Yüzyıllardır bir şifa kaynağı olarak hastalıkların tedavi edilmesinde kullanılan Udi Hindi bitkisi, son vakitlerde hekimlerin dahi tavsiye etmesiyle hayli fazla kullanılmaya başlandı. Rivayetlere nazaran Hz. Peygamberin (s.a.v) ‘de tavsiye ettiği ve “Tedavilerin en güzeli hacamat ve udi hindi ile tedavidir.” buyurduğu bir bitki olan Udi Hindi bitkisi hakkında bilinmeyen her şeyi sizin için araştırdık…
Udi hindi, ana vatanı Uzak Doğu Asya olan, yararlarıyla yüzyıllardır insanların çokça dayanak aldığı özel bir bitki. Bilhassa yağ formda sıkça tüketilen bu bitki halk ortasında öd ağacı, kusti Bahri üzere isimlerle de anılıyor. Yalnızca yararları sebebiyle değil bir süs bitkisi olarak da meskenlerde yerini alıyor.
İlk kere duyan herkesi hem ismi hem de imgesiyle şaşırtan, yararlarıyla ise kendine hayran bırakan bu bitki, yanlışsız halde yetiştirildiğinde uzun yıllar dayanabiliyor, dört mevsim yapraklarını dökmüyor. Bilhassa bağışıklık sistemi üzerinde güçlendirici tesirler oluşturduğundan son yıllarda kendisinden dayanak almak isteyenler giderek artıyor.
- Doğal bir antibiyotik olarak görülüyor, bağışıklık sistemini güçlendirirken hastalıkların da süratle güzelleşmesine dayanak oluyor.
- Grip, nezle başta olmak üzere kış aylarında sıklıkla görülen hastalıklara yeterli geliyor.
- Udi hindinin bilhassa boğaz ağrılarına karşı hayli tesirli olduğu söyleniyor.
- Burun tıkanıklığının da süratlice geçmesini sağlıyor.
- Vücutta oluşan iltihaplanmaların daha süratli güzelleşmesine yardımcı oluyor.
- Mide ağrısı üzere birçok mide meselesine tahlil oluyor.
- Doğal bir ağrı kesici tesiri göstererek baş ve mide ağrıları başta olmak üzere birçok ağrının süratlice geçmesini sağlıyor.
- Antioksidan özelliğiyle udi hindi bedeni mikroplara karşı koruyor, halihazırda bedene giren mikropları da bedenden uzaklaştırmada dayanak oluyor.
- Enerji veriyor, yorgunluğa güzel geliyor.
- Çiğnendiğinde ağız kokusunu gideriyor, sistemli kullanımda kalıcı bir ferahlık sağlıyor.
- Balgam söktürücü tesirleri olduğu da biliniyor.
- Cilt sıhhati üzerinde de olumlu tesirleri olduğu bilinen udi hindi, nizamlı kullanıldığında cildi lekelerden arındırıyor, daha parlak ve pak bir cilde sahip olmanıza yardımcı oluyor.
- Antioksidan özellikleriyle beynin sıhhatle çalışmasına takviye olan udi hindi, gerilime ve gerilim kaynaklı uykusuzluk üzere sorunlara de âlâ geliyor.
Udi Hindi yağı nasıl yapılır?
Öncelikle Udi hindi bitkisini ya da yağını temin etmek için sağlam aktarlara başvurmalısınız. Aldığınız bitkinin nitekim udi hindi olduğuna emin olmalısınız. İşte Udi Hindi yağının hazırlanışı.
Cam bir kavanozun içerisine bir çay bardağı kadar gerçek zeytinyağını ve iki çay kaşığı kadar udi hindi tozunu ekleyin. Kavanozun kapağını kapatarak karışımı iki hafta boyunca bekletin. Ayrıyeten güneş altında bekletilirse daha tesirli olabilir.
Hazırlanan udi hindi yağı egzama kaşıntılarına ve cilt yanıklarına karşı kullanılabilir. Birebir vakitte udi hindi tozu bal ile karıştırılarak tüketildiğinde ağrı kesici tesiri verecektir.
Udi Hindi yağı nasıl kullanılır?
- Udi hindi çayı demleyerek içebilirsiniz.
- Boğaz ağrıları başta olmak üzere birçok tesirinden süratlice faydalanabilmek için onu aktarlardan toz halde temin edip bal, pekmez üzere bir tatlandırıcıyla karıştırarak yutabilirsiniz.
- Cildinize uygun gelmesini isterseniz yapacağınız yüz ve cilt maskelerinin içine udi hindi yağını ekleyebilirsiniz.
- Dilerseniz az ölçüde zeytinyağı ile karıştırarak direkt cildinize uygulayabilirsiniz.
- Daha pratik bir biçimde tüketmek isterseniz direkt oda sıcaklığındaki bir bardak suyun içine birkaç damla udi hindi yağı damlatarak içebilirsiniz.
- Önemli bir not: Udi hindi güçlü tesirleri olan bir bitki olduğu için kullanmadan evvel kesinlikle hekiminize danışmalısınız. Tansiyon, diyabet üzere kronik ve önemli bir rahatsızlığınız varsa, farklı bitkilere karşı bedeniniz alerjik tepkiler gösterebiliyorsa ya da daha evvel benzeri bir deneyim yaşadıysanız hekiminize istişareden ve onayını almadan asla tüketmemelisiniz. Udi hindi de dahil olmak üzere hiçbir eseri çok kullanmamaya, tüketmemeye itina göstermelisiniz. Kelamın kısası, hiçbir doğal malzemeyi tek başına tedavi edici olarak görmemeli, hekiminizin tekliflerinin dışında bir davranışta bulunmamalısınız.
