Beslenme çeşitleri ve trendleri süratle değişmeye devam ediyor. Son günlerin en merak edilen beslenme stili pesketaryenlik nedir merak konusu oldu.
Vejetaryen olan Şevval Sam, artık pesketaryen olduğunu açıkladı. Bu açıklamasından sonra vatandaşlar pesketaryen beslenme nedir sorusunu araştırmaya başladı.
Birçok oyuncunun da kilo denetiminde ve hayat şekli olarak benimsediği bir beslenme stili olan pesketaryenlik nedir, neler yenilebilir, işte ayrıntılar..
PESKETARYEN NEDİR?
Kökenini 1993’e kadar giden “pescetarian” yani pesketaryen sözcüğünün manası ; Beslenmesinde balık dışında öbür ete yer vermeyen kişidir.
Pesketaryen diyeti, bazıları tarafından sıhhat odaklı tüketilse de, karada yaşayan canlıların sürdürülebilir olması maksatlı da ortaya çıkmıştır. Pesketaryenlık, balık yahut öteki su canlıların olduğu , öbür hayvan etlerini tüketmeden yapılan beslenme alışkanlığıdır.
PESKETARYENLER NE YER?
Pesketaryen beslenme alışkanlığında lakto-ovo vejetaryenlerin tükettiği süt, yumurta ve hayvansal kaynaklı besinler yenilebiliyor.
Yenilebilecekler besinler ise; zerzevat, meyve,baklagiller, tahıl ve deniz eserleri bulunur.
Bunların tersine birtakım pesketaryenler süt eserlerini ve yumurta tüketirken kimileri hiç tercih etmezler. Genel olarak ele belirtmemiz gerekirse levrek, alabalık üzere tatlı su balıkları ya da ton balığı yahut somon üzere tuzlu su balıkları en çok tüketilenlerin ortasında yer almaktadır.
Tabi istiridye, karides, kabuklu deniz eserleri de tüketilenlerin ortasında yer almaktadır.
PESKETARYEN İLE VEGAN OLMANIN FARKI NEDİR?
Veganlardan farklı olarak pesketaryenler çoklukla süt/süt eserleri ve yumurta tüketiyorlar. Yeniden son yıllarda çok tanınan olan bitki bazlı beslenmeye de epey yakındır.
Pesketaryen beslenme, tıpkı bitki bazlı beslenmede olduğu üzere, sebze-meyve, tam tahıl, baklagil ve yağlı tohumları daha fazla içeriyor, münasebetiyle doymuş yağ ve kolesterol tüketimi daha düşüktür.
PESKETARYEN BESLENMENİN FAYDALARI
Yapılan çalışmalarda, pesketaryen beslenen bireylerin, et yiyenlere kıyasla, ekseriyetle daha az kalori aldığı ve daha sağlıklı beden yüküne sahip oldukları gösterilmiştir.
Tam tahıl, meyve-sebze, baklagil, yağlı tohum ve balıktan güçlü; rafine tahıl, kırmızı et ve işlenmiş et eserlerinin ise tercih edilmediği bu yeme modeli, diyabetten korunmada tesirlidir.
Vegan yahut vejetaryenlerden farklı olarak, balık ve deniz eserlerinin tüketiliyor olması, omega 3’ten varlıklı beslenmeye imkan sağlamaktadır.
Beslenme biçimine bağlı olarak yapılan tercihler metionin denilen amino asidin tüketimini arttırmakta ve bu durumun pankreas ve göğüs kanseri riskinde azalma ile bağlı olduğu düşünülmektedir.
Yüksek meyve-sebze, baklagil, yağlı tohum alımına bağlı magnezyum, potasyum, ve K vitamininden güçlü beslenmek, kemik sıhhatini da hayli olumlu etkilemektedir.
Deniz eserleri ayrıyeten iyot, çinko, potasyum, fosfor, B12 ve D vitamini için de uygun birer kaynaktır.
