1. Haberler
  2. Yaşam
  3. Mona Roza Şiiri ve Muazzez Akkaya’nın Hikayesi

Mona Roza Şiiri ve Muazzez Akkaya’nın Hikayesi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Mona Roza Şiiri ve Hikayesi

Mona Roza Şiiri ve Hikayesi

Türk edebiyatının en saygın şiirlerinden biri olan Mona Roza, özellikle genç nesiller arasında merak uyandırmaya devam ediyor. Bu şiirin arka planı ve anlamı, pek çok edebiyatsever tarafından araştırılmakta ve sorgulanmaktadır. Peki, Mona Roza hikayesi nedir? Mona Roza kimdir? Muazzez Akkaya, Mona Roza’nın ilham kaynağı mıdır?

Mona Roza Hikayesinin Derinliği

Mona Roza Hikayesinin Derinliği

Sezai Karakoç, üniversite yıllarında yazdığı Monna Rosa şiirini, sınıf arkadaşı olan Muazzez Akkaya’dan esinlenerek kaleme almıştır. Sezai Karakoç, Muazzez’e derin bir aşk besler ancak bu duygularını ifade etmekte kendini yetersiz hisseder. Kalabalık bir ortamda, Muazzez’i uzaktan izleyerek duygularını gizli tutmaya çalışır. Muazzez Akkaya, Sezai’nin hislerinin farkında olsa da bu duyguların karşılıklı olup olmadığından emin olamaz. İkisinin de davetli olduğu bir törende, Sezai Karakoç cesaretini toplayarak Monna Rosa şiirini kalabalığın önünde okur. Şiir, dinleyiciler arasında büyük bir beğeni toplar ve bu an, ikilinin ilişkisi üzerinde önemli bir etki bırakır.

Mona Roza Ne Anlama Geliyor?

Mona Roza, kelime anlamı olarak ‘Gül Hanım’ demektir. Bu ifade, şiirin içindeki duygusal derinliği ve aşkın zarafetini simgelemektedir.

Muazzez Akkaya Kimdir?

Muazzez Akkaya, 1930 yılında Geyve’de doğmuş, ortaokul mezunu bir memur olan Hamid Akkaya ile Fitnat Hanım’ın kızıdır. Eğitim hayatına Mülkiye’de devam eden Muazzez, mezuniyetinin ardından Hazine avukatlığı yapmış ve Maliye Bakanlığı’na bağlı çeşitli görevlerde bulunmuştur. Orhan Giray ile yaptığı aşk evliliği sonucu 3 çocuk sahibi olmuştur. Nisan 1955’te Karayolları Genel Müdürlüğü’nde, ardından Ağustos 1955’te tekrar Maliye Bakanlığı’nda memur olarak çalışmaya başlamıştır. Mart 1957’de Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nde memurluk görevine atanmıştır. Ayrıca, Ankara Hukuk Fakültesi’nde fark sınavı vererek sertifika almış ve Ocak 1960’ta Maliye Bakanlığı Hazine Avukat stajyerliğine, ardından avukatlığa yükselmiştir. Eylül 1964’te eşi Orhan Giray’ın Tel-Aviv Mali Müşavirliğine atanması üzerine memuriyetten ayrılarak Tel-Aviv’e gitmiştir. 1967’de eşiyle birlikte yurda dönen Muazzez Akkaya, bu süreçte avukatlık kariyerine devam etmiştir.

Mona Roza Şiiri ve Muazzez Akkaya’nın Hikayesi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Cumhuriyet Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin