1. Haberler
  2. Bilgi
  3. Tövbenin dindeki yeri nedir, nasıl tövbe istiğfar edilir ?

Tövbenin dindeki yeri nedir, nasıl tövbe istiğfar edilir ?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Haber Merkezi

Başta peygamberler olmak üzere bütün velîler, sâlihler ve sâdıklar; darlıkta ve bollukta, tasada ve sevinçte ebediyen Allah’a duada ve istiğfarda bulunmuşlardır. Çünkü dünya üzerinde hiçbir kul yoktur ki duaya ve tövbeye gereksinimi olmasın.

Sevgililer sevgilisi Hz. Peygamber (s.a.v) bile ebediyen dua ve istiğfarla Allah’a yakarışta bulunmuştur.

İbn-i Ömer -radıyallâhu anhumâ- şöyle der:

“Biz, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in bir mecliste yüz sefer:

‘Allâh’ım! Beni bağışla ve tevbemi kabul buyur! Zira Sen tevbeleri çok kabûl eden ve çok merhamet edensin.’ dediğini saymıştık.”(Ebû Dâvûd)

Tövbenin dindeki yeri nedir?

İstiğfar, kişinin kusurunun bağışlanmasını Allah’tan istemektir. Allah Gufran’dır. Affedicidir ve merhametlidir. Elbet Allah’ın merhameti, kulun günahlarından çok daha fazladır. Bir kimse günahını Allah’ın merhametinden büyük görmemelidir. Kul günah işler, pişman olur, Gaffar olan, merhameti büyük olan Allah affeder.

Allah’a şirk(ortak) koşmak dışında tüm günahlar affedilir

Kutsî bir hadise nazaran Cenâb-ı Hak, kendisinin özel olarak koruduğu kimseler hariç bütün insanların yanılgılı olduğunu bildirmiş, bu sebeple zâtından mağfiret dilenmesi halinde kusurları bağışlayacağını vadetmiştir.

Kur’an’a ve sahih Hadislere nazaran, Allah’tan içtenlikle mağfiret dilenmesi halinde şirk dışındaki bütün günahların affedileceği belirtilmektedir. Bununla birlikte öteki kimi naslar göz önünde bulundurulduğunda kul hakkının bağışlanmayacağı anlaşılır, çünkü bu hakkın sahibi Allah değil kuldur. Ayrıyeten bağışlanma talebi bir nevi tövbe niteliği taşır. Tövbenin kabul edilmesi için de kimi koşulların gerçekleşmesi kelam mevzusudur.

İstiğfar edenlere müjde!Tövbe ve istiğfar, dünyada ve âhirette azaptan kurtuluş vesîlesidir. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurur:“Allah Teâlâ Hazretleri (şu âyetle) ümmetim için bana iki emân indirdi:Sen ortalarında olduğun surece Allah onlara (umûmî bir) azap indirmeyecektir.Onlar istiğfarda bulundukları surece, Allah onlara azâb etmeyecektir. (el-Enfâl, 33)Ben ortalarından ayrıldığımda, (Allâh’ın azâbını önleyecek ikinci emân olan) istiğfârı kıyâmete kadar ümmetimin yanında bırakıyorum.”(Tirmizî)

Kur’an-ı Kerim’de Bağışlanmak

Mağfiret sözü bir yerde “başkasının kusurunu görmeme” manasında beşere, (el-Bakara 2/263), yirmi yedi âyette de Allah’a nisbet edilmiştir.Mağfiret kavramı, Kur’an’ın yaklaşık 100 müddetinde yer almak suretiyle Allah’ın engin merhamet ve bağışlayıcılığını tabir etmektedir. Ayrıyeten, “Şunu bilmelisin ki rabbinin bağışlayıcılığı engindir” (Necm 53/32) üzere müjdeleyici beyanlardan diğer mağfiret kavramının geçtiği âyetlerin birçoklarında mağfiretle birlikte büyük ecir, nicelik ve nitelik açısından üstün kıymetli rızık ve cennetlerin verileceği beyan edilmektedir.

İnsan ne kadar efor sarfetse de kendi ölçüleri çerçevesinde bile ülkü bir kişi olamaz. Hayatında yaratana ve yaratılmışlara karşı yanlış davranışlarda bulunmadığını kendi vicdanında kabul edecek birinin mevcudiyetini düşünmek kolay değildir. Bu açıdan bakıldığında en büyük hürmete lâyık olan Allah’ın kendisine karşı işlenen yanılgıları affetmesi kişinin hayata bağlanmasını sağlamakta, ebedî âlem konusunda ümitsizliğe kapılmasını önlemekte ve onu yapan bir psikolojiye yükseltmektedir. Bu mevzudaki âyetlerin genel muhtevasından anlaşılacağı üzere affedicilik geniş kapsamlı ilâhî bir vasıf olmakla birlikte gerçekleşmesi beşerde bulunması gereken birtakım niteliklere bağlıdır. Bunların başında tereddütsüz iman gelir. Birçok âyette buna faydalı davranışlar da (amel-i sâlih) eklenmiştir. Enfâl sûresindeki âyetlerde (8/2-4) Allah katında yüksek dereceler, mağfiret ve tükenmez rızkın vaad edildiği tereddütsüz imanın vasıfları şöyle sıralanmıştır: Allah’ın anılması halinde kalbin endişeye yaklaşan bir hürmete bürünmesi, Kur’an âyetlerine vâkıf olunduğu oranda imanın pekişmesi, Allah’a tevekkül edilmesi, namazın kılınması ve Allah yolunda harcama yapılması.

İstiğfar nedir, nasıl getirilir?

İstiğfar, kusurdan pişman olmak ve Yaradandan af dilemektir.Tövbe, Hakk’a dönüş demektir. Hakk’ı unutan ya da O’ndan gafil olan bir kulun, girdiği yanlış yolun farkına varıp yüzünü ve gönlünü Rabbine yöneltmesi ve affını dilemesidir. Bu türlü bir kulun kalbi büyük bir nedâmetle, için için yanar ve ılık gözyaşlarıyla Rabbine gönlünü açar. İşte bu yanış ve pişmanlık“tevbe”dir. Akabinde af dilemek için kalplerden taşan niyazlar da“istiğfar”dır.Günahlardan bağışlanmak için en kısa istiğfar şu biçimde getirilir:

“Estağfirullah El Azim.”Anlamı: “Şânı pek büyük olan Allah’tan bağışlanmamı diliyorum.” ifadesidir.

Tövbenin dindeki yeri nedir, nasıl tövbe istiğfar edilir ?
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Cumhuriyet Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin