Sosyal korku nedir?
Birtakım durumlarda bir modül gergin, heyecanlı hissetmek olağandır. Örneğin, değerli bir sunum yapmadan evvel bir modül heyecan sizi canlı meblağ, performansınızı olumlu tesirler. Fakat, toplumsal dert yaşayan bir kişi için gündelik hayatın gerektirdiği bağlantı ve etkileşimler değerli ölçüde tasa, kaygı ve utanma hislerine neden olur. Herkesin onu değerlendireceğine, yargılayacağına, eleştireceğine dair ağır ve güçlü bir inanç geliştirmiştir. Bu inanç onu toplumsal kaçınmalara iter ve hayatını bloke eder.
Sosyal Dert tedavisi
Toplumsal telaş tedavisinde en tesirli terapi tekniği bilişsel davranışçı usulüdür. Ben de danışanlarıma bu prosedüre ilişkin tekniklerle yardımcı oluyorum. Bu yolun ana maksadı toplumsal tasayı ortaya çıkaran, tetikleyen faktörleri tespit edip, derdiyle düşünsel ve davranışsal olarak baş etmesini sağlamaktır. Bunu açmak gerekirse, tedavi iki koldan ilerler:
1- Bireyde tasa yaratan durumlar neyse onları objektif biçimde algılamasını sağlayarak yeni bir düşünme halini yerleştirmek,
2- Kişinin davranışlarını bu yeni niyet sistemine uygun hale getirmek.
Sosyal dert terapisi bir nevi “öğrenme” sürecidir. Telaşla baş etmenin uygun yollarını öğrenip uyguladıkça beyefendisine gönderilen sinyaller de değişir. Beyin yavaş yavaş bu değişimi algılar ve bireyde toplumsal dert belirtileri kaybolmaya başlar. Alışılmış ki, burada asıl kıymetli nokta, dert yaratan durum/durumlarla ilgili gerekli adımları süreğen ve dengeli biçimde atmaktır. Şayet bu gerçekleşirse, kalıcı bir değişim olacak ve kişiyi engelleyen şartlar büsbütün ortadan kalkacaktır.
Örnek üzerinden anlatmaya çalışırsam, tanımadığı bireylerin de yer aldığı 6-7 kişilik bir küme içinde “ya yanlış bir şey söylersem, herkes benle dalga geçebilir”, “herkes bana bakıyor ve inceliyor” üzere dertli niyetleri olan birisinin kanılarını ve bakış açısını nötr ve objektif noktaya almak tedavinin birinci koludur. İkinci kolu ise kişiyi bu durumlarla yavaş yavaş, kademeli bir halde yüzleştirmek ve adım atmasını sağlamaktır. Terapist olarak bizim rolümüz kişiyi çok zorlamak değil, onun suratında, onla mutabık kalarak tedavi planı oluşturmak, süreç boyunca destekleyici bir tavır içinde olmaktır. Bir yol arkadaşı üzere..
Bu ezayı yaşayan kişi sizseniz, tünelin ucunda ışık olduğunu bilin, lakin sihirli bir değneğin olmadığını da. Toplumsal tasa sizi hayattan, yapmak istediklerinizden alıkoyar, özgürce yaşamanızın, yavuz adımlar atmanızın önünü keser. Ne yaparsanız yapın, daima üstünüzde taşıdığınız bir yük üzeredir. Bu nedenle, net bir karar verip, toplumsal telaşla baş etmeyi hayatınızın baş gündemi olarak belirlerseniz ve terapistinizle adım adım ilerlerseniz, her gelişiminiz için kendinizi tebrik edip, kendinize yapan bir dost üzere yaklaşırsanız hayatı her istikametiyle duyumsayıp, hayatınızda yesyeni bir sayfa açabilirsiniz. Kendi gerçek potansiyelinizi içsel pürüzler olmaksızın yaşamak size çok daha doyumlu bir ömür getirecektir.
