CHP Milletvekili Umut Akdoğan’dan Sayıştay Raporları Üzerine Açıklama
CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, Sayıştay’ın Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıflar Bankası’na ait 2022 raporlarında yer alan takipteki kredilere ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Akdoğan, Sayıştay’ın bu üç kamu bankasının hesaplarında yüzlerce “batık kredi” tespit ettiğini vurguladı.
Bugün yaptığı yazılı açıklamada, “TOPLAM 224 MİLYAR TL YAKIN TAKİPTE” ifadesini kullanarak dikkat çekici veriler paylaştı. Demirören Holding’in Doğan Medya’yı satın almak amacıyla kullandığı yaklaşık 900 milyon dolar tutarındaki krediyi ödememesi ve bankaya 25 milyon dolarlık faiz borcu olduğu gündemdeyken, kamu bankalarındaki batık kredilere dair skandallar Sayıştay raporlarıyla gün yüzüne çıkmış durumda. 2003 yılından itibaren bu üç kamu bankası tarafından yüzlerce firmaya kullandırılan kredilerin toplamı 224 milyar TL civarında bir yakın takip sürecine girmiş durumda.
- Bu krediler, borçlusunun ödeme gücünde veya nakit akımında olumsuz gelişmelerin gözlemlenmesi, ya da borçlunun önemli ölçüde finansal risk taşıması gibi nedenlerle yakından izlenmesi gereken durumları içeriyor.
- Dolayısıyla, bu 224 milyar TL’nin firmalardan tahsil edilmesinin giderek zorlaştığını ifade etmek mümkün.
Demirören Holding’in yaklaşık 900 milyon dolarlık borcunu ödemediği Ziraat Bankası, 91.7 milyar TL’lik kredi borcunu takibe alırken, bilançolarına bunun 11.6 milyar TL’sini ‘zarar niteliğinde’, 1.2 milyar TL’sini ise ‘şüpheli’ olarak kaydetmiş. Halkbank, 51.8 milyar TL’lik kredi borcunu yakın takibe alırken, 11.1 milyar TL’lik kredi borcunu ‘zarar niteliğinde’, 2.18 milyar TL’lik borcunu ise ‘tahsili şüpheli’ olarak değerlendirmiş. Vakıflar Bankası’na gelindiğinde ise, 81.2 milyar TL’lik kredinin yakın takipte olduğu, bunun 15.8 milyar TL’sinin ‘zarar’ olarak kaydedildiği ve 2.1 milyar TL’sinin tahsilinin şüpheli olduğunu görmekteyiz.
“…AMA YİNE DE KREDİ VERİLİYOR”
Akdoğan, batık kredilerin bu hale gelmesinin sebeplerini de ele aldı. Raporlarda, bağımsız kuruluşların kredi verilmesi süreçleri ile ilgili firmalara yönelik Sayıştay uyarılarına rağmen, bu kredilerin göz göre göre verilmeye devam ettiğini belirtti. Birçok firma hakkında kredi tahsisi öncesi Finansal Analiz Raporları (FAR) hazırlanmakta, borçluların nakit akım riski, likidite riski ve kaynak temin riski gibi durumları dikkatle izlenmesine rağmen kredilerin yine de verilmesi dikkat çekici.
- Örneğin, Gebze’de bulunan bir firmanın 2018’de kullandığı kredi karşılığında şu anda 1 milyar 195 milyon TL borcu bulunmakta ve bu borcun 35 yılda ödeneceği belirtilmekte.
- İki termik santrali olan bir firmaya 2004 yılında kredi verilmiş, ardından 425 milyon TL bir yıl ödemesiz ve toplam 5 yıl vadeli yapılandırma yapılmış; bunun yanı sıra 620 milyon TL iki yıl ödemesiz toplam 7 yıl vadeli bir başka yapılandırma gerçekleştirilmiş. 2019 ve 2022 yıllarında yeniden yapılandırmalar yapılmış ve 450 milyon TL ilave kredi verilmiş.
- Şu anda söz konusu firmanın borcu 3.8 milyar TL’ye ulaşmış durumda ve ne zaman ödeyeceği belirsiz.
“ÜÇ KAMU BANKASI YILLARDIR KAMUNUN PARASINI HOYRATÇA DAĞITMAYA DEVAM EDİYOR”
Akdoğan, ayrıca 2010 yılında verilen bir kredi örneği ile durumu daha da çarpıcı bir hale getirdi. “Firmanın bankaya borcu 296 milyon TL. Bu firmanın tek hissedarı hakkında dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik suçları nedeniyle suç duyurusu yapılmış. MASAK araştırması devam ediyor.” dedi. Örneğin Vakıflar Bankası’nın bu şekilde birçok defa yapılandırdığı ama tahsilat yapamadığı 540 müşterisi bulunmakta ve bu kredilerin toplamı 2.1 milyar TL. Yine, Vakıflar Bankası’nın 10 milyon TL ve üstü kredilerde yapılandırdığı 136 müşteri ile 505 kredinin borcunun toplamı 39.3 milyar TL’ye ulaşmış durumda.
Akdoğan, “Biz de Sayıştay’ın raporlarını inceledik ve üç kamu bankasının toplamda 38 milyar TL’lik kredi borcuna karşılık adeta bir bardak su içmiş olduğunu gördük. Vatandaş, üç kuruşa muhtaç hale gelmişken, yoksulluk almış başını giderken, bu üç kamu bankası yıllardır kamunun parasını, yandaş müteahhitlere ve yandaş konut firmalarına hoyratça dağıtmaya devam ediyor. Sonrasında da bu borçların peşine düşmüyorlar. Kamu bankaları adeta soyuluyor; tam anlamıyla kamuda bir soygun var.” diyerek durumu eleştirdi. Akdoğan, bu soyguna son verilmesinin ancak sorumluların tespit edilmesi ve kamu adına doğan tüm zararların bu sorumlulardan tahsil edilmesi ile mümkün olacağını belirtti.