Kulak Burun Boğaz (KKB) Uzmanı Op. Dr. Özlem Özer, ’influenza virüsü’ ile ilgili değerli ikazlarda bulundu. Özer, bilhassa denetim altına alınmayan yüksek ateş, devam eden mide ve kas ağrılarında kesinlikle doktora başvurulması gerektiğini belirtti. ‘Kuş ve domuz gribi’ üzere telaffuzlarına da açıklık getiren Dr. Özer, bu grip cinslerini sağlıklı insanların atlatabileceğine dikkat çekti. İnfluenza virüsünün A-B-C biçiminde cinsleri olduğunu söyleyen Özer, “Daha evvel de domuz gribi, kuş gribi üzere hadiselere rastlanmıştı. Bireyin domuz gribinin olup olmaması değerli değil, domuz gribini olağan sağlıklı bir insan da atlatabilir. Bu semptomatik tedaviler kendine düzgün bakarak, istirahat ederek atlatılabilir lakin risk altında olan kümelerin kesinlikle hastaneye başvurması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
“İKİ ETKEN DE ASLINDA VİRÜSTÜR”
Son günlerde rastlanan salgına dikkat çeken Dr. Özer, “Aslında kış ayı boyunca yaşadığımız nezle ve gribi her devirde yaşıyorduk. Bu sene herkes ‘Hiçbir formda bu kadar hasta olmamıştım, toparlanamadım, tam hastalığım güzelleşiyordu tekrar ortaya çıktı’ diyerek bize başvuruyor. Nezle ile gribi ayırmak lazım. Nezlede daha hafif şikayetler oluşmakta. Hafif bir burun akıntısı, hafif öksürük, boğaz ağrısı, hafif bir baş ağrısı. Gripte daha farklı semptomlar olur, bunlar çok şiddetlidir. İki etken de aslında virüstür” formunda konuştu.
“BİZ BUNA ASLINDA ‘PERİŞAN’ HASTALIĞI DİYORUZ”
Grip hastalığına neden olan virüse karşı antibiyotik tedavisinden çok hastanın şikayetlerine nazaran tedavi programı uygulanması gerektiğini söyleyen Dr. Özer, bu tür grip hadiselerini ‘perişan’ hastalığı olarak nitelendirdiklerini söz etti. Dr. Özer, “Virüs dediğimiz şey nedir? Antibiyotiklerin bir işe yaramadığı, büsbütün semptomatik yani hastanın şikayetine yönelik tedavilerin gerektirdiği bir durumdur. Nezlede 2-3 gün içerisinde semptomatik ilaçlarla atlatılır. Lakin gripte çok şiddetli baş ağrısı, kas ağrısı, mide bulantısı, iştahsızlık, boğaz ağrısı eşlik edebilir, etmeyebilir, burun akıntısı eşlik edebilir, etmeyebilir fakat hasta perişandır. Biz buna aslında perişan hastalığı diyoruz. Hasta kapıdan girdiğinde bile biz bunun hakikaten grip olabileceğini hastanın durumundan da anlayabiliyoruz” dedi.
HER GRİP OLAN HASTA HASTANEYE BAŞVURMALI MI?
Hastalığın kendisini göstermesinden sonra yüksek ateşin denetim altına alınamaması başta olmak üzere devam eden şikayetlerde kesinlikle doktora başvurulması gerektiğini lisana getiren Dr. Özer, “Her grip olan hasta hastaneye başvurmalı mı? Hayır. O vakit zati hastanelere girecek yer olmazdı. Şayet bu şikayetlerimiz bilhassa yüksek ateş, denetim altına alınamıyorsa, ateş düşürücüler ve ağrı kesiciler bazen yarar etmeye bilir. Hastanın iştahı büsbütün kesilip kâfi sıvı alamıyorsa, mide bulantısı çok arttıysa, kas ağrıları çok arttıysa, bilhassa teneffüs düşüncesi arttıysa, öksürük çok şiddetlendiyse kesinlikle hastaneye başvurulması gerekiyor. Şayet başvurulmazsa, komplikasyon dediğimiz zatürre, orta kulak iltihapları üzere bedeni etkileyebilecek, hastane yatışını gerektirebilecek durumlara yol açabiliyor” diye konuştu.
“7 YAŞ ALTI ÇOCUKLAR, 65 YAŞ ÜZERİ YAŞLILAR RİSK KÜMESİNİ OLUŞTURUYOR”
Hastalıkta yapılması gerekenleri de anlatan ve aşı olunması gerektiğine dikkat çeken Dr. Özer, “Bu durumlarda ne yapmalıyız? Aslında her şeyden evvel gripten korunmak için aşı kesinlikle yapılmalı. Kimlere yapılmalı? Herkese değil, daha çok bu risk altında diye bahsettiğimiz kimi hasta gruplarımız var ya da insan kümeleri diyelim. 7 yaş altı çocuklar, 65 yaş üzeri yaşlılar, ek hastalıkları olan şeker, kalp hastalıkları üzere ek hastalıkları olan hastalarımızın kesinlikle eylül ve ekim aylarında aşı olması gerektiğini düşünüyoruz. Bununla birlikte olağan ki hastane çalışanlarımız da risk altında, bu arkadaşlarımızın da aşı olması gerekmektedir. Aşı büsbütün korur mu? Hayır lakin en azından şikayetlerin daha hafif geçmesine yol açar” tabirlerini kullandı.
