“Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”, yarın saat 14.00’te toplanarak, onuncu toplantısını gerçekleştirecek.
Toplantıda, “çatışma çözümü” alanında çalışmaları bulunan Prof. Dr. Havva Kök Arslan, Prof. Dr. Sevtap Yokuş Veznedaroğlu, Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, Doç. Dr. Çerağ Esra Çuhadar, Fatih Ulusoy, Hüseyin Oruç, Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, Doç. Dr. Vahap Coşkun ve Prof. Dr. Talha Köse dinlenecek.
Komisyonun 18 Eylül Perşembe günü yapacağı onbirinci toplantıda ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde faaliyet gösteren Kadim Aşiretler Federasyonu, Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu, Medrese Alimleri Vakfı, İslami Bildirim Tedris İlim Hareketi Adamları Derneği, Doğu Güneydoğu Endüstrici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu, Doğu ve Güneydoğu İş Bayanları Derneği temsilcileri dinlenecek.
TERÖR ÖRGÜTÜ LİDERİ ABDULLAH ÖCALAN’IN DİNLENİP DİNLENMEYECEĞİ TARTIŞMASI…
Komisyonun, süreçle ilgili tarafların dinlenmesini bu hafta tamamlaması bekleniyor. Fakat komitede sık sık lisana getirilen terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın da dinlenip dinlenmeyeceği konusunda şimdi bir netlik bulunmuyor.
Yeniden Refah, DSP ve HÜDA PAR temsilcileri İmralı’ya gidilmesine karşı çıkarken, AK Parti kanadından bu mevzuda şimdiye kadar rastgele bir görüş lisana getirilmedi. Cumhur İttifakı ortağı MHP’nin Ulusal Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komitesi Üyesi, Genel Lider Yardımcısı Feti Yıldız, toplumsal medya hesabından “Meclis Liderimiz Sayın Numan Kurtulmuş, terör örgütü kurucusu Abdullah Öcalan’ın beyanlarını almak üzere zamanlaması ve metodu âlâ düşünülerek Ulusal Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Kurulu içerisinden 3 -4 kişiyi seçmesi bir zaaf oluşturmayacaktır” paylaşımında bulunmuştu.
DEM Partililer de komitede resmi olarak lisana getirmese de kesinlikle Abdullah Öcalan ile görüşülmesi gerektiğini vurguluyor. Komitede dinlemeler tamamlandıktan sonra, yasal çerçeve için hazırlıklar başlayacak. Komite üyelerinin yasal çerçeve konusunda görüş ve teklifleri dinlenecek.
İSKENDER BAYHAN: “KOMİSYONDA TARTIŞIP SONUÇLANDIRMAKTA FAYDA VAR”
Komisyon üyesi EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, “Bu süreç İmralı’da başlamış ve orada yürüyen bir süreç. Bu sürecin nasıl ilerleyeceği iktidar tarafından da vurgulandı. Hem Devlet Bahçeli’nin hem Erdoğan’ın, hasebiyle Cumhur İttifakı’nın, MİT’in açıklamaları var: Öcalan’ın tavırlarının ne kadar belirleyeci olduğu söz ediliyor. Öyleyse komitenin kesinlikle İmralı ile buluşması koşul. Bunun biçimi nasıl olur, ne biçimde olur? Komitenin İmralı’ya gitmesi daha manalı olur; yüz yüze irtibat, soru sorabilmek, konuşabilmek açısından. Ancak bunun kurulda bağıtlanması, sonuçlandırılması lazım. Yani bu yalnızca Meclis Başkanı’nın yahut iktidar bloğunun bir tasarrufu olmamalı. Onun için komitede tartışıp sonuçlandırmakta fayda var, kim gidecek, kaç kişi gidecek, nasıl gidilecekse” diye konuştu.
“İNSANLIĞA, HALKA KARŞI İŞLENMİŞ KABAHATLER DIŞINDAKİLERE YÖNELİK GENEL BİR SİYASİ AF ÇIKARILMALI”
Dinlemeler tamamlandıktan sonra komite üyelerinin partilerinin görüş ve tekliflerini söz edeceğini belirten Bayhan, bu bahiste yürüttükleri çalışmaları ve partilerinin görüşlerini şöyle anlattı:
“Bu bahiste üç ayaklı çalışma yürütüyoruz. Birincisi, insanlığa, halka karşı işlenmiş kabahatler dışındaki bütün politik tutsaklar da dahil genel bir siyasi af çıkarılması konusu. Bunun çerçevesi neler olmalı, hangi hususlar, hangi cürümler hariç olacak, kapsamı ne olacak? Zira anladığımız kadarıyla Cumhur ittifakı’nın yaklaşımı, bunu PKK ile sonlu tutmak. ‘PKK kendini fesheden örgüt’ yaklaşımıyla hudutlu bir düzenleme hazırlığı var. Biz bunu yetersiz buluyoruz.
