Sağlık Bakanlığı, 2019’da Türkiye’de iki yeni cüzzam vakası tespit edildiğini açıkladı. Cüzzamlı hasta sayısı 544 olarak güncellendi.
Mycobacterium leprae isimli bakterinin yol açtığı kronik hastalık, özellikle periferik hudutları, deriyi, üst teneffüs yolu mukozasını ve gözleri etkiliyor. Hastalık, yol açtığı işlev kayıpları, toplumsal damgalanma ve dışlanma üzere olumsuz tesirleri nedeniyle özel bir sıhhat sorunu olarak bedellendiriliyor.
İlaç tedavisinin yaygınlaşmasıyla hastalığın görülme sıklığında manalı azalma olurken, erken teşhis konulduğunda cüzzam büsbütün tedavi edilebiliyor.
CÜZZAM NEDİR?
Cüzzam birinci olarak 1876’da Norveçli bir bilim insanı olan Dr. Gerhard Armauer Hansen tarafından keşfedildi. Türkiye’de cüzzamla çaba, birinci olarak Prof. Dr. Mazhar Osman’ın 1919’da Bakırköy Ruh ve Hudut Hastalıkları Hastanesi’nde, yaklaşık 40 cüzzam hastası için açtığı özel kısımda başladı. Türkiye çapında cüzzamın denetim altına alınması konusundaki en kapsamlı teşebbüs ise, 1976’da Prof. Dr. Türkan Saylan ve arkadaşları tarafından İstanbul’da kurulan “Cüzzamla Savaş Derneği” olarak kabul görüyor.