan, gereksinimi azaltılacak, asfaltlama çalışmalarını yapma konusunda da insanlarımızın hayatını zorlaştıran çalışma anlarını da azaltacak bir süreci hayata geçirmek olacak.
ATIK ASFLATLARI DA GERİ DÖNÜŞTÜRECEK TESİS YILDA 1 MİLYON TONDAN FAZLA ASFALT ÜRETECEK: Bu tesis yılda bir milyon tondan fazla asfalt üretecek. Yeni yatırım sayesinde üretim kalitesi artacağı üzere eser gamı da genişleyecek. Yeni eser çeşitlerini de hayata geçireceğiz. Geri kazanılmış asfalt bunlardan en değerlisi, renkli asfalt da tekrar çok özel ve etrafa hassas başka eser gamlarıyla bir arada sahiden hayatımıza dahil olacak değerli üretim alanları olacak bizim açımızdan. Bu tesisimiz çok kıymet verdiğimiz Ar-Ge projemiz olan atık asfalt kütleleri hususu ki bu nitekim büyük devasa kütleler, bunlar bizim için çok bedelli bir geri dönüşüm süreci olacak. Olağan birebir vakitte doğal kaynakların kullanılmasını da azaltacak bir konu. Bu ileri teknolojinin bütün Türkiye’ye yayılması konusunda da burası, bu dalın içinde olan kurum, kuruluşlar, başta belediyelerimiz olmak üzere gelip burayı gören, inceleyen ve burayı örnek alan bir konumda olan bir tesisi hayata geçirmiş oluyoruz. Modernizasyon öncesi iki tesis ile yaptığımız üretimi tek tesisle yapabilmenin de gururunu yaşayacağız.”
“İSFALT, KAPISINA KİLİT VURULMAK ÜZERE OLAN BİR KURUMDU”
İSFALT’ın, misyona geldikleri devirde İBB’nin ihalelerine dahi giremeyecek bir durumda olduğunu aktaran İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Yüz milyonlarca lira borcu olan hem de devlete de borcu olan, kapısına neredeyse kilit vurulmak üzere olan bir kurumdu. Bu kurumun, Kadıköy-Üsküdar sonundaki merkezine gittiğimizde, yüzler asık, iş üretmeyen, moralsiz bir tesise gitmiştik. Artık ise morali yüksek, Ar-Ge yatırımı yapan, yenilikçi tesis kuran, çalışan insanları keyifli, piyasayla âlâ alakalara sahip, tıpkı vakitte prestijli bir kurum haline dönüştü yaklaşık 4 senede. Yaptığımız her işte üretken, öncü, örnek olma sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Lakin bu türlü kalkınabiliriz. Belediyeler, örnek kurumlar olmalı, kalkınmanın en mikro ölçekte, en kılcal damarları niteliğinde çalışan ünitelerine dönüşmeli. Kaldı ki İstanbul, bu manada kalkınmanın temel noktalarını, temel ögelerini içerir. Bu istikametiyle biz, ülkemizdeki kalkınmanın bir sıçramaya gereksinim duyduğunu bilen bir takım olarak, İstanbul’un bu sıçramanın temel motivasyonu olduğunu asla unutmadık, unutmuyoruz. İSFALT Mahmutbey Aslaft Üretim Tesisimizde gerçekleştirdiğimiz büyük modernizasyon, işte tam da bu sorumluluğun idrakiyle hayata geçmiştir. Emeği geçen herkese, İSFALT yönetici ve işçilerine çok teşekkür ediyorum. Umut ediyoruz, burada İstanbul’a çok yararlı üretimler yapacaklar.”
4.0 TEKNOLOJİSİNE UYUMLU ASFALT ÜRETİLEREK AVRUPA YAKASI’NIN GEREKSİNİMİ KAŞRILANACAK
İSFALT Genel Müdürü Korzay’ın verdiği bilgilere nazaran; 240 ton/saat kapasite ile çalışacak Mahmutbey Asfalt Üretim Tesisi, en son teknolojiyle yenilenerek; güç verimliliği ve kapasitesi yüksek, daha düşük karbon salımı ve eser gamı ile çevreci, tam otomasyonla çalışabilen, asfalt 4.0 teknolojisine uyumlu hale getirildi. 3 milyon euro modernizasyon maliyetiyle, yılda 1 milyon tondan fazla asfalt üretim kapasitesine sahip fabrika, Avrupa Yakası’nın asfalt muhtaçlığını karşılayacak. Eski tesiste yalnızca klasik asfalt üretiliyorken, yeni yatırım sayesinde, tesiste üretim kalitesi artırıldı ve eser gamı genişletildi. Klasik asfalt üretimi dışında, tesiste; geri kazanılmış asfalt, taş mastik, mastik, poroz asfalt, renkli asfalt üzere özel ve etrafa hassas asfalt çeşitleri de üretiliyor. Tıpkı vakitte tesise; atık asfalt kütlelerinin sıcak karışımlara tekrar katılarak değerlendirildiği ‘Recycle Asfalt Üretim Teknolojisi’ adapte edildi. Bu teknoloji ile birlikte, atık asfalt kütleleri sıcak karışımlara tekrar katılarak, değerlendirilebilecek. Bu sayede doğal kaynakların çok kullanımı azaltılacak. Hem iktisada hem etrafa değerli katkılar sağlanarak İSFALT AŞ’nin karbon emisyon maksatlarına kısa sürede ulaşması planlanıyor. Yeni tesis, çevreci bir yapıya kavuşurken, kıymetli derecede güç verimliliği de sağlıyor. Yeni teknolojik altyapı sayesinde, evvelden 2 plant ile yapılan üretim, artık tek plant ile yapılabiliyor. Böylelikle 1 ton asfalt üretmek için sarf edilen güç ölçüsü, yeni devirde yaklaşık yüzde 60 oranında azaldı.
Konuşmaların akabinde, İmamoğlu ve beraberindeki heyetin butonlara basmasıyla, yenilenen fabrikada üretilen birinci asfalt, kamyonlara yüklendi.