Bu olmaz demiyoruz, bu olmalı esasen lakin bu yetersiz bugün açısından. Zira terörle çaba anlayışıyla Türkiye’de sürdürülen siyasetler yalnızca PKK ve PKK militanlarını değil, içine yüz binleri, milyonları aldı. Bu memlekette, ‘Terör örgütü üyesi olmamakla birlikte terör kabahati işlemek’ diye terör cürümleri icat edildi. Münasebetiyle bu açıdan daha kapsamlı, ‘insanlığa karşı işlenmiş, halka karşı işlenmiş hatalar hariç’ diye bir norm oluşturup, bunların hangi cürümler olduğunu netleştirip bu konular dışında kalanları kapsayan bir genel affın değerli olduğunu düşünüyoruz, onun üzerinde çalışıyoruz.”
“ARTIK SİLAH BIRAKMIŞ VE SİLAH BIRAKMAYI DESTEKLEYEN BÜTÜN PKK MİLİTANLARININ MESKENE DÖNÜŞÜNÜN SAĞLANACAĞI BİR YER OLUŞTURULMASINI İSTİYORUZ”
“İkincisi, ‘geri dönüş’ ve ‘silah bırakma’ konusundaki sürecin tamamlanması ve bu süreçle ilgili kamuoyunun kademe kademe bilgilendirilmesi. ‘Geri dönüş’ için özel olarak nasıl bir şey olur? Biz mevzuda da bir sınırlama olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Artık silah bırakmış ve silah bırakmayı destekleyen bütün PKK militanlarının geri dönüşünün, konuta dönüşünün sağlanacağı bir yer oluşturulmasını istiyoruz.
Mesela ahenk, topluma adaptasyon üzere şeylerden bahsediliyor. Biz buralarda çok sorun olacağını sanmıyoruz. PKK militanları silah bırakıp Türkiye’ye gelecekse geldikten sonra, çok istisnadır topluma ahenk konusunda sorun yaşama problemi. Zira bunlar tıpkı vakitte politik faaliyet yürüten beşerler. Hasebiyle asıl sıkıntı uzlaşıp anlaşmak, iktidar bloğuyla muhalefetin, partilerin komitede yer alan temsilcilerinin mutabık kalmasını sağlamak.
Orada da hareket yapmışlar yapmamışlar, kabahat işlemişler işlememişler, silah kullanmışlar kullanmamışlar, silahlı aksiyona katılmış katılmamışlar üzere ayrımların gerçekçi olmadığını düşünüyorum. Neye nazaran bileceksiniz, nereden bileceksiniz? Devlet kayıtları dışında ne var elimizde. Devlet kayıtları da ne kadar kendi mantığı açısından birebir gerçeğe isabet edecek? Bu şu mu demek; ‘sadece İstihbaratın kimliklerini tespit ettiklerini kabul edeceğiz, onun dışında ferdî beyan mı temel olacak.’ Böylesi detaylara girmenin işi zorlaştıracağını düşünüyoruz. Biz direkt silah bırakmayı kabul etmiş olan her PKK militanının geri dönüşünün sağlanabileceği düzenleme düşünüyoruz.”
“AKP’DEN SES YOK”
“Üçüncü çalıştığımız nokta ise anadil, kayyumlar konusu. İktidar kümesi, Cumhur İttifakı bir an evvel tahminen ‘geri dönüş’le ilgili bir çerçeve hazırlayıp buradan kendi yoluna devam etme kaygısında görünüyor, o denli parlamentoda kapsamlı bir çalışma niyetinde gözükmüyor lakin bilhassa anadil, kayyumlar konusu ki gördüğümüz kadarıyla iktidar kanadından MHP’nin de bu iki mevzuda AKP’den ayrışan bir tarafı var.
AKP kümesi ağzına hiçbir somut birşey almadı fakat MHP kümesi, kurula katılan Feti Yıldız, hem infaz düzenlemesi hem kayyumlar konusunda Cumhur İttifakı’ndan daha ileri şeyler söyledi ki Devlet Bahçeli de söylüyor bunları. Yani belediyeler yasasında düzenleme yapılması ve vazifeden alınan belediye liderlerinin yerine kimin geleceğine belediye meclislerinin kendilerinin karar vermesi konuları… Bu bir paragraflık bir düzenleme ve buna ait muhalefet olarak geçen devir bir kanun teklifi verilmişti esasen.
Yine ‘infaz yasası’ konusunda MHP’nin daha geniş bir yaklaşımı var fakat AKP’den bir ses yok. Cumhur İttifakı, Meclis Başkanı ve Saray’daki bu işlerin muhatapları bu kadar geniş bir çalışmayı devam ettirir mi yoksa kurulu bitirmeye mi kalkar o kısmı bilemiyoruz lakin asıl sorun şu ki, anadil konusundaki düzenlemeler ve öbür atılması gereken adımlara dair CHP’nin, bizim, DEM’in, TİP’in çalışmaları var. Yeniyol kümesi da sanıyorum bundan yana fakat bir çerçeve sunmadı, onlar da bu açıdan bir çalışma yapılması gerektiğini düşünüyor.”
